English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ U ] / Ulaşmak

Ulaşmak traduction Anglais

4,656 traduction parallèle
Ama oraya ulaşmak... zor kısmı o.
But getting there... that's the challenging part.
Bu hatta ulaşmak zordu. Ama elde edilen istihbarat paha biçilemezdi. Operasyon detayları, görevlilerin isimleri gizli yerler, KGB'nin stratejik istibaratı.
The line was difficult to access, but the intel we gained on it was invaluable... operational detail, officer names, locations, KGB strategic intelligence.
Ama istediğime ulaşmak için beyin tümürümü kullanmam..... beni kötü bir insan yapmaz mı?
- Yeah, but if I use my tumor to get stuff, doesn't that make me a bad person?
- Ona ulaşmak için geçmemiz gereken...
To get to her, we have to go through those...
Jules'a ulaşmak istiyorsak önce onları tedavi etmemiz gerekecek.
If we want to get to Jules, we'll have to treat them first.
Onca seneden sonra amacımıza ulaşmak için başımıza gelen onca şeye rağmen bencil bir şekilde kendi amacın için bunları tehlikeye attın.
After all these years, everything that we've been through to achieve our goal, and you jeopardize all of it for your own selfish cause.
Ruskov onu bana ve daha önemlisi Rachel'e ulaşmak için kullanıyor.
Ruskov is using her to get to me and, more importantly, Rachel.
Evet ama öncesinde bazı cevaplara ulaşmak isterdim.
Yeah, but I wanted to have some answers, you know?
Marian Bowles'a ulaşmak için her ne yaptıysan sağ ol.
Whatever you did to get Marian Bowles, thank you for doing that.
Bir sonuca ulaşmak için - 40 dereceye falan ulaşman gerekmiyor mu?
You gotta hit minus 40 to see any results.
Senin çipin buna ulaşmak için programlanmadı.
Your chip wasn't programmed to access it.
Başkana ulaşmak isteselerdi bunu nasıl yaparlardı? Bu imkânsız.
If they wanted to get to the president, how would they do it?
Onun uzmanlığına ihtiyaçları vardı ve o uzmanlığa ulaşmak için de seni kullandılar.
They needed his expertise, and they used you to get it.
Pilot ile hiçbir iletişimin olmadığı söylendi. Uçuş ekibine ulaşmak için yapılan bütün girişimler...
All attempts to contact the flight crew...
Başarıya ulaşmak için ne gerekirse yapacağım.
And do whatever is necessary to accomplish that.
Tüm yapmamız gereken telefonuna ulaşmak.
All we got to do is get him to give us his cell phone.
Monako ritüeline göre ölümsüzlüğe ulaşmak için beş kurban vermeli Ve ölümlü vücudu terk etmeliydin, Ancak sadece dört kurban verildi.
The Monacan ritual required five victims to attain immortality and be free from the human body, yet only four victims appear.
Evinize ulaşmak istiyorsanız Freya gibi ıkınmalısınız.
If you want to reach your house, then you must push the baby out as Freya would.
Kanunun her tarafında babasının düşmanları var. Oraya ideolojik bir savaş giysisiyle gitmişse, babasına ulaşmak için, onu incitecek birisine rastlamış olabilir.
Her father has enemies on all sides of the law. she could have run into somebody that would hurt her just to get to her father.
Sanırım ailenin varlığını ona ulaşmak için kullanabilirim.
I think I have a way to use their presence to try to get through to her.
Şimdi ise sen muhtemel bir virüs taşıyıcısı olarak gemide oradan oraya koşturup ona ulaşmak için hastalığı herkese yayıyorsun.
And now, here you are, possibly infected by the disease... running around the ship exposing everyone else to get to him.
Ya da oraya ulaşmak için çiplerimizi kullanıp silahlı bir şekilde gireriz.
Or we could use our chips to gain access and go in armed.
Başarıya ulaşmak için yapacak çok şeyimiz var, ama bunu kendi başımıza yapamayız.
We have so much more yet to accomplish, but we cannot do it alone.
Evet, 26B deki yolcu, kendi çantasına ulaşmak için onunkini itmeye çalıştı,... Bay Lampe da ona bağırdı.
Yes, the passenger in 26B tried to move it to access his own bag, and Mr. Lampe shouted at him.
Dr Harris ulaşmak mı?
Did you reach Dr. Harris?
