English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ U ] / Upstairs

Upstairs traduction Anglais

17,324 traduction parallèle
Yukarı çıkıp sıcak bir banyo yapacağım. Geri döndüğümde Kimmy'nin ineğini dışarıda görmek istiyorum.
I'm going to go upstairs and take a nice warm bath, and when I come back, I want Kimmy's cow out of my kitchen.
Yukarı çıkalım, aşk yuvanızı göstereyim.
Come upstairs and I'll show you your love nest.
Seninle yukarı çıkmak için sabırsızlanıyorum.
Come on. I can't wait to get you upstairs.
- Üst katta bir polis var.
There's a cop upstairs.
- Yukarıdaki bir şeyle ilgili.
It's a thing upstairs.
Pencereden dışarı bakıyordu.
She was upstairs looking down through her window.
Tabağını bitirip odana çık.
Clear your plate and go upstairs.
Ve bazen üst kata çıkar bazen de uyuyan küçük kızların yatağının altına girer.
And sometimes he goes upstairs.. And sometimes, he crawls under the bed of little girls that are sleeping.
Üst kattaki denizanaları için mi?
For the jellyfish upstairs?
Bunlae bizi sırf yukarıdaki hayvanlara bakıcılık etmemiz için mi tutuyor?
Are they hiring us to look after those pets upstairs?
Anladığım kadarıyla firmanızın üst katında bir parti vardı?
I understand there was a party upstairs at your firm?
Üst kattakileri hallettim ama birazdan daha fazlası gelecektir.
I took care of the operatives upstairs, but more will show up soon.
Yukarıya kadar size eşlik edecek görevli birazdan burada olur.
A liaison will be down shortly to escort you upstairs.
Üst katta olacağız.
We'll just be upstairs.
Bazen, arkasında ki kapıyı kapatmayı unuturdu ben de yukarıdaki pencereden dışarıyı görebiliyordum.
Sometimes he would forget to close the door behind him, and I could see outside through a window upstairs.
İstersen yukarıya sor.
Maybe ask upstairs.
Üst katta.
It's upstairs.
Onu yukarı götürdüğünü biliyorsun.
You know he's taken her upstairs.
Yukarı çıktın.
You got upstairs.
Onu yukarı götürdü.
He took him upstairs.
Yukarıda solda.
Just upstairs on the left.
Formu doldurursunuz, üst kata gider. Sonra ilk formu sizin doldurduğunuzu teyit etmek için bir form daha doldurturlar.
You fill it out, it goes upstairs, and then they make you fill out a new form, just to confirm it was you that filled out the first form.
Yukarıya odamıza çıkarız, kızları da alırız bayılana kadar bütün gece pompa yaparız.
We go upstairs, we take the girls, do misdemeanorish things all night until we pass out.
Yukarıdaki Balalaika çalgıcılarından Almanca öğrenirler.
They'll learn German from the balalaika player upstairs.
Neden üst kata çıkmıyorsun?
Why don't you go upstairs? - Why?
Neden yukarı çıkıp biraz rahatlamıyorsun tatlım?
Well, why don't you go on upstairs and get comfy, Sugar?
- Yukarıdaki erkeklerle aynı eğitimden geçti ve hepinizi koruyor kendisi.
She's passed the same training as the men upstairs, and she protects all of you.
- Üst kattaydım.
Uh, I was upstairs.
Haberleri çoktan yukarılara ilettim.
I already passed the news upstairs.
Çünkü yukardaki hasta WASP üyesinin yahudi bir adamla evlenmesi gerekiyor.
Well, because there's a sick WASP upstairs that needs to marry the Jewish one.
Magita, sana daha sonra yukarda Masha'yla bana katılmanı teklif etsem ne dersin?
Well, Magita, what would you say if I asked you to join Masha and me later upstairs?
Ben de seninle yukarı çıkayım.
I'll head upstairs with you.
Yukarıda çalışmıyorsun artık.
You don't work upstairs anymore.
Bu yüzden burada kafanı eğip, boynunu bükecek ve soru sormaksızın üst kattaki ajanlar için çoğunlukla yazı işleri yapacaksın.
So what you're gonna do is you're gonna keep your head down and your nose clean and perform mostly clerical duties for agents upstairs, and you're gonna do so with no questions.
Pardon, ama ortaklar sizi toplantı odasına çağırdı.
Excuse me, but they wanna see you upstairs in the partners boardroom.
Kaptan, Hawkeye, Kara Dul çocuklar siz yukarı gidip o insanların güvenliğini sağlayın.
Cap, Hawkeye, Widow, you guys go upstairs and keep those people safe.
Hadi düş önüme pislik.
Get upstairs, fuckface, let's go.
Yukarıdayım.
Upstairs.
Sadece ikinci kattan çığlıklar duyulduğu söylendi.
Screaming coming from the upstairs is all they said.
İkinci kat, yatak odasından çığlıklar duyuluyordu.
There's some, uh, screaming coming from an upstairs bedroom.
Üst kat ne yapacağını bilememiş.
Upstairs are at a loss.
Sanırım yukarıda birileri olabilir.
I think there might be someone upstairs.
Yukarı gelebilir misin lütfen?
Would you come upstairs, please?
Yukarı telefona bakmaya çıktım.
I came upstairs to answer the phone.
Her ne kadar bilinçaltı mesaj sesini sevsem de yukarı çıksak olur mu?
- Hmm? As much as I love hearing your subliminal message voice, can we take this upstairs?
- Yukarıda kaç tetikçi gördün?
How many shooters did you see upstairs?
Üst katta kimin oturduğunu söyler misiniz?
Can you tell me who lives upstairs?
Disiplin demişken, üst makamların Dedektif Thursday'la ne işi var?
Speaking of which, what is going on upstairs, with Inspector Thursday?
Yukarıdaki adamlar çıkmaza düştü, ürktü ve kendilerini kaybettiler.
The men upstairs are stranded, frightened, and in it up to their necks.
Masalar üst katta, senin adını sayıklıyorlar.
There's tables upstairs, they're calling your name.
Üst kata çık.
Upstairs.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]