Uncut traduction Anglais
225 traduction parallèle
Bu aralar, 44. Cadde üzerindeki bir tiyatroda Hamlet'in kesilmemiş bir versiyonu sahnelenmekte.
There is now being presented at a theater on 44th Street... the uncut version of Hamlet.
1000 dolar değerinde kesilmemiş bir taş. şöyle bir notla birlikte odama bırakılmıştı : "gerçekleri açıkça görecek" olursanız
One uncut stone worth $ 1000 left in my hotel room with a note saying there'd be a similar diamond every night until Sasha's execution if I would "see things clearly."
Belki onların elmas kesmeme bağışıklığı yok.
Maybe they don't have my immunity to uncut diamonds.
Söylentilerin, ipuçlarının, ham elmaslarla ilgili her şeyin izini sürdüm.
I followed rumors, tips, anything involving uncut diamonds.
Ama sen şu uzun ceketi çıkartsaydın, ben seni aşağıya doğru kolayca koşturabilirdim.
But if you were to take off for the tall and uncut, I could run you down real easy.
Ödemesi yapılacak.
Old Log Cabin uncut.
Sadece kesilmemiş taşları kopyalamalısın ki tek tek orjinal mücevher olarak kesilebilsinler.
You must only duplicate uncut stones which will be individually cut into original gemstones.
Kesilmemiş.. yeni bitti.
Uncut.. in new over.. 3D and..
- Hayır, ben hala bağlıyım.
- No, I'm not uncut yet.
Sayfalar kesilmemiş, yani bir bıçak!
Uncut pages, so... A knife!
Sen kesilmemiş bir narsın.
You are an uncut pomegranate.
Burası son ne zaman temizlendi?
Yeah, Charlie's got us a horror film. X-rated and uncut.
Kesintisiz bir başka baskısını da kontrol ettim.
I even checked out another uncut print.
750 bin pound değerinde işlenmemiş elmas.
Seven hundred and fifty thousand pounds sterling in clear, uncut diamonds.
Elimde saf, işlenmemiş 2000 miligramlık LSD dolu büyülü çantam var.
I hold before you my magic satchel containing 2,000 mgs of pure, uncut Owsley Sunshine.
Mike kanıt istediğinde 3 tane saf elmas gösterdi.
When Mike asked for proof, he pulled out three uncut emeralds.
Batı yakasının en iyi malı bende, neredeyse el değmemiş.
Got the best shit on the east coast, practically uncut.
Kokain. 10 veya 12 kilo, kesilmemiş.
Coke. 1 0 or 1 2 keys, uncut.
Bir avuç dolusu para için, elimde özel ve kesintisiz "Sabineli Kadınların Tecavüzü" gösterisi var ya da daha doğrusu kadının ya da daha doğrusu Alfred'in.
For a handful of coins I happen to have... a private and uncut performance of the Rape of the Sabine Women... or rather woman... or rather Alfred...
Tatlı, saf, katıksız intikam.
Sweet, pure, uncut revenge.
Lanet olsun, neredeyse ben bile... göbek kordonunun aslında kesilmediğini görebiliyorum!
Damn it, even I can see the... The umbilical cord is virtually uncut!
lt's tWo kees, uncut, crystal meth.
It's two kees, uncut, crystal meth.
Bilirsin, elmas kartellerinden aldıkları ham taşlarla çalışırlar.
You know, uncut stones from the diamond syndicate.
Ve yanında, saf kokain bulunan büyük bir poşet çıkması da, yine büyük şanssızlık.
It's your bad luck that we caught you speeding and it's your bad luck that you had a bag of uncut cocaine.
Sonra çok garip bir durum oldu. Şimdi bu amına koduğumun salağının üstünde, bayağı bir saf kokain vardı.
We know something is strange'cause he is fucking stupid, and he's got a big bag of coke, and it's uncut.
Kampa gidebilmek için, saf kokain satıyoruz.
We're, we're selling uncut cocaine to get to the jamboree.
Lee, bu mal kesilmemiş durumda.
Lee, that's all practically uncut.
- Kesilmemiş haldeler.
- They are uncut.
Kesilmemiş elmaslar.
Uncut diamonds.
Hollywood'un karanlık yüzüne ait sansürlenmemiş gerçekler ilginizi çeker mi?
Are you interested in the uncut, uncensored truth about Hollywood's dark side?
Sünnetli mi, sünnetsiz mi?
Is it cut, is it uncut?
Sana son kısmını kırpmak şartıyla 4 kağıt veririm... ama müşterilerim bundan hoşlanmaz.
I'll give you four. I gotta cut the last part. My customers want uncut.
Katıksız ve sansürsüzdür, direkt beynine etki eder.
It's pure and uncut, straight from the cerebral cortex.
İşlenmemiş.
Uncut.
Bu gördüklerin işlenmemiş, en iyi kalite... yüzde yüz saf eroin.
What you see there is 100 percent uncut grade A heroin.
Evet beyler, bu, filmin sansürsüz hali.
OK guys, this is a totally uncut version.
İşte burada. Hem de "uncut" versiyonu.
We got it.
"Komik Kız"
Uncut. Funny girl!
Artı, sanırım evinde de beş milyonluk traşlanmamış elmas varmış.
Plus, around, mmm, five million in uncut diamonds at his house.
Snoopy Miller, traşlanmamış elmasları para gibi rahatlıkla taşıyabilirsin, diyor.
Snoopy Miller says that uncut diamonds are as easy to move as cash.
Traşlanmamış elmas gördünüz mü hiç?
Ever seen an uncut diamond, Studs?
Şu sözünü ettiğin traşlanmamış elmaslar.
Talking about all those uncut diamonds you told about.
Ama beni rahatlatan balıklar mı yoksa akvaryumun dibindeki elmaslar mı karar veremiyorum?
The thing is, I can't figure if it's the fish that are cooling me out, or all those uncut diamonds in the bottom of the tank, there.
" Bu arada zengin müşteriler kullanır saf kokain
" Clientele fine and swell in the meantime uncut blow flow
İlaveten bu da, Ken Brannagh'ın 4 saatlik, bitmez tükenmez ve kısaltılmamış "Hamlet" uyarlaması için.
Oh, and that... is for Ken Branagha's endless uncut 4 hour version of "Hamlet".
Bunun bir çoğu kırpılmadı - tıpkı benim şeyime yakışacak şekilde, gitmeden önce Tommy'yi çıkardık, Kendime sevgililer günü hediyesi olsun diye Julie...
A lot of dis is uncut - just like me beast used to be, before me had its Tommy'at removed, as a Valentine's present for me Julie.
- Tamamıyla organik.
- Uncut pills.
Yolcun iki milyon dolar değerinde kesilmemiş elmas taşıyor.
Your passenger is carrying two million dollars in stolen, uncut diamonds.
Bakalım. 4.5kg kesilmemiş Nicaraguan. 1.7 milyon?
Let's see. Four and a half kilos uncut Nicaraguan. 1.7 mil, that area?
- 25 santim, sünnetsiz.
- Nine and a half inches, uncut.
Sünnetsiz.
UNCUT.