Aynı zamanda, ormanda, eğrelti otları ve diğer zemin bitki örtüsüne ulaşmak için başını ağaçların arasına sokabilir.
She could also push her head between forest trees to reach ferns and other ground vegetation.
Ormandaki en yüksek, en etli yapraklara ulaşmak için, Dippy'nin arka ayakları üzerinde şahlanmış olabileceği olası görünüyor.
In order to reach the highest, most succulent leaves in the forest, it seems likely that Dippy would have reared up on her hind legs.
Kaplana ulaşmak için boyun sorun oluşturuyordu.
But once alone with the tiger, your height proved a problem...
Phyllis beni dinle, iş hayatında başarıya ulaşmak istiyorsan duygusallığın kararlarını gölgelemesine izin vermemeyi öğrenmen gerek.
Phyllis, listen to me. If you're going to succeed in business, you have to learn to not let sentimentality cloud your judgement.
Her zaman sana uzanmak için bekliyor. Bana ulaşmak için de!
He's always waiting to reach out for you!
Salı günleri mükemmele ulaşmak için düzenlemeler yapıyoruz.
We're actually doing an assembly on Tuesday about achieving teen excellence.
Onlar hayatında bir hiçe ulaşmak için sıkı çalışan içi temiz, ayyaş insanlar.
These are good, drunk people who work hard to get absolutely nowhere in life.
Jack'e ulaşmak için seni tehdit etmesi yani ne ödlek bir şey bu?
I mean, threatening you to get to Jack? How cowardly is that?
Larrick'e ulaşmak için eksiksiz bir kimlik lazım size.
To get to Larrick, you'll need an airtight cover.
Larrick'e ulaşmak için eksiksiz bir kimlik lazım size.
To get to Larrick, you'll need an air-tight cover.
Ona ulaşmak için önce bu adamı bulmanız gerek.
First step is through this man...
Bir taraftan amacına ulaşmak için acımasızca davranmanı sempatiyle karşılıyorum.
On the one hand, I sympathize with your ruthless devotion to your goal.
- Nirvana'ya ulaşmak gibi mi?
It was like... - nirvana?
Sanırım bi eğlence özlemin var Kenna, kral seni reddettiğine göre çok güzelsin.. düşünüyorum da nasıl nahoş ve can sıkıcı olabildin bu mertebeye ulaşmak için..
I guess you're a bit starved for entertainment, Kenna, now that the King's rejected you. You're so beautiful, I marvel to think at how grating and tedious you must also be to achieve such a thing.
Winter, ikinci kata ulaşmak üzereyim.
Winter, I'm about to enter the second floor.
Mutluluğa ulaşmak zordur.
Happiness is hard to find.
Cevaplara ulaşmak için sonunda elimize bir fırsat geçti.
This is our chance to finally get some answers.
Neye ulaşmak için? - Amirali sevdiğini biliyorum.
I know you hold the Commodore dear.
Özelliklede küzeyden soğuk hava dalgaları geldiğinde ulaşmak için parmaklarının üstüne durmana...
Especially when the cold fronts come in from the north and you have to reach up on your tippy-toes...
Yine de Barnes bana ulaşmak için seni kullandı. Yani teknik olarak... -... benim suçum.
Still, Barnes used you to get to me, so technically it is my fault.
Matias'a ve El Mozo'ya ulaşmak istiyorsam bunu yasal yollardan yapamam.
If I want to get to Matias, to El Mozo, I can't do it through legal channels.
İyi tarafları o kadar iyi ki, sadece onlara ulaşmak için inanılmaz derecede acı çekmeye razı oluyorsun.
The good parts are so good, you're willing to suffer unbelievable amount of pain just to get to them.
Ya bakıcı bana ulaşmak isterse?
What if the sitter needs to reach me?
Kıyamet gününe ulaşmak için farklı bir yoldan gitmeyi ne kadar dilediklerini söylüyorlar, ya da ya da ön kapıyı kilitlediklerinden kesinlikle emin olmak istiyorlardı.
How they wish they had taken a different path to work that final day or- - or made absolutely sure they locked the front door.
Güvenlik kodları, Debra Parker'ın e-maillerine ulaşmak için geçen yıl 6 kez kullanılmış.
Her security codes were used 6 times last year to access Debra Parker's e-mail.
Aileme ulasmak istiyorum
I'd like to get word to my family,

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]