Uretim traduction Anglais
322 traduction parallèle
Üretim cephesinde
On the production front
Üretim, Tasarım Y. Shpinel, V. Myuller
Production design by : Y. Shpinel, V. Miuller
Üretim maliyetlerinden kısmak için kömür ocakları, güvenlik tedbirlerini ihmal ettiler.
To economize on production costs the collieries neglect security measures.
Üretim hızı etkilenecektir.
The rhythm of production will be affected.
Üretim hızı...
Rhythm...
Üretim çiftliği, umursadığım her şeyle birlikte cehenneme gidebilir.
The plantation can go to blazes for all I care.
Üretim kota artışlarıyla ilgili.
It's about the production quota increases.
Üretim kapasitenizi hesaba kattık ama.
But we took into account your production capacity.
ACİL DURUM ÜRETİM ARTIŞ DÖNEMİ
EMERGENCY PRODUCTION INCREASE PERIOD
KADINLARIN ÜRETİM HEDEFLERİ VE SONUÇLARI
WOMEN'S PRODUCTION GOALS AND RESULTS
ACİL DURUM ÜRETİM KOTASI 15 GÜN KALDI.
EMERGENCY PRODUCTION QUOTA - 15 DAYS LEFT.
Üretim mükemmel durumda.
Output is excellent.
Tobiki İçki Üretim Kooperatifi'ni kurmak üzereyim.
I'm about to form the cooperative brewing company of Tobiki.
Üretim henüz kapanmadı.
Production not cease yet.
Üretim her geçen gün artıyor.
Production is up...
Üretim hedeflerimizi nasıl tutturacağız?
We can never meet our production goal that way.
Üretim faaliyeti.
Producing.
Üretim Tasarım : Ye.
Production Designer Ye.
Üretim Tasarlama Shigemasa Toda
Production Design by SHIGEMASA TODA
- Üretim hatası, muhtemelen.
- A defect of some kind, most likely.
Uçak Üretim Bakanlığımızla yaptığımız görüşme neticesinde sadece şunu söyleyebilirim ki, notunuzda belirttiğiniz gibi bizim için son derece önemli bir fabrikayı havaya uçurma fikrinize kesinlikle sıcak bakmıyoruz.
But speaking for the Ministry of Aircraft Production, I can only say that we would take a very dim view of your blowing up our biggest factory, as your memorandum suggests.
Ama ne kadar değerli olursa olsun Uçak Üretim Bakanlığı'nın, kendi fabrikalarından birinin tüm bir ay boyunca üretim dışı kalmasına izin vermesini bekleyemezsiniz.
However valuable his services, you can't expect the Ministry of Aircraft Production to allow a plant - to be put out of action for a whole month.
Üretim için bir şirketten haber bekliyorum.
Large enterprises are sure to fight for it.
- Üretim mücadelesinden.
The fight to produce?
Morgan Toptan Üretim.
Morgan Wholesale Produce.
Kendisi Amerikan Üretim Derneği başkanıydı.
He was the president of American Produce Association.
Sonraki Morris Lovell, Devletlerarası Üretim'den.
And then there was Morris Lovell, Interstate Produce.
Üretim mi yoksa hizmet sektöründe miydi?
Did you deal in products or services?
Üretim.
Products.
Kendi kendini parçalayan bir motor gibi Üretim nedeni olan işle bağı kesildiği için.
It's like a racing engine, tearing itself to pieces because it's not connected up with the work for which it was built.
Üretim araçları ve bunların kuruluşlarıyla alakalı da hiç bir güvenliğimiz söz konusu değil.
Nor any security in our relations with the means of production... and these institutions.
Üretim öncesi model.
Pre-production model.
Üretim bölümü, sıra 05.
Produce department, line 05.
ASKERİ ÜRETİM PATLADI
MILITARY PROCUREMENT BOOM
Üretim haziranda en üst seviyeye ulaşmıştı. Sonraları, çalışanların yorulmasıyla bu seviye düştü.
The production went up in June e went down due to the fatigue.
Lastik tekerleklerin satışını yasaklamaya da yetkili değildik. Yine de bir emir hazırladık. Genç bir çocuk yazdığımız emri Üretim Yönetimi Bürosu'nda elden ele dolaştırdı.
Our Agency did not have to be able to stop the sales of rubber tires, but we emit an order to the same one e we order an anonymous difundiz it, for all the cabinets of the Secretariat of Management of the Production,
Üretim işine geçmek için izin istedim.
I asked permission to move to production work.
Üretim müdürü eski, çok eski arkadaşıydı.
The production manager was an old, old friend.
Beaverbrook yeni işinde iki haftanın ardından, öfkelenip işi bıraktı. savaş endüstrisinin patronu, Üretim Bakanı.
Beaverbrook flounced out affer two weeks in a new job - boss of war industry, Minister of Production.
Üretim ve o üretimin beraberinde... tüketim alaninda zaten yapilmis olan seçimlerin her yerde hazir ve nazir olan tasdikidir.
It is the omnipresent affirmation of... the choice already made in production, and its corollary consumption.
Üretim zamani, metalastirilmis zaman, birbirine denk zaman araliklarinin sonsuz yigilmasidir.
The time of production, the commodity-time, is an infinite accumulation of equivalent intervals.
Üretim sürecinin daimi yenilikleri, hep ayni seylerden olusan olusan tüketimde yanki bulmaz.
What's always new in the process of... the production of things... is never found in consumption, which remains the extended return of the same.
Üretim sürmeli, ama satışlar düşüyor.
Production must go on, but sales are down.
İmalat : Pittsburgh Üretim A.Ş.
Made by the Pittsburgh Manufacturing Corporation Inc.,
Üretim ne sıklıkta kontrol ediliyor?
How frequent is production control?
Üretim biriminde iki teknik müdür birden çalıştıramayız çünkü, ne de olsa küçük bir birim.
We can't keep 2 technical directors for a relatively small production unit.
Üretim katımıza hoş geldin.
Welcome to our factory floor.
Üretim tarihi, 2016.
Incept date : 2016.
Üretim tarihi, yasam süresi...
The incept date. The longevity.
Gaines Üretim Firması, bu kasaba çevresinde 100.000 dönümlük araziye sahip Sobaco Eyaleti toplamındaysa 200.000 dönüm.
Gaines Development Company owns 25,000 acres of land... immediately surrounding the town... and a total of 50,000 acres of Sobaco County.
Üretim hattı askerî amaçlı miğfer üretmek için revize edilmiş.
The production line's been retooled to make military uses of the helmet and cord.