Uykuda traduction Anglais
841 traduction parallèle
Bir çok cesur yürek derin uykuda.
Many brave hearts are asleep in the Deep -
# "Hey, nöbetçi!" — "Neye ihtiyacın var, Usta?" - " Sen uykuda gibi davran :
# "Hey, sentinel!" — "What do you need, master?" - " Pretend that you're asleep :
Onu uykuda yakalayabiliriz.
They might catch him asleep.
O saatte herkes uykuda olur.
Everybody will be asleep.
Belki onu uykuda yakalarız.
Maybe we'll catch him asleep.
- Uykuda olmalıydın.
- You should be asleep.
- Uykuda konuşuyor.
- Somnambulism.
Üzerinizi çıkarmaya başlasanız iyi edersiniz yoksa daha pantolonunuzu çıkartırken kendinizi uykuda bulursunuz.
You better start undressing at once or you'll find yourself fast asleep in the middle of taking off your trousers.
Söyleyin, İngiltere'de böyle uykuda mı?
Tell me, is England asleep like this too?
Mareşal uykuda.
The Field Marshall is asleep.
Keşke uykuda olup uyanabilsem.
Well, I wish I'd wake up.
Bazı insanlar şu anda bile yaşadığını, ama uykuda olduğunu iddia ediyorlar. "
"Some people claim it is not dead even now, just dormant."
Biri uykuda güldü, öteki "Adam öldürüyorlar" diye bağırdı.
There's one did laugh in's sleep, and one cried'Murder! '
Ve yemin ederim derin uykuda.
And, upon my life, fast asleep.
Sıcak bir yaz gecesi ; saat 1 : 00... ve bu, New York'un uykudaki yüzü... ya da neredeyse diğer tüm şehirler kadar uykuda.
It's 1 : 00 in the morning on a hot summer night... and this is the face of New York when it's asleep. Or as nearly asleep as any city ever is.
Uykuda mı geziyorsunuz?
Are you sleepwalking?
Sanırım her zamanki gibi uykuda.
How's Paul? Asleep, probably.
Şu sıralar hapishanede derin bir uykuda olsa gerek.
As of now, he must be fast asleep in some prison
Niçin bağırdınız öyle uykuda?
Why did you so cry out, sirs, in your sleep?
Uykuda ve uyanıkken hep benimleydin.
Waking and sleeping, you were with me.
- Herkes uykuda.
- It's asleep.
Canım uykuda konuşuyordun.
Darling, you were talking in your sleep.
Belli ki, mimarlar bu saatte uykuda.
Apparently architects are still asleep.
Şu an derin uykuda.
Father's fast asleep.
Inger uykuda şimdi.
Inger is asleep now.
Aniden uykuda gitti.
Suddenly, she drifted away in her sleep.
Ama Micah tümüyle uykuda.
All are asleep but Micah.
Patron su anda uykuda.
The boss is napping now.
Düşünsene, tüm şehir uykuda.
Imagine, all the people here in town are asleep.
Sanırım uykuda olduğumu düşündün.
I suppose you thought I was asleep.
At duruşu uykuda bulunmak, hoş bir şey değil!
To sleep in this horse posture isn't a pleasant thing!
Lillian dün gece uykuda gezerken bir şey düşündüm.
I had a thought last night when Lillian was sleepwalking.
12'de diyorum çünkü, o saatte herkes uykuda olur, ve ben de kızla sinemadan dönüyor olurum.
I say midnight because, follow me, at twelve those who are home are sleeping and those at the movies still have to come back.
Uyanıkken ya da uykuda.
Awake or asleep.
Elimdeki bütün güçlerle üstlerine saldırabilirim. Onları uykuda yakalarım.
I could start lobbing shrapnel and grape at them critters, catch'em napping.
Hiç yaşlanmadığı bir uykuda istirahat ediyor.
In ageless sleep, she finds repose.
Hala uykuda olduğuma şaşıyordum.
I wondered if I was still asleep.
Uykuda ölmeniz uygun bulunmuş.
Preordi nation is For death du ring sleep.
Uykuda mı geziyorsun?
You sleepwalk?
Ama herkes uykuda.
But everyone's asleep.
Annenler uykuda, uyumasına izin ver.
Mother's asleep, and let her sleep.
Profesör, yetersiz bir hafızanız var, ama şu doğru ki, mazeretiniz uykuda olmanız.
Professor, you have a short memory, though it's true that your excuse is that you're asleep.
Nefesin uykuda gibi giderek derinleşiyor.
Your breathing deeper and deeper as in sleep.
Ve İngiltere'de uykuda olanlar kendilerini lanetlenmiş görecek.
And those in England now asleep shall think themselves accursed.
Kabile uykuda.
The tribe is asleep.
Bebek uykuda.
The baby is asleep.
Tekrar ediyorum, bebek uykuda.
I repeat, the baby is asleep.
İkinizi birden uykuda öldüreceğim.
I'll stab the two of you in your sleep.
Sonra yatıp uykuya dalıyorum. Uykuda hareketsiz kalarak 1 saat boyunca nefessiz dayanabiliyorum.
Lying down, asleep... inactive, I can get by for an hour before taking a booster.
Çok derin bir uykuda değil mi?
She really is having a deep sleep, isn't she?
Ama düş görebilirsin uykuda, o kötü işte.
Perchance to dream.