Tıbbı traduction Anglais
753 traduction parallèle
Eski Çin Tıbbında gebelik tanısı.
Old Chinese-medicine technique for diagnosing pregnancy.
Tıbbı yardıma ihtiyacım var ve bunu çabuk yapman lazım.
I got to have medical attention and I gotta have it quick.
Dr. MacFarlane, korkarım tıbbı bırakmalıyım.
Dr. MacFarlane, I'm afraid I have to give up medicine.
Tıbbı bırakmak mı?
Give up medicine?
Bana anatominin matematiğini öğretti ancak tıbbın şiirselliğini öğretemedi.
He taught me the mathematics of anatomy... but he couldn't teach me the poetry of medicine.
Bir saat önce adli tıbbın basına söylediğine göre kız, her ne kadar boğulma sonucu öldüyse de bereler, bir boğuşmanın yer aldığını gösteriyor.
An hour ago, the coroner informed the press that although the girl's death was caused by drowning, bruises would indicate that a struggle took place.
Tıbbın çaresizce bir sorundan el çekmek zorunda kalmayacağı bir seviye... sözkonusu olduğunda, o zaman Kiliseyi tedavi etmeden bıraktığı kimi ruhsal... rahatsızlıklar için eleştirebilirsin!
When medicine reaches a point where it never has to walk hopelessly away from a case, then you can criticise the Church because it's left some spiritual illness uncured.
Mark Elliott tıbbı ne zaman keşfetti?
When did Mark Elliott discover medicine?
Bugün hayat kurtarabilecekken... bu işe girmek için tıbbı bıraktın.
You quit medical school just to get into this thing when you could be saving lives today. Why?
Tıbbın bu biçimini tercih ediyorum.
I'd rather practice that kind of medicine.
Tıbbın tarihinde alışılmadık şeylerin tarihi yatar.
The history of medicine is the history of the unusual.
Bugüne kadar tıbbın görmediği bir tür radyasyonla karşı karşıya olduğumuzu söylemeye cüret edebilirim.
I would venture to say it is some sort of radiation which we in medicine have never touched upon.
Bayan Resnick, tıbbın araştırması gereken çok şey var daha.
Miss Resnick, medical science still has many unknowns to explore.
Bu da tıbbı komite kurumu.
We elevated ourselves into a medical committee.
Tatlım, modern tıbbın tüm gereklerini yerine getirmiş olmamıza rağmen, Yılan sokmasına karşı henüz denemediğimiz geleneksel bir yöntem daha kaldı
My dear, although we've done everything that modern science recommends, there is still the traditional folk remedy against snakebite, which we haven't applied.
"Modern tıbbın mucizeleri."
"The wonders of modern medicine."
Hükümetin uzay tıbbı programında bir işe başvurdum.
I've applied for a job in the government's space medicine program.
Bana öyle geldi ki, tıbbın senin için özel bir anlamı varmış.
Well, I got the idea that, uh, medicine was something special for you, uh.
Flemenk Tıbbı okudum, kendi teşhis ve tedavilerimi geliştirdim.
I studied Dutch medicine, developing my own diagnoses and cures.
Tıbbın acizliklerini azaltacak tek yol bu.
And cover up what we don't know.
Radcliffe'ın tıbbı raporunu okudun mu?
Have you seen the medical report on Radcliffe?
- Tıbbı bilirsin.
- You know medicine.
Şu sıra, psikosomatik tıbbı araştırıyorum.
At the moment, I'm delving into psychosomatic medicine.
Dr. Korby, "Arkeolojik tıbbın Pasteur'ü" diye biliniyor.
Dr Korby, called "the Pasteur of archaeological medicine".
Yardım istasyonunda, doktor ve tıbbı malzeme varmış.
He said the rescue stations have doctors and medical supplies.
Burası kütüphane burası da uzay tıbbı araştımalarının yapıldığı klinik.
Now, in here's the library, and in there's the infirmary, space-medicine research.
Eminim ki bizim tıbbımızı çok yüksek derecede geliştirebilir.
- McCoy. A pity we can't let him loose in our hospitals. Our level of medicine would improve immeasurably, I'm sure.
- Tıbbı hekimlere bırak!
Leave medicine to medical men, captain.
İkisi de profesyonel tıbbın dışına çıktılar, haksız mıyım?
They were both run out of the medical profession, right?
Nedense ısrarla modern tıbbın akıl almaz yöntemlerine maruz kalıyordu. Ve aynı akşam saat 7 : 30'da öldü.
He was relentlessly subjected to the benefits of modern medicine... and died at 7 : 30 that evening.
Al tıbbını, köpeklere at.
Throw physic to the dogs.
Bak, tıbbın her eylemi cismani kökene bir müdahale oluşturur.
Listen, every act of medicine is an interference with that material basic.
Munch ailesi, babalarının tıbbı uygulamalarını takip ediyorlardı bir kalabalık evden, Kristiania'nın daha yoksul bir ilçesindeki diğer bir kalabalık eve taşınmışlardı.
The Munch family, following the medical practice of the father have moved from one crowded house to another in the poorer districts of Kristiania,
Hayır... O, uzay tıbbının belirli alanlarında çok yetenekli bir doktordur.
'No. she's a competent doctor in certain fields.
Patlayıcı ve tıbbı gereçlerle battı.
It went down with munitions and medical supplies.
# Cesedi tıbbın hizmetine verildi.
His body was placed at our disposal.
Geleneksel tıbbın onu kurtaracağını zannetmiyorum.
His traditional medicine cannot give her back her health.
Tıbbı malzemelerimi alacağım.
I'm just going for my Medical Kit.
- Aslında tıbbı olarak benimki de öyle.
Actually, it is, technically. You have a bloody nose.
Kimbilir duyduğu zevk ne büyüktü. Binlerce yıldır tarihini, tıbbını,... sihirbazlarının büyücülüğünü, dinini, siyasetini,... felsefesini dünyaya anlatamayan bir kültüre böylesine büyük bir olanak açılmıştı...
What a joy it must have been for him to open this one-way communications channel with another civilization to permit a culture which had been mute for millennia to speak of its history, magic, medicine religion, politics, philosophy.
Tarihimize, geçmişteki bilimimize, matematiğimize, tıbbımıza...
We too have a history and science, mathematics and medicine.
Onlar modern tıbbın icadı.
That's the modern way to do things.
Tıbbın ruhunu anlamak kolaydır.
The art of medicine is not hard, you know.
Her hastalık kendi tıbbı tarafından tedavi edilir.
Each disease is treated by its own medicine.
Modern tıbbın bir mucizesi.
It's a miracle of modern medicine.
Herhangi bir cinsel birleşmede dikkatli olun ben değil tıbbı kitaplar söylüyor... Sizin durumunuzda biri için riskli.
Don't forget that coitus, as any medical book will tell you, in your condition is risky.
Muhtemelen tıbbı bitirip zeki kızlarla evlenecekler.
They'll probably graduate med school and marry sorority queens.
Tıbbı bırakman iyi olmuş.
It's a good thing you dropped out of pre-med.
Anatomiyi ve tıbbı karanlık çağlardan 19. yüzyılda sürüklemeliyiz...
We have to drag anatomy and medicine out of the dark ages into the 19th Century for...
"Tıbbın bulduğu en güçlü müshil" demiş doktor.
The doctor says, "It's the most powerful laxative there is."
Tıbbın sosyalizasyonu gibi kavramları atın.
What is it?