Tunes traduction Anglais
806 traduction parallèle
Hoparlörlerinizin sesini açmaya hazır olun, zira size bir sürü bulaşıcı melodiler dinleteceğim.
Get ready to fire up those speakers, because I've got a horde of infectious tunes headed atcha.
Hayır.Ben melodi çalarım...
No. I play tunes...
Bence melodiler bir kafadan diğerine atlıyor.
I think tunes jump from head to head.
Keşke Strauss gibi besteler yapabilseydim.
I wish I could write tunes like Strauss.
Bu gece de mi beste yapacaksınız efendim?
Gonna work on your tunes again tonight, sir?
Bir çok ezgi çalıyor.
It plays many tunes.
Sahne dışında kalıp, ezgilerle... eğlenen sanatçılar.
Actors who entertain with tunes, waiting outside theaters.
Jüri üyeleri, Sör Walter Scott'un hep dediği gibi, "Barışta, aşk çobanın kavalındadır, savaşta, süvarinin atında."
Members of the jury, as Sir Walter Scott is always saying, "In peace, love tunes the shepherd's reed, in war, he mounts the warrior's steed."
En sevdiğim şarkılardan biri.
One of my favourite tunes.
Belki başka şarkılar da biliyorumdur.
Maybe I know some other tunes.
- Amy müzik sözü vermişti.
- Amy promised us tunes. Now it's over.
Fareli Köyün Kavalcı'sının sihirli melodileri, 7'den 77'ye bütün çocukların ilgisini çekiyor. Pamuk şekerinin pervasız güzelliğinin içinde kaybolun Ağız dolusu kahkahalar
The pied piper, whose magic tunes lead children of all ages, from 6 to 60, into a tinsel and spun-candy world of reckless beauty and mounting laughter, whirling thrills, the rhythm, excitement and grace of daring and blaring and dance,
With the magic of June
With the magic of tunes
Ele geçirilmeyenler kanepede bir süre uyuyorlar. Gitarla Hausa ezgileri çalarken uyuyakalıyorlar.
And those who have not been possessed for some time sleep on the couch, falling asleep to the guitar playing the tunes of the Haouka.
Sabah saat 10, yağmur yağıyor. Tek telli bir kemandan Hausa ezgileri yükseliyor.
It is ten in the morning, it rains., A one string fiddle is playing The Haouka tunes.
Dans eder misiniz, Bay Cavendidge?
This is one of my favorite tunes.
En iyi giyinen on kadın, en iyi on takım, en sevilen on şarkıdan sonra... şimdi de arananların ilk on listesi.
They got the 10 best-dressed dames, the 10 top teams, the 10 top tunes and now the 10 most-wanted.
- 16. yy pop ezgileri.
- Sixteenth-century pop tunes.
Değişik tonlarda çalıyorlar.
They re playing different tunes.
Sadece kulağına çalınsın diye şarkılarımızdan bir tanesini söylemeye başla.
Just start singing him one of our tunes, casual-like.
Sanayinin cilveleri, evlat.
Tunes of industry, boy.
Bunları kafanıza yerleştirdiniz mi, birbirine karıştırarak milyonlarca ezgi söyleyebilirsiniz.
Once you have them in your head you can sing different tunes... ... by mixing them up. Like this :
Dönen siyah payetler
To gay dancing tunes
# Severiz akılda kalan melodileri Saçma kelime oyunları ve hazırcevaplılığı #
Who love catchy tunes, silly puns, and repartee
# Severiz akılda kalan melodileri Saçma kelime oyunları ve hazırcevaplılığı #
We love catchy tunes, silly puns, and repartee
Kendi müziğimi yapıyorum.
I make up tunes of my own.
Evet, basit melodili şarkılar...
Yes, simple tunes sung with...
İşimiz en popüler şarkıları çalmak, ve şimdi de Hank Hopkins'den It was a Long Happy Day.
Our business is playing top tunes, and here's Hank Hopkins, It was a Long Happy Day.
BU aptalca ezgileri çalmak sadece sana uygun!
It's only fit to play those silly tunes of yours!
Orkestra, restorandaki boş masanın başında en sevdiği şarkıları çaldı.
The orchestra in the restaurant... they stood around his empty table... and played all his favorite tunes.
- Bunun için param yok!
I have no money for tunes.
Kadın alet çalıyordu.
That woman was playing tunes.
Herhangi bir düzenleme yaptınız mı, Bayan Wade?
Contessa... Looney Tunes, Mr Wade.
Evet, öyle. güç ve o akort biliyor.
Yes, that's it. Stronger than himself and he knows the tunes.
O melodileri duydukça Dans etmek geliyor içimden
# I thrill to all the tunes that make me want to dance Cheer up.
Sonra herkes kehanetlerinin tutup tutmadığına bakmak için ekran başına geçer.
Then next week everyone tunes in to see how good her predictions were.
Ben en sevdiğiniz sunucunuz Kurbağa Kermit... Günün en hit şarkılarıyla sizi mutlulukla yoldan çıkarıyor.
This is Kermit the Frog, your favorite jock, with all the top tunes of today spinning merrily out your way.
Bildiğimiz bir beste bile yok.
We don't even know any tunes yet.
Bir yalan insanların kafasını değiştirmeye yeter.
* NO MATTER WHAT, WE'LL GET IT SOLD * * WE'LL USE CATCHY JINGLES, SNAPPY TUNES AND PRETTY GIRLS WITH BIG BALLOONS *
Yanlızlık şarkılarının ulu görüşleriyle
With supreme visions Of lonely tunes
"Onun için, hangi mevsim olursa olsun,..... bu şehir siyah ve beyaz renkleri olan..... ve George Gershwin'in motiflerinin sürekli çalındığı bir yerdi."
"To him, no matter what the season was, this was still a town that existed in black and white and pulsated to the great tunes of George Gershwin."
Güzel melodiler, değil mi?
Really groovy tunes, eh?
- Hepsini harika söylüyorsun.
- All those tunes you sing wonderfully.
Aslında, son albümünde senin şarkılarından birini okudu.
In fact, she did one of your tunes on her latest album.
Kimsenin ekmeğiyle oynamak istemem ama bir daha benim şarkılarımı okumazsan sevinirim.
Now, I don't begrudge anybody their due but I'd appreciate you not recording any more of my tunes.
Kendinden üçüncü tekil şahıs olarak söz eden herkes delidir.
Anybody who talks about themselves in the third person is Looney Tunes.
Evet, ıslık. Şarkı.
- Yes, whistle tunes.
Sizler bize iyi davranan tek kisilerdiniz. Bize Elmore James melodileri söyleyip, harplar caldiniz.
You're the only one that was ever good to us... singing Elmore James tunes and blowing the harp for us down here.
Antonio Körfezinin 100 yaşını kutlamanıza yardımcı olacak parçalar hazırladım.
I've lined up some tunes to help you celebrate... the 100th birthday of Antonio Bay.
Bunların hepsi saçmalık Rick.
It's looney tunes, Rick.
Bandodan en iyi melodilerini çalmalarını istiyorum.
I'd like to ask the band to play one of his best tunes.