Tüyo traduction Anglais
834 traduction parallèle
Bize tüyo vermen için geçerli bir neden?
A worthwhile reason you'd tip us off?
Demek istediğim, içine bir his doğmadı birisinden bir tüyo falan almadı, ha?
What 1 mean is, did he have a hunch, or did somebody give him a tip?
Besinci kosuda tüyo ister misiniz?
You want something hot in the fifth race?
Para olsa. Tüyo aldim.
Say, if we only had some dough.
Yariºlara tüyo satarim.
I sell tips on the horses.
Sicak bir tüyo var, garanti.
I got something today can't lose.
Biliyorsan bana birkaç tüyo ver.
Be a good guy Give me some tips
Sana bir tüyo vereceğim.
Listen, I'm gonna do something for you. I'm gonna give you a hot tip.
Tüyo için sağ ol.
Thanks for the tip.
Belmont yarışları için tüyo isterim.
I'd like something good in the fourth at Belmont.
Ama sonra, bu tüyo sayesinde....
But then, along came this hot tip and....
Farr'ın memurları tüyo verdi.
I just got a tip from Farr's office.
Daha başka tüyo alamayacağımızı mı söylüyorsun yani?
You mean to say that we aint gonna be gettin'any more tips?
O zaman Amthor'un yöntemlerini bilen bir çete olmalı ya da ona yakın birinden tüyo alıyorlardı.
That makes it an outfit that knew Amthor's methods... or an outfit tipped off by somebody close to him.
- Tüyo için teşekkürler, patron.
- Thanks for the tip-off, boss.
Çevik kuvvet bir firari ya da bir dolandırıcılık hakkında tüyo alabilir.
The flying squad gets a tip on a lamster or a sting -
Bilmenizi istiyorum ki telefonla her tüyo alındığında kim olduğunuza ya da kimi tanıdığınıza bakılmaksızın ofisine polis baskını düzenlenecek.
I want you to know That every time a tip comes over the phone, You're going to get a raid -
Onlara tüyo veriyordum.
I was their tipster.
Acil tüyo!
Hot tip.
Acil tüyo, lütfen!
Hot tip, please.
Ben de hiç tüyo vermeyeceksin sanıyordum.
And I thought you were never gonna talk, baby.
Burayı bulmak için nereden tüyo aldınız, evlat.
Well, this is where you get your chance to find out, sonny.
Tüyo ister misin?
Want a tip?
Alabilirsin benden tüyo
And you can take a tip from me
Onunla ilgili tüyo aldım.
I got a telegram on him.
Sıcak bir tüyo verelim.
Here's a hot tip.
Bu sabah büro şefinden şifreli bir tüyo aldım.
Got a code tip from the bureau chief this morning.
Tüyo almışlar.
They were tipped off.
- Kesin bir tüyo.
A sure thing.
Ama sana kesin bir tüyo olduğunu söylemiştim.
But I tell you it's a sure thing.
Borsadan bir tüyo aldım.
I got a tip on the stock market.
Onları borsada zengin yapacak bir tüyo vermeyi teklif etti.
He offers to give them a tip on the stock market that will make them rich.
Bütün 125 kişiye farklı bir tüyo verdi.
He gave all 125 persons a different tip.
Biraz önce bir tüyo aldık.
We just got a tip.
Charles, bu akşamki 2. köpek yarışı için bir tüyo aldım, ilgilenir misin?
Hot tip Charles, dog in 2nd race tonight, interested?
İlgini çekerse, Clément'i oynaman konusunda tüyo verebilirim sana.
I could give you a tip on how to play Clément, if you're interested.
Altıncı koşuya büyük tüyo var!
Hey, come here...
Yarından sonrası için bana verebileceğin bir tüyo var mı?
But do you have a tip for me?
Sadece tüyo garantiyse telefon açarım.
Only when it's dead certain.
Duke'ün antrenörü bana Suncup'ı tüyo vermişti.
The trainer of the Duke had given me Suncup as a certain tip.
Bana bir tüyo sözün vardı.
You promised me a tip.
Emtia borsasından bir tüyo aldım.
I, uh, got a tip on the commodity market.
O hatun telefon açmış olmalı, adam tüyo almıştı çünkü.
That dame must've gotten to a phone,'cause he was tipped off.
İşte sana bir tüyo, Senpachi.
Here's a tip, Senpachi.
Sana tüyo bile vermiştim.
I even gave you a tip-off.
Bize tüyo vermişti.
He did tip us off.
Nevada, yarısı karşılığında ona tüyo verdi.
Nevada tipped him off in exchange for half.
Sana bir tüyo vereyim.
Let me give you a tip.
Onlara olacaklar hakkında tüyo verirsen dert ettiğin silahı hatırlıyor musun?
But if you tip them as to what's going on, you know that gun you're worried about?
Bu nasıl? Mungar'ın işleri hakkında tüyo verdi sana ve onu dolandırdın.
He tipped you off to all Mungar's big games... and you walked in and heisted them.
İşte sana güzel bir tüyo, Art.
That's good enough for me.