Vaguely traduction Anglais
695 traduction parallèle
- Evet, öyle bir şey duydum sanki.
- Yes, I have, vaguely.
Hatırladığım kadarıyla, poker...
I seem vaguely to remember having...
- Belli belirsiz.
Vaguely.
- Pek farkında değilim.
- I'm vaguely aware of that.
- Şöyle böyle.
- Vaguely.
Tekrarlayan rüyalar konusunu sorgulamıyorum. Ve kuşkusuz geçmişte buna benzer olaylar da olmuştur.
I don't question that you have been subject to a recurring dream, and no doubt it has a background vaguely similar to this.
Bu sanki evlilik çağrışımları yapıyor.
That sounds vaguely as if it had something to do with marriage.
Azıcık ilgimi çekmeye başladınız.
You begin to interest me, vaguely.
Bir tür vecde girersiniz. Perdenin açıldığını belli belirsiz fark edersiniz. - Yerlerinizi alın!
You're in a kind of trance, only vaguely aware that the curtain is about to go up.
Çok az hatırlıyor gibiyim.
Vaguely.
Hayal meyal.
Only vaguely.
- Hayal meyal.
Vaguely.
Kesin yanıt veremem size, bay Muldoon.
I will not answer vaguely, Mr Muldoon.
Hayal meyal.
Vaguely.
Belli belirsiz.
Vaguely.
Belli belirsiz kötü bir şeyin sizi takip ettiğini?
That something vaguely ominous was following you?
Hayal meyal hatırlıyorum.
I vaguely remember.
- Hayal meyal.
- Vaguely.
Ayağa kalkıp dışarı çıkışını hayal meyal hatırlıyorum.
I vaguely remember his getting up and going out.
Kabaca.
Vaguely.
Beni bir yerden gözün ısırıyor.
I know. I look vaguely familiar.
Ana çizgilerinizi zor da olsa fark edebiliyorum.
I can just distinguish your outline vaguely, but i can just see you.
Kim, jürinin sayın üyeleri... kim, bu olayların kısa özeti içinde... izleyenlere dehşet veren bu belirsiz görüntülere... yerde yatan iki aşığın cesedine... bakarak bunlar günahlarının bedeliydi diyebilir?
Who, gentlemen of the jury, in this rapid summary of the facts, could even vaguely imagine the horror caused by the spectacle of the two lovers lying there, disgustingly entwined in the vile enactment of their sin.
Çok belli olmuyor.
Yes, vaguely.
Hayal meyal evet.
Vaguely, yes.
Evet, az da olsa haberim vardı.
I was vaguely aware of it.
Az çok.
Vaguely.
Seni tanıdığından bahsetti.
He mentioned your name as though it were only vaguely familiar.
Ama ben sigorta için bazı belgeler imzaladığımı hayal meyal hatırlıyorum.
But I vaguely recollect signing something for insurance.
İçten içe nedenlerimi anlar diye ummuştum. Belki de anlamayacaktı.
I hoped, vaguely, that she'd understand my motives, maybe she wouldn't.
Ama elleriyle ya da beyinleriyle çalışanların büyük çoğunluğu gibi siz de ekonomik ve toplumsal gelişim bakımından, hayat tarzı bakımından...
But if, like most workers, who use their hands and heads you judge or vaguely feel that capitalism is no better today than yesterday...
- Net olmasa da, bir şeyi hatırlıyorum.
Oh, I do vaguely remember one thing. Yes?
Sen dahil bu kadar çok çalışan bir kimseyi hiç görmedim.
Vaguely I never saw anybody work so hard, including you
Ben hayal meyal gireceğimiz çatışmanın ayrıntılarını hatırlıyorum ama.
Captain, I vaguely remember the historical account of the famous battle in which we are about to engage, but I am confused.
Benden önce kimler kimler geldi bocalayarak tanıdılar Şu şaşırtıcı dünyayı,... söndüler, tükendiler benden önce.
Many have come ahead of me, and having vaguely known this amazing world they have extinguished and expired ahead of me.
Kim olduğunuzu söylemeden.
Just vaguely.
Evet, şöyle böyle hatırlıyorum biraz.
Yes, but only vaguely.
- Plato'yu hatırlıyor musunuz?
- Remember Plato? - Vaguely.
Şöyle böyle mi?
Vaguely?
Çok anlaşılmaz fakat...
Very vaguely, but...
Bundan bahsettiğin iyi oldu, Bir takım eleştiriler yazdığını hayal meyal hatırlıyorum.
Oh, yes. Yes, now that you mention it, I vaguely recall you wrote some review.
Şöyle böyle, neden?
Vaguely. Why?
Hayal meyaI birinin Moose Malloy'dan bahsettiğini hatırlıyorum.
I vaguely remember somebody asking about Moose Malloy.
Hayal meyal.
- Vaguely.
Üzgünüm, fakat ben hayal meyal
I'm sorry, but I vaguely
Evet, belli belirsiz.
Yes, vaguely.
Biraz penise benzemiyor mu sence?
It's vaguely phallic, don't you think?
Korkunç bir şekilde ağırlaşıyor.
I CAN VAGUELY REMEMBER WHAT'S IN IT.
Şöyle böyle.
Vaguely.
- Hayal meyal.
Mm, vaguely.
Onu tanıyor musunuz?
Vaguely.