Tüm avrupa traduction Anglais
364 traduction parallèle
Tüm Avrupa'yı ve İtalya'yı gezdik.
We been all over Europe and Italy.
# İnsanlık ateşi tüm Avrupa'dan # # Geçti gitti #
The fire of humality has been passed through the whole Europe
Bir kadının esmer olup olmadığını anlamak için tüm Avrupa'yı bekletme yolunu seçtin.
You let all Europe wait just to find out if a woman is a brunette.
Adınızı tüm Avrupa'da duyurdum.
I've made your name famous throughout Europe.
Savaşta, elinde tüfeğiyle tüm Avrupa'nın yarısını dolaşmıştı.
In the war, he walked halfway across Europe with a rifle in his hand.
Savaş patlak verdiğinde, Fransa hariç tüm Avrupa'yı iyi tanıyordum.
When war broke out, I knew all of Europe, except France
Tüm Avrupa sosyetesi burada.
Every face card in Europe is out there :
Tüm Avrupa'nın geleceği Atilla'nın ellerindeydi.
By now, Attila has the future of all of Europe in his hands.
İngiltere'nin müttefikleri bir bir yenilmişti... Nazi işgalinin kara lekesi... tüm Avrupa haritasına yayılmaktaydı.
Britain's allies have been defeated one by one, as the dark stain of Nazi conquest spreads across the map of Europe.
Bir numaralı göreve. Tüm Avrupa'nın şefi olurum. Londra Şubesi'nin başına geçerim.
Head of all European operations, headquarters in London.
Fransız sahillerindeki tatilciler ve tüm Avrupa olanları izledi.
In the French beaches, vacationers, Europe as a whole, observe.
Kuzey Afrika ve Sicilya'dan tut, Çekoslovakya'ya kadar tüm Avrupa'da savaşmış.
Fought through North Africa and Sicily... and all through Europe up to Czechoslovakia.
Bir zafer bu ülkeyi kurabilir, hatta tüm Avrupa'yı.
One victory will set this country, the whole of Europe, alight!
Tüm Avrupa çıldırdı.
All Europe's gone mad.
Karım... Tüm Avrupa'yı yiyen o yaratık...
My wife, the creature that ate Europe, is here.
Ne yapacağız biz Bay Mitterrand tüm Avrupa'yı ayağa kaldıran özgürlük nidâlarına karşı?
What have you and I to do, Mr. Mitterrand, with these immense shadows that made Europe dance to the sound of liberty?
Tüm Avrupa uluslarının refahı için savaşan ordumuzun durumu oldukça iyi. Dikkat!
Attention.
Sevdiğimiz ve saygı duyduğumuz Fransa bir anda bitti. Tüm Avrupa'da, hükümeti işbirliği yapan tek ülke Fransa'dır. Diğerleri barış anlaşmaları imzaladılar ya da teslim oldular ama işbirliği yapan ve hatta Nuremberg yasalarından bile çok daha ırkçı olan yasaları oylayan tek ülke Fransa'ydı.
Others signed an armistice or surrendered, but France was the only country to have collaborated and voted laws which were even more racist than the Nuremberg Laws, as the French racist criteria were even more demanding than the German racist criteria.
Tüm Avrupa'da, krallar ve kraliçeler yataklarında huzur içinde uyuyor.
All over Europe, kings and queens are sleeping safely in their beds.
Tüm Avrupa'da ihtiyat birlikleri sefer görev emirlerini almıştı.
For all the Europe, the soldiers in the reserve they had received a telegram.
Eğer onun karşısında durabilirsek, tüm Avrupa özgür olacak ve dünyamız huzur ve refaha kavuşacaktır.
If facing, all Europe could be free e the life of the world will be able to advance for vast lands e sunnier.
" Bu bereket dramalarının kalıntıları tüm Avrupa'da vardır.
" Relics of these fertility dramas are to be found all over Europe.
Bu vahşi, tüm Avrupa'daki, meşhur ve efsanevi Kaffir ve Yerli Gösterisi'nin kalan son üyesidir.
This wildman is the sole remaining member in all of Europe of the renowned and legendary Kaffir and Indian Show.
Bu oda da bulunanlar, insanın karanlık boşluğuna bakan ruhun içsel evreni tarafından ortaya konulmuş sanatsal ve edebi bir anlam arayan ve hâlihazırda natüralizmi reddedenlerin oluşturduğu ve tüm Avrupa'yı etkisi altına alan edebi bir dalgalanmanın merkezi.
In this room, a centre of the literary storm that is to sweep over Europe are those who have already rejected Naturalism who are now seeking an artistic or literary means of presenting the interior macrocosm of the soul peering into the darkest abyss of man,
Çok geçmeden o ve Şövalye tüm Avrupa saraylarında kabul edilir olmuş... ve hızla... kumarın gözetildiği ve bu ilmin profesörlerinin hoş karşılandığı... sosyete çevrelerine girmişlerdi.
