Tropical traduction Anglais
1,009 traduction parallèle
Bir geminin küpeştesine yaslanmış, denize ve yıldızlara bakarken gördüm ayışığında, tropikal bir kıyıda dururken üstümüzde palmiye ağaçları hışırdarken.
I saw us leaning on the rail of a ship, looking at the sea and the stars... standing on a tropical beach in the moonlight... with the palm trees sighing above us.
Tropik koşullar altında burada kopyalamaya çalıştığımız bu melez bitkinin adı, Clavaria Formosa bizim damıtabildiğimiz özel bir madde üretir.
Under tropical conditions, which we have tried to duplicate here, this hybrid plant, clavaria formosa, produces a mold from which we've been able to distill...
Yalnız gecelerde, tropik yıldızların altında, salondan yükselen Viyana valslerinin yumuşak ritminde...
Then alone at night, under a canopy of tropical stars, with the soft strains of a Viennese waltz from the salon...
Kayaları izleyerek, tropik yağmurlarla... bayırdan sürüklendiklerini anlarım.
By tracing the rocks, I find they come from a ridge... washed down by the tropical rains.
Tropical Park'taki dördüncü yarışın sonucuna bakmak istiyorum.
I want the result of the fourth race at Tropical Park.
Bu tropikal geceler, aldatıcıdır.
These tropical nights are deceptive.
Görünen o ki Miami'ye tropikal fırtına yaklaşıyor...
In Miami, a tropical hurricane seems to be approaching...
Erkek kardeşim Tropiklerdeki ayın resmini yapmak için beş yıl önce buraya gelmişti.
I have a kid brother who came down here five years ago to paint a tropical moon.
- Tropik hastalıkları yenmişsiniz.
- You do well with tropical diseases.
İşte içinde uyunacak tropikal gece
# Here's a tropical night to go sleeping in
O vakit tropikal denizlere dalar, batık hazineleri arardım.
Then i'd descend into the tropical seas and look for sunken treasure.
Tabikii, türler aynı değil, Ama yapılış yönü tüm tropikal ormanlarda aynı.
Of course, the species are not the same, but the way of acting is the same in all tropical forests.
Tropik fırtınalar var.
They got tropical storms.
Kavurucu güneş ve tropik yağmurlar.
The blistering sun and the tropical downpours.
Yağmur nihayet durdu, ve sakin bir tropikal gece oldu.
It finally stopped raining. A calm tropical night.
"Otçu çocuklar", tropikal çim üreticileri.
"Grass boys", Manufacturers of Tropical Lawn.
- Hmm, belki de tropikal balığına uygun bir akvaryumla ilgilenirsin?
- Well, perhaps you'd be interested in a lovely aquarium for your tropical fish?
Tropikal ağaçlar hakkında çalışmaya devam edeceğim.
I continue to study tropical trees.
Genç, hoş biriyle nefis bir tropikal gecede... buluş dedim diye mi?
Just because we ask you to meet a sweet young thing... on a beautiful tropical night?
Tropik balıkları sever misin?
You like tropical fish?
Bir tür tropikal çiçek.
A kind of tropical flower.
Ender bulunan tropikal bakılardılar.
They were rare tropical fish.
Çok ender bulunan bir tropikal balık.
A very rare tropical fish.
Heybetli dağlar, beyaz altın rengi sahiller Hindistan cevizi ağaçları, ve kavurucu güneş.
Towering mountains, white gold beaches... coconut palms and hot tropical sun.
Neyse ki sonradan aklım başıma geldi ve kendimi sokağa atmayı başardım.
By the time I could've been put in a tropical-island mood, I was out on the street.
Tropikal ada havasına girebilmen için kaç kadeh içmen gerekiyor?
How many drinks does it take... to put you in that tropical-island mood?
Yarın Antwerp'teki Tropikal Tıp Okuluna gideceksin.
Tomorrow you will leave for the School of Tropical Medicine in Antwerp.
Tropik tıp üzerine hararetli çalışmalarınızdan sonra... neden o kadar ayı burada geçiresiniz ki?
Why should you waste all these months of your time here... after your strenuous courses in tropical medicine?
Tropik Tıp Okulunda...
At the School of Tropical Medicine...
