Uzaklaştır traduction Anglais
3,868 traduction parallèle
Benden uzaklaştırın, benden uzaklaştırın!
Get it off me! Get it off me!
Bu adam hastaneden uzaklaştırılmalı!
He should be ejected from this facility!
Dostların bizi görevimizden uzaklaştırıyor.
Your friends are distracting you from our mission.
Cadıların büyülerini uzaklaştırıyor.
It's supposed to ward off the witch's spell.
" Sorunları uzaklaştır.
" Wipe the trouble away.
Dedi ki, "Sorunları uzaklaştır ve güzelliği içeri al."
She says, "Wipe the trouble out " and let the beauty in. "
Onu buradan uzaklaştırıp, formülü söylettirmeliyiz. Hem de hemen! Şirine, bebeğim?
We must spirit her away from here and get that formula now.
- Sekiz hafta uzaklaştırıldın.
You've been suspended for eight weeks.
- Cory, takımdan uzaklaştırılmışsın.
Cory, your suspension hit the wires today.
Şunu uzaklaştır.
Kick it over there.
Masayı pisletmemesi için Samuel'in parmağını burnundan uzaklaştır.
Turn back the stinky finger my son will use to... pull snot from his nose at table.
Şimdi adamlarınızı uzaklaştırın.
Send your men away now.
Sonra, tabii, seni uzaklaştırdılar, çünkü o sırada onlar cesedi ortadan kaldırıyorlardı.
And then, of course, they send you away while they, huh, dispose of the body.
Bu saldırı Poirot'yu iz üzerinden uzaklaştırmak için düzenlenmiş çok gülünç bir numara olabilir mi?
And that this attack... was a device most cynical to throw Poirot off the scent?
Diğer erkekleri benden uzaklaştırırsan sonsuza dek birlikte olacağımızı mı?
That if you stopped other men from getting to me that we'd be together forever?
İnsanları dik dik baktırır,... arkadaşlarını senden uzaklaştırır.
It makes people stare, it makes your friends avoid you.
Kral Robert'ı putlarından uzaklaştırıp, Işığın Tanrısı'na yöneltecektin.
_
Christopher Del Flannery, gasptan suçlu, iki cinayetin şüphelisi, Osterberg'in şirketlerin birinde güvenlik görevlisi olarak çalışmış, ve üç hafta önce de görevden uzaklaştırılmış.
Christopher Del Flannery, robbery with violence, suspect in two contract killings, worked as a security guard for one of Osterberg's companies, dismissed three weeks ago.
Adamı uzaklaştırın oradan!
Get that man out of there!
Sence sıkı, dinç bir vücut onu bıngıl bıngıl bebeğinden uzaklaştırır mı?
Do you really think that a tight, toned body will keep him away from his Hubba Bubba baby?
Gustaf, uzaklaştır onu.
Gustaf, take her away.
Okuldan uzaklaştırıldığımı biliyordun.
You knew I was expelled from school.
Onlar dinden uzaklaştırılacak.
You two, highfalutin couple, ain't ya?
O tabancayı yere bırakıp kendinden uzaklaştır.
You put that gun on the floor and kick it over.
O şişeyi uzaklaştır.
Move away from that bottle.
Dev şeftalilerden ve ölü genç kızlardan uzaklaştır zihnimi.
Distract me from giant peaches and dead teenagers.
Tanrı'ya ihanet etti ve cennetten uzaklaştırıldı.
She betrayed God and she was cast out of heaven...
Joy, sizi yalanlardan uzaklaştıracaktır.
Joy will take you from the lies.
Joy, beni yalanlarımdan uzaklaştır.
Joy, Joy, take me from my lies.
Ancak berbat bir şey, zira bana sırılsıklam aşık olan kişi oydu, onu uzaklaştıran ise bendim.
But it's just fucked up because he was the one who actually was totally in love with me, and I was the one who pushed him away.
Beni yine mi uzaklaştırıyorsun?
You're kicking me out again?
Hayır, dinle, seni uzaklaştırmıyorum.
No, listen, I am not kicking you out.
Kızlara cevap veriyor, buluşuyorlar, etkiliyor ve uyuşturucu veriyor. Caddeden uzaklaştırıyor.
He responded to them also, met these girls, charmed them, drugged them took them off the streets.
Senin görevin Filistinlileri uzaklaştırmaktır.
Your duty is to drive the Philistines away.
Cesedi uzaklaştırın!
Take the body away.
Onları uzaklaştırın.
Remove them!
Korkunç şeyleri uzaklaştırıyorum.
Putting the scary thing away.
Tamam, seni sonsuza dek bırakmıyorum...,... ama sana George'u okuldan alabilir miyiz diye sormak istiyordum...,... oradan uzaklaştırıp, ona öğretmenlik yaparım ve macera yaşarız.
Well, I'm not leaving you permanently, but I do want to ask you if I can take George out of school, take him away and teach him myself and have an adventure.
Bunlar onu hep işinden uzaklaştırıyor.
It's all about getting him away from work.
Onu yangından uzaklaştırın.
Here, get him away from the fire.
Ve onu buradan uzaklaştır.
And take him away from here.
Uzaklaştırıldım mı efendim?
Am I suspended, sir?
- Çocukları kapıdan uzaklaştır.
Keep the kids away from the door!
Şu treni buradan uzaklaştırın.
Get this train out of here!
Treni uzaklaştırın buradan, hemen!
Get the train out of here, now!
Şu pisliği uzaklaştırın.
Get this trash off my lawn.
Ve sonra uzaklaştırılıp uzaklaştırılmayacağına mı karar verecekler?
And then they decide if you're suspended?
Rhamadhani diğer çocuklar için tehlike arz ediyor. Bu yüzden bir hafta okuldan uzaklaştırıldı.
Rhamadhani is a danger to the other children... and that's why he's suspended for one week.
O insanları da buradan uzaklaştırın.
Get those people out of here.
Görevden uzaklaştırılsın.
Get him suspended.
Uzaklaştırın buradan.
Get away.
uzaklaşın 97
uzaklaş 262
uzaklık 23
uzaklaşma 31
uzaklarda 21
uzaklara 40
uzaklaşıyor 38
uzaklaş oradan 25
uzaklaş buradan 43
uzaklaşıyorlar 24
uzaklaş 262
uzaklık 23
uzaklaşma 31
uzaklarda 21
uzaklara 40
uzaklaşıyor 38
uzaklaş oradan 25
uzaklaş buradan 43
uzaklaşıyorlar 24