Soon he and the Chevalier were received in all the Courts of Europe and were speedily in the very best society where play was patronized and professors of that science always welcome.
Karımın yerinde senin gibi bir kadın olsaydı, tüm Avrupa'yı işgal ederdim.
If I had a woman like you instead of my wife, I would conquer all of Europe.
Eğer onu durdurmazsak, tüm Avrupa'nın yarısını yakacak.
And if we don't stop him, he'll burn down half of Europe!
Onu öldürmezsem, tüm Avrupa'yı savaşa bulaştıracak.
If I don't kill him, he'll make war all through Europe.
Düşman tüm Avrupa'yı bir balçık gibi kaplıyor.
The Axis is crawling like a slime all over Europe.
Kuzeyin tüm has nitelikleri burada. Viking ruhu Avrupa'yı etkisine aldı.
And from all your northern fastness here, the Viking spirit has dominated Europe.
Şimdi İtalya ve Avrupa ve tüm dünyada benzer kuruluşlar var.
Similar institutions now exist in Italy, in Europe and around the world.
Düşünsene, tüm bu zaman boyunca Avrupa'nın en sevilen prensesi oluyordun.
To think, all this time you've been changing into the loveliest princess in Europe.
Tüm haberleşmeler kesilince, Avrupa'nın yarısından fazlası sessizliğe gömüldü.
A great silence fell over half of Europe, as all communication was disrupted.
Jül Sezar'dan bu yana Avrupa'daki tüm savaşlarda... Almanların parmağı var.
These Huns have been the aggressors in every war in Europe... since the time of Julius Caesar.
Tüm Avrupa'da bile yeterince halat yoktur!
There's not enough rope in all Europe!
Durum ciddiyetini koruyor... Ve Avrupa'nın tüm meclislerinde ışıklar geç saatlere kadar yanıyor.
The situation seems grave and every chancery is in session.
Seni Avrupa'daki tüm krallara şikayet edeceğim!
I'll complain to all the Kings of Europe!
- Avrupa'daki tüm ajanlarının listesi.
- The entire list of his agents in Europe!
Senko Brobin tüm Doğu Avrupa'nın Karşı İstihbarat Başkanı şu ana kadar mikrodevrenin yerini öğrenmek adına Dean'in direncini kıramadı.
Senko Brobin, Director of Counterintelligence for all of Eastern Europe, so far has not been able to break Dean or find the microcircuit.
Eğer kendimi kilisenin başına koyar seni Kraliçem yaparsam Avrupa'daki tüm krallardan zengin olurum ve aforoz edilirim.
If I make myself Head of the Church in England, I make you my Queen, I make myself wealthier than all the monarchs in Europe and I shall be excommunicated.
Demek isminiz tüm Avrupa'da biliniyor? Elbette.
Of course.
Bayan Langtry halen Avrupa turnesinde bulunuyor... Mümkün olan en uygun zamanda mektuplara göz atmak için tüm gayreti gösterecek.
Miss Langtry is presently engaged in a tour of the Continent... and will make every effort to review it at her soonest possible convenience.
Bu geminin makineleri Napolyon'un Avrupa'yı fethetmekte kullandığı tüm atların toplam beygir gücünden daha fazladır.
The engines on this ship have more total horsepower than all the cavalry Napoleon used to conquer Europe.
Avrupa'nın tüm tanrıtanımazları Aziz Mark Meydanı'nda toplanıyor.
all the heretics of Europe get together in Saint Mark's Square.
Avrupa'nın tüm görkemi.
All the majesty of Europe.
Avrupa'da yaşayan tüm Yahudlerin, gaza boğulmasına karar verilmişti.
It had been decided that all the Jews in Europe were to be gassed.
Asimile olmuş bu Flaman Yahudileri ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar benzemeye çalıştıkları kişilerin yanında eğreti dururlar. Almanlar artık, Avrupa'da yaşayan tüm Yahudileri yok etme plânını devreye sokmuştu.
The Germans put now in action its plan to destroy all the Jews in the Europe.
Polonya'daki sorun, tüm Batı Avrupa gibi burada, batılı liderlerin özgürce seçilmiş hükûmet istemesiydi.
The problem of the Poland, e of the East of the Europe, he was that the occidental people wanted an elect government freely.
Savaştaki olağanüstü koşullar sebebiyle sizi Avrupa'da işgal altında olan tüm bölgelere Komiser ve Koruyucu olarak atıyorum.
For the duration of war emergency I hereby appoint you commissioner and protector for all occupied terratories in Europe
Avrupa, Kanada ve Amerika bürolarından, kazayla ölen tüm 65 yaşındaki erkek devlet memurlarının haberlerini istemeni rica ediyorum.
I want your European, Canadian and American bureaux to send you clippings of all 65-year-old civil servants who die accidentally.
Bence burası... tüm Batı Avrupa'daki en bakımsız, en adi... en kötü işletilen otel!
Huh! What I'm suggesting is that this place is the crummiest, shoddiest, worst-run hotel in the whole of Western Europe!