Uçagi traduction Anglais
59 traduction parallèle
- Kimin uçagi?
- Whose airplane?
- Val Rogers'in uçagi.
- Val Rogers'airplane.
Acele et yoksa uçagi kaçiracagiz.
Hurry up or we'll miss the plane.
- Uçagi kaçiracagiz.
- We'll miss the plane.
- Uçagi kaçirdik.
- We missed the plane.
Yagmur ormanlarinda küçük bir uçagi bulamazsin.
You can't find a small plane in a rain forest.
- En kisa zamanda uçagi indir.
- Land as soon as possible.
Gelecegin uçagi, seni tarih yapacak.
The plane of the future is going to make you history -
Bir Fransiz uçagi aniden görünüyor dönüyor ve birsey birakiyor hava, siddetli bir patlamanin takip ettigi tuhaf bir islikla doluyor.
A French plane suddenly appears. It turns and drops something. The air fills with a whistling, followed by a violent explosion.
En iyi iki arkadasiyla birlikte o da bir avci uçagi pilotuydu.
He was a fighter pilot, along with his two great friends,
Ikinizi de seviyorum ama uçagi kaçiracagiz.
I love you both. We got a plane to catch.
Amerikan Havayollarinin Los Angeles uçagi.
American Airlines Flight 1 to Los Angeles.
- Ama düsen Mohawk uçagi degil ki.
But it wasn't a Mohawk plane.
Ve bir anda Bagdat trafigindeydim. Üzerimde bir düsman uçagi görüyorum.
And - - all of a sudden I'm in Baghdad, in this traffic jam.
Bir Çek uçagi.
I see this enemy plane - - it's a Czech Mig or,
Düsman uçagi gittikçe uzaklasiyor ve ben deli oluyorum.
And the enemy plane is getting away, and it's driving me crazy,
George Gay bir Amerikan deniz uçagi tarafindan kurtarilacaktir.
George Gay would be rescued by an American sea plane.
Bu gece kalkacak Washington uçagi için bilet de paketin içinde.
Included there's a plain ticket to washington, you'll leave tonight.
Conrad'in bu sabah uçagi var, geliyor.
Conrad's flying home this morning.
Herkesin atlayabilmesi için uçagi yeteri kadar ayni seviyede tuttu sonra da kendisi uçakla beraber yere çakildi.
He kept the Liberator aloft just long enough for everyone to jump, and then he went down with the plane.
U-2 uçagi gibi gözetliyor masani.
Because he hovers over your desk like a damn U-2. - What?
- internete baktim. Uçagi dün aksam inmis.
I saw on the internet, her plane landed yesterday.
Ama artik uçagi düsünmeyiz sanirim.
But now it seems, that we are out of the aircraft.
- Skipper, Kuzey Rüzgâri uçagi!
Captain, aircraft Severak!
Otuz sene önce, donanmanïn bir uçagï ve iki pilotu vardï.
Thirty years ago, the Navy had one airplane and two pilots.
O uçagï uçuramaz.
He can't fly that ship.
O uçagï uçuracak kadar tecrübesi yok.
He ain't had enough experience to fly that ship.
TESLİMAT UÇAĞI
airmail.
Dönüs ucusu yapan Mumbai ucagi ile mi?
When are you coming back? - The day after tomorrow
- Singapur ucagi havalimanina indi!
- Airport..? Oh yes! Stay right there. I'm coming over
- Singapur ucagi havalimanina indi, Bankok ucagi havalandi!
You hit me..? ! - Let go of my collar!
Nijerya ucagi.
Nigerian.
Dusman ucagi!
Enemy plane!
Hatirlayin hani yil basinda hani su ucagi havaya ucurakcakti.
Remember on Christmas, you know, he was going to blow up that flight, you know.
Ucur Ucagi.
Oh, got it.
Ben kalip, ucagi ucurayim.
I'll stay, fly the plane.
Ben ici yolcu dolu olan sorumlulugum altindaki bir ucagi, cok kisa bir piste patlamak uzere olan bir ülkeye indirdim.
I just landed a plane full of passengers who are my responsibility on a runway that is too short in a country that's about to explode.
Ucagi olan birisini taniyorum.
I know a guy with a plane.
Bak, belkide ucagi unutmalisin.
Look, maybe you should just forget about the plane.
Ucagi olan bir adami nereden taniyorsun?
How do you know a man with a plane?
Ucagi oldugunu biliyorum.
I said I knew him.
EĞER SESİNİZİ YÜKSELTMEK İSTİYORSANIZ UÇAĞI TERKEDEBİLİRSİNİZ.
If you want to raise your voice you may leave the plane.
KOLTUKLARINIZDAN KALKIN VE UÇAĞI TERK EDİN.
Leave your seats and get out of plane.
ACİLEN UÇAĞI TERK ETMELİYİZ.
We must leave the plane immediately.
UÇAĞI TARAYACAĞIM.
I'll scour the plane.
BELKİ DE UÇAĞI BULDULAR BİZİ ARIYORLAR.
Perhaps they found the plane and looking after us.
- UÇAĞI BULMAMIZ LAZIM.
- We need to find the plane.
Sen ve ben rol almalıydık CARRIE DUNCAN'IN UÇAĞI YOSEMITE YAKININDA BULUNDU
That we must part, you and I
Ucagi kacirmam falan da gerekmiyor.
And I don't have to hijack it, either.
Ne ucagi?
What flight?
- TERÖRİSTLER UÇAĞI BOMBALAMA GİRİŞİMİNDE BULUNDU. - Evet, neredeyse felaket olacaktı.
Yes, it was almost catastrophic.