Mektubumda tropik bir adada güvende olduğunu söylemiştim.
I wrote to her you were safe and sound on that tropical island.
Tropik palmiyelerin ve kumsalların çevrelediği volkanlar...
Volcanoes surrounded by tropical palms and sandy beaches.
Roger, sıcak süt içmek ve tereyağı yemek için bir tropik cennete 1280 km. Uçtum.
Roger, I flew 800 miles to a tropical paradise to drink hot milk and butter.
Bir sürü tropik kuş çeşidi ve su aygırı var...
- Yes. It's full of tropical birds and hippopotami.
Fakat Orta Amerika'nın tropikal ormanlarında ise bir medeniyet yeşermişti.
But in the tropical jungles of Central America, a cicilization had burst into full flower.
Sonra tropik bir hastalık yüzünden bir sene kaybetti.
Then he lost another whole year after that to some strange tropical disease.
Devam filmi CinemaScope ve Technicolor'ta gösterime girecek Odile ve Franz'ın tropikal maceraları.
An upcoming film will reveal, in CinemaScope and Technicolor, the tropical adventures of Odile and Franz.
Tropikal Hastanelere sormuş.
He's checked with Tropical Medicine.
Tropik bir ülkede, yazın tam öğle vakti yapmayın.
Not at high noon in a tropical country in summer.
Tropikal kökenli Çatal Kuyruklu Nagasaki Kelebeği Japonya'daki doğal ortama uyum sağlamıştır.
Nagasaki Swallowtail ( Papilio memnon ) is known in Japan as a naturalized butterfly of tropical origin.
Çatal kuyruklu kelebekler ;... Çatal Kuyruklu Mikado Kelebeği ve Çatal Kuyruklu Nagasaki Kelebeğidir. Özellikle güney tropikal kökenli Çatal Kuyruklu Nagasaki Kelebeği, Japonya'daki yeni iklime alışmış örnek bir türdür.
This butterfly... of all swallowtails, Mikado Swallowtail and Nagasaki Swallowtail, especially Nagasaki Swallowtail of southern tropical origin is an example of naturalized species in Japan.
Tropik tarzda bir cennet
Well, it's heaven, tropical style
Ama elimden gelenin en iyisini yapacağımı bilirsiniz bu adamlar eksik donanımla tropik iklimde savaşamazlar.
But you know as well as I do... that men who have not been fully conditioned... to the tropical climate simply cannot fight.
Tropikal Oteli yönetimi saygılarını sunuyor ve otelde kalmaktan mutlu olacağınızı umuyor.
The management of the Hotel Tropical send their compliments and hope you will enjoy your stay with us.
Tropikal tıp uzmanıyım. Genellikle Afrika'dayım.
I'm in tropical medicines, mostly in Africa.
Londra Tropikal Tıp Fakültesi'nde profesör.
Professor at London School of Tropical Medicine.
Gerçekler, güzelliğe karşı üstün gelince tropik hastalıkların bahçesinde masumluğumuzu yitirince kansız insanlarla birlikte hayvanların gözeneklerindeki kurtçuklarla aynı havayı soluyunca ya da sokaktan evimize kaçtığımızda yoksulluk da bizi izliyor, hem de en ölümcül şekilde yemek gibi, kitap gibi, plak gibi giysi gibi, tabak gibi, deri gibi.
When beauty is overtaken by reality, when we lose our purity in these gardens of tropical diseases when with anaemic people we breathe the same air of the worms in the animals'pores, or when we flee from the streets and inside our homes poverty follows us in it's most lethal forms, like food, books, records, clothes, plates, skin, your liver bursts in rage, your throat panics and an inexplicable oblivion of ourselves.
Tropikal bitkiler hakkında konuşuyorlar.
They talk about tropical plants.
Tropik iklimleri sevmem.
I don't like tropical climates.
Burası onun sığınağı, kulesi ve tropikal adasıydı.
Here he had his refuge, his tower, his tropical island.
Altı yıl önce maruz kaldığınız tropikal ateş yeniden nüks etmiş olabilir.
It may be a recurrence of that tropical fever that you contracted about six years ago.
Garip tropikal hastalıklardan birine yakalandı.
One of those strange tropical diseases.