Uzaktan traduction Anglais
5,273 traduction parallèle
Yıllar boyunca kendi gerçek ailesinin büyüyüp geliştiğini uzaktan izlemek...
Watching, as the years past, his true father's family grow and thrive.
Uzaktan yakından alakası yok tamam mı?
That's not even remotely racist, okay?
Elfler kendi gezegenleri karanlıkla felakete sürüklediğinden beridir onları uzaktan izliyorum.
Heimdall : Ever since the elves destroyed their own world with a blight of darkness, I have watched them from afar,
Bu cihaz seni buraya getiren zaman makinesinin uzaktan kuzeni gibi birşey.
It's a distant cousin to the time travel device that brought you here.
İki basit kelimeyle onu uzaktan kumandalı bir yok ediciye çevirebilirim.
You see, I can trigger him into a remote control destroyer with a mere two-word cue.
Sadece uzaktan yönetmeye karar verdim.
Well, that's what's happening. I just decided to general this from afar.
Sana beş metre uzaktan üç el ateş edildi ve hiçbir mermi sana denk gelmedi.
You were just shot three times from five meters away, and none of the bullets hit you.
En iyisi uzaktan kumandayı alıp evde oturmak.
It is better to hold a remote control sitting at home.
Öyle uzaktan aval aval bakarak hiç olmaz.
No way if you keep staring stupidly from a far.
Birileri değerleri uzaktan kontrol... edilebilecek şekilde kodlamış.
Somebody's coded it so the readings can be controlled remotely.
Bir alıcı gibi hareket ediyor ve isteğe bağlı şekilde uzaktan da patlatılabilir.
It acts like a receiver and can be detonated remotely, however you like.
Diğeri, yani buton da güvenli bir mesafeden izleyip uzaktan bir cep telefonuyla bombayı patlatıyor.
The other - - the button - - watches from a safe distance and remotely detonates it with a - - a cellphone.
Bu kadar uzaktan gelmişken, biraz daha bekleyebiliriz.
Since we've come this far, let's wait for some time.
Önce uzaktan sonra da yakından, bir el ateş etti.
First a shot from a distance and then a shot at close range.
Sana uzaktan hayranlık duyacağım!
I will admire you from afar...!
( uzaktan kumandanın çarpma sesi )
( remote shattering )
Uzaktan kumandayı başlatıyorum... Temizle. Şimdi.
Launching the remote... wipe... now.
İşte, bu yer istihbaratını dün geç saatlerde uzaktan kumandalı uçakla elde ettik.
Alright we got this geo-intel from a drone late yesterday.
Uzaktan kumandalı kameralarımı, barın içinde ve dışında her yere yerleştirdim.
My drone cameras have every angle inside and outside the bar.
Seksle uzaktan yakından ilgili şeylerin okulun verebileceğini sanmıyorum.
I don't think that sex or anything relating to it should be taught in school.
Uzaktan'Davis erişen Bilgisayar, bir SSH protokolü P3 başlatılması sabit disk yansıtma ve tam bir süpürme için.
Remotely accessing Davis'computer, mirroring the hard drive and initiating an SSH P3 protocol for a complete sweep.
Benzediğini ile Bazı çocuk oyun uzaktan kumanda oyuncak araba gibi yolun tarafı kapalı.
Some kid playing with what looked like a remote control toy car off the side of the road.
Görünüşe bakılırsa bomba uzaktan aktif edilmiş.
Looks like the bomb was remotely activated.
Kraliçeler benim domuzun kokusunu bir mil uzaktan alırlar, bebeğim.
The size queens, they can smell my hog a mile away, baby.
Sen burada hep yanlış yerlere bakarken ben uzaktan Matt'in çaresiz çığlıklarını duydum.
You know, while you've been vamping off in all the wrong directions, I heard Matt's distant and desperate screams.
Bak ne diyeceğim. Bana şu İsviçre'deki banka hesabının son 4 hanesini versen de ben de paralarımı böyle uzaktan seyredip durmasam?
