Umuyorum traduction Anglais
6,509 traduction parallèle
Gidip sahnelerinize çalışmanızı ve kendi hayatınızdan kesitler yansıtmanızı umuyorum.
So I want you guys to go and practice your scenes and really try and channel some emotion from your real lives.
Merak etmeyin, yavaştan alıyorum, ama umuyorum ki yakın zamanda tekrar aksiyona döneceğim.
"don't worry, I'm taking it easy, " but hopefully I'll be back in action soon.
Öyle umuyorum. Aksi halde diğer ilgilenen taraflara ulaşmak zorunda kalacağım.
Or else I'll have to reach out to other interested parties.
Ortak payda bulabileceğimizi umuyorum.
I was hoping we could find some common ground.
Seninle bağlantıya geçmemin ne kadar tehlikeli olduğunu... ve daha fazla şey paylaşmadan önce birazdan bahsedeceğim önlemleri almayı kabul edeceğini umuyorum.
I hope you understand that contacting you is extremely high risk and you are willing to agree to the following precautions before I share more.
Öyle olmasını umuyorum...
You know, I just hope...
Kaya trollerinin hafızamı geri getirebileceğini umuyorum. Böylece sonunda huzur bulabileceğim.
I was hoping the rock trolls could restore my memory so that I can finally be at peace.
- Aslında Larry öyle ama umuyorum ki Henry'e de geçer.
Well, Larry is, but I'm hoping it'll trickle down.
- Pizza hâlâ geçerlidir diye umuyorum.
- Assuming pizza is still on the table.
- Köşeleri biraz pürüzlü oldu ama içine koyduğum şeyi çok beğeneceğini umuyorum.
It's a little rough around the edges, but I'm just hoping you'll love what I put into it.
Ben bir fiyaskoyum ve L.A.'de işleri daha farklı yapabileceğimi umuyorum.
I'm a screw-up like that, and I was hoping I could do things differently here in L.A.
Bir daha buraya geldiğinde güzel şeyler düşünmeni umuyorum.
I hope that you'll only think of the good things the next time you come here.
Böyle bir şeyi bir daha duymayacağımı umuyorum.
I hope never to hear from you again over something like this.
Günün birinde bunu ona şahsen söyleyebileceğini umuyorum.
Hopefully, you can tell that to him in person, one day.
Umuyorum ki sağduyuna güvenebilirim.
I'm hoping I can count on your discretion.
Ama, bir gün ailenin tek önemli şey olduğunu farketmesini umuyorum.
But I'm hoping that some day soon he'll realize that family is all that matters.
Ben de bunu öğrenmeyi umuyorum.
- That's what I'm hoping to find out.
Umuyorum.
Hope to.
Sanırım yönetimine bu kadar kolay girebileceğimi düşünmediğini umuyorum.
"I hope you don't think I'll go easy on your administration now."
Gece geç geleceğimi umuyorum.
I'm hoping to be home late tonight.
Cehennem yolunun en aşağısına düşmemeyi umuyorum.
I hope to hell it didn't fall the whole way down.
Öyle umuyorum yani.
I certainly hope so.
Sadece buna mecbur kalmayacağımı umuyorum.
I'm just hoping I don't have to.
Doğru olmasını umuyorum.
I wish it were true.
Bizi bu tuzaktan kurtarırsınız diye umuyorum?
I don't suppose you could help us out of this net?
Beni alacağını umuyorum, böylece bütün gün pratik yapacağım!
I was hoping you'd let me, so I've been practicing all day.
Bende öyle umuyorum.
I expect I shall.
Herkese benim utançla dolu seks geçmişimi hatırlatmak istiyorum çünkü umuyorum ki beni cennete sokacak olan şey bu olacak.
I'm reminding everyone of my embarrassing sexual past'cause I'm hoping it's the act of charity that gets me into heaven.
Hayır, ama içerideki adamın yardım etmesini umuyorum.
No, but I'm hoping the man inside can help.
Bunu değiştirmeyi umuyorum, doktor.
I was hoping to remedy that, doctor.
Öyle umuyorum, hükümetteki bağlantınla konuştun mu?
I hope so. Have you talked to your contacts in the government?
Beni ilgilendirmez... ben sadece artık gözünü açmasını umuyorum.
Oh, it's none of my business. I just... hope he's going into this with his eyes wide open.
Ben bunun ikimizin arasında kalacağını umuyorum. Yani, bu...
I was hoping that, you know, we could keep this between us, I mean, this...
Artık hastayı muayene etme konusundaki yaklaşımını konuşabileceğimizi umuyorum.
So, I was hoping that we could, you know, talk about your approach now that you've had time to examine the patient.
Times dergisine dogrusunun sizacagini umuyorum.
I was hoping to leak the truth to the Times.
Ben de bunu öğrenmeyi umuyorum.
That's what I'm hoping to find out.
İçinde, bize bir şüpheli gösterecek bir şey olmasını umuyorum.
Yeah, I'm hoping there's something in here that can point us towards a suspect.
Onu Richie'nin salonunda bulacağımızı umuyorum.
I'm hoping we'll find him at Richie's Gym.
- Öyle umuyorum.
- l hope so.
Bakın eğer bu iş içerden yapılma değilse yine de bunu sessiz bir şekilde halledebileceğinizi umuyorum.
Look, if this turns out not to be an inside job, I still hope you can resolve this quietly.
- Onunla konuşacağım. Sorununu kontrol etmesine yardım edip daha fazla insana zarar vermesine engel olacağımı umuyorum.
I'm gonna talk her down, help curb her trouble, hopefully keep her from hurting more people.
Onu buradan götürüp verdiği zararları geri alabilmeyi umuyorum.
To take her away and hopefully undo whatever damage she's done.
Neyden bahsettiğine dair hiçir fikrim yok ve teknik olarak onun takımında değilim fakat "arkadaş ve aile" indiriminden yararlanabilmeyi umuyorum.
[Chuckles] I have no idea what you're talking about, and I'm not technically a part of her "team," but I was hoping I could get the "friends and family" discount?
Ben de öyle olmasını umuyorum.
I also wish it was like that.
Bu cevap sana yeter umuyorum.
This should be an enough answer for that question.
- Umuyorum...
- I hope it's...
Kafasında çivi olan eski bir garsonum. Ay üssü tasarının altına eklenecek paket ile iyileşmeyi umuyorum.
I'm an ex-waitress with a nail in my head that might get fixed by the little law that's going to tack on to the moon base bill.
Bu Tekrar'ın, ikimiz için de ikinci bir şans olmasını umuyorum.
I hope this Recurrence might mean a second chance for both of us.
Umuyorum ki yakında bulacaklar.
I hope they find her soon.
- Ben de öyle umuyorum.
Yeah, well... You know, I hope so.
- Ama cevaplarla dönmeyi umuyorum.
I shall return with answers.