Umursamıyor traduction Anglais
1,478 traduction parallèle
Sinirliyim çünkü bir sorun var, ve benden başka kimse umursamıyor.
i am upset because there is a problem here, and no one seems to notice it but me.
Umursamıyormuş gibi davranıyor.
She acts like she doesn't care.
Polisler bizi umursamıyor.
These cops don't give a shit about us.
Batman bizi hiç umursamıyor, Dee Dee.
Batman's not paying us any attention, Dee Dee.
Ama pek umursamıyor.
But he doesn't even care.
Kayınpederi bir ırkçı ve ve o hiç umursamıyor mu?
He doesn't care that his wife's father is a racist?
Noel'i umursamıyor.
She doesn't care about Christmas.
- Ne düşündüğünü kimse umursamıyor.
- Nobody cares what you think.
Başkalarının duygularını hiç umursamıyor.
She doesn't care about anyone else's feelings.
Çünkü görünen, kader benim ne istediğimi umursamıyor.
Because fate obviously doesn't give a damn about me.
Bu çocuk elini umursamıyor.
This boy don't care about his hands.
Çünkü artık hiç kimse bu hususta seni şu kadar bile umursamıyor.
Because no one who matters thinks any less ofyou over this, so far.
Depresyonda olmamı umursamıyor musunuz?
Don't you care that I'm depressed? !
Evet, George Bush kunduzları umursamıyor.
Yeah! George Bush doesn't care about beavers!
Üç gün lazanya yapmıyorum ve birden kimse beni umursamıyor.
I don't make lasagna for three days and all of a sudden nobody cares about me.
Kimse de sizi umursamıyor. Burada ölüp gideceksiniz.
And as everyone is sheet you it was decided to let you die.
Bazen, ölüp ölmemeyi umursamıyor gibi geliyor bana.
At times, I reckon he don't care if he dies.
Yanık ağacın leoparı umursamıyor.
Burnt Ebony doesn't care.
Syd bunu umursamıyor.
Syd doesn't care.
Kendinden başkasını umursamıyor.
He only cares about himself.
Ve düşman seni umursamıyor
And then he made that call.
Kimse yaptığını umursamıyor Vick.
Nobody cares what ya do, Vick.
Kimse seni de umursamıyor
Nobody cares what you do.
Çok sıkıcı bir yer ve kimse beni umursamıyor.
It is so boring there and nobody cares.
- Kimse Meksika'yı umursamıyor.
- Nobody gives a shit about Mexico.
Yanlış anlamadıysam dük kendini dine adadı ve şatafatlı sarayı umursamıyor mu?
If I heard you rightly, the duke hath put on a religious life and thrown into neglect the pompous court?
Toprak, sığırlar, insanlar... Bu makine hiçbirini umursamıyor.
The land... the cattle... human beings... this machine don't give a shit.
Bay Hector umursamıyor.
Mr. Hector doesn't care for it.
Başlamak için onu yerinden oynatmaman gerektiğini biliyordun ve sorun şu ki, umursamıyor gibi gözüküyorsun ve lafı geveleyerek yanlışlıkla eline düşmüş birşeyi geri götürme yükümlülüğünü bana unutturacağını düşünüyorsun.
You know that you should not have removed it to begin with... and the thing is, you just do not seem to care... and just seem to think that dancing around the issue... will make me forget your obligation to return something... which wrongly fell into your hands in the first place.
Seninkiler minik yavruları Rashad'ı umursamıyor mu?
Your parents don't care about their little baby, Rashad?
Umursamıyorum, Frieder da umursamıyor.
I don't really mind. Frieder doesn't either.
Zamane çocukları balmumu heykelleri veya dondurulmuş hayvanları pek umursamıyor.
I guess kids today don't care about wax figures or stuffed animals.
Ya öyle, ya da bal gibi biliyor da umursamıyor.
Either that or he does know better and he just doesn't care.
Bizi kimse umursamıyor.
Nobody cares about us.
Kimse bizi umursamıyor.
No one cares about either of us.
Beni umursamıyor musun?
Don't you care about me?
Kalabalık kimin dağları kaldırabildiğini veya kulağından lazer çıkartabildiğini umursamıyor.
The crowd doesn't care who can bench press a mountain or shoot lasers out of their ears.
Dostları ya bilmiyor ya da umursamıyor.
His pals, they either don't know or just don't care.
Beni dinle, Piper yüzden kocası tasarrufu ile takıntılı, o şekilde alır umursamıyor.
Listen to me, Piper is so obsessed with saving her husband, she doesn't care who gets in her way.
- Zor bir durum. - Yarın suçsuz bir adamın ölmesini umursamıyor musunuz?
Tough. / So if an innocent man dies tomorrow night, you don't care.
Bu insanlara ne olacağını umursamıyor musun?
Don't you care what happens to these people?
- Biliyor da umursamıyor.
He just doesn't care.
- Kimse çocuk felci veya hikayeleri umursamıyor...
- Nobody cares about polio or backstories or...
Beni umursamıyor.
He doesn't care about me.
Ve siz bu kararınızı verene kadar kaç tane insanımın veya başkalarının ölmesini umursamıyor musunuz?
And you don't care how many of my people or anyone else dies while you make up your mind to act?
Herifler aldı başını gidiyor, hiç kimsede onları umursamıyor.
The trains are rolling, man, and nobody is doing anything to stop them.
Umursamıyor göründüğün bir fotoğrafı kaldırıyorsun.
Taking down a photo you pretend not to care about.
Pekala, nişan yüzüğüm kayboldu ve Red hiç umursamıyor.
Okay, well, my engagement ring is lost and Red doesn't give a damn.
Teumman'ın kafası havaya uçuyor, kimse umursamıyor gibi,
no one seems to mind,
Onları kimse umursamıyor.
Nobody cares about them. Neither the government nor God.
Kimse böyle şeyleri umursamıyor.
Nobody cares about this.