I'll tell you what, why don't you give me the last four digits of that Swiss bank account so I can do more than just look at my money?
Bunun için yakınınıza girmem gerek. Uzaktan bile yeterince kötüsünüz.
That would mean I'd have to look at you up close and you're bad enough from afar, far away.
Çok uzaktan gelmiş olamaz.
She couldn't have gone too far.
Ama bana ne yapabileceğimi, kime görev vereceğimi veya işimi uzaktan yakından nasıl yapacağımı söyleyemezsin..... çünkü benim dünyamda işlerin nasıl olduğuna dair hiçbir fikrin yok, sahip olduğum sorumluluklarım var senin bana verdiğin getir götür işlerinden,
But you cannot tell me how to do it, who to task, or anything remotely close to how to do my job because you have no idea how my world works, the responsibilities I have outside of the little errands you hand me
Davulun sesi uzaktan hoş gelirmiş.
Guess the grass is always greener.
Uzaktan izle durursa, devam et ve seni görmeyeceği bir yerde dur.
He pulls off, you pass him up and wait somewhere he can't see you.
Pardon, "uzaktan kontrol edilen hava aracı". Ne derseniz deyin.
Excuse me, "remotely piloted aircraft." You can call them whatever you want.
Uzaktan bakınca seni bir aktris sandım.
From afar I thought you were an actress.
Shawn, dedikleri uzaktan yakından öyle değil.
Shawn, that's not remotely how the saying goes.
Uzaktan kumandalı polen taşıyıcıları. Arı popülasyonlarının tükendiği yerler için.
Minidrone pollinators, for areas where bee populations have crashed.
Birisi uzaktan kontrol ediyor olmalı.
Somebody must be overriding the system.
Uzaktan yakından alakası yok.
Oh, no, far from it.
Seni temin ederim ki bu konu bana uzaktan yakından komik gelmiyor Niklaus. Özellikle de benim de onu rüyamda gördüğümü düşünürsek.
I can assure you there isn't a piece of this that I find even remotely amusing, Niklaus, especially considering I've been dreaming of him, too.
Portal tabancam uzaktan hacklenmiş Morty. Belli ki bana komplo kurmak için gerçek katil yaptı.
My portal gun was hacked remotely, Morty- - obviously by the real killer, to frame me.
Bu Rick uzaktan kumanda ediliyormuş. Başkası tarafından kontrol ediliyormuş.
This Rick was being controlled remotely - - puppeteered by somebody else.
Uluslararası politikacılara suikast yapmak için uzaktan kumandalı uçak kaçırdı.
He smuggled a remote control assassin into the country to pick off international VIPs.
Frekansımıza sızdı, bir şekilde uzaktan erişim kazandı.
- He hacked into our frequency. Somehow gained remote access.
Bilgisayarına şimdi uzaktan erişmek üzereyiz.
We're about to remote access the computer right now.
Şu kadarını söyleyebilirim ki, Graeme Jenkins'ın uçaktaki hiç kimseyle uzaktan yakından alakası yokmuş.
As far as I can tell, Graeme Jenkins isn't connected to any of the people that were on the plane with him.
Ayrıca burası açık alan belki uzaktan sinyal yakalayabiliriz.
And, out here, it's so open, we can pick up the signal for miles.
Çalışmanızı uzaktan izlemek bile Michelangelo'nun yeteneğine göz gezdirmek gibi bir şey.
Watching you work even from afar was like glimpsing Michelangelo at the peak of his talents.
Bir yoldayız, uzaktan çekiyoruz.
We're on a road.
Tuhon'u teslim etmeyeceksin değil mi? Uzaktan yakından alakası yok Bay Beale.
You're not gonna hand Tuhon over, are you?
Uzaktan bakabilirsiniz ama şu an çok hâlsiz.
Can we see her?
Uzaktan erisimi kapatin.
Disable remote access.
Uzaktan kumanda.
- Remotely.