Vals traduction Anglais
549 traduction parallèle
"Ne biletleri mi?" Sana söylemiştim, bu gece vals yarışmasına gidiyoruz.
"What tickets?" I told you, we're going to the roller derby tonight.
Ben vals mals yarışmasına gitmiyorum.
I'm not going to any roller derby.
Lady Dakin'e vals yapmasını öğretiyor.
He's teaching Lady Dakin how to waltz.
# Ay vals yapmaya başlasa...
[Singing] If the moon began to waltz
Bir vals lütfen.
A waltz, please.
Martini ise, vals ritmiyle çalkalanır.
The dry martini you always shake to waltz time.
- Vals çalsana Charles.
- Play a waltz, Charles.
Harika bir vals, değil mi?
It's a lovely waltz, isn't it?
İyi bir vals olursa severim.
I like a good waltz.
Bu bir vals.
- Huh? - It's a waltz.
Eski yıl biterken benimle bir vals yapmayı istemezsiniz, değil mi Bay Case?
You wouldn't care to step into a waltz as the old year dies, would you, Mr. Case?
Geçtin vals yapar gibi
When you waltzed by
Vals, iskoç dansı, İki adım dansı, Polka -
The waltz, the schottische, the two-step, the polka -
Peki, uh-Vals tanıdık geliyor.
That, uh-That waltz sounds familiar.
Burada yaşadığım keyfi hiç unutmayacağım... ve daima seni o küçük vals şarkısını söylemeni dileyerek anımsayacağım.
I'll always remember the fun we've had... and I'll probably find myself wishing I could hear you sing that little waltz song again.
Oh, bu bir vals.
Oh, it's a waltz.
Ben vals bilirim.
- That's nothing.
- Herkes vals bilir.
Anybody can waltz.
Bir vals, Bay Darcy.
A waltz, Mr. Darcy.
Veda valsını seveceğinizi umuyoruz.
I hope you'll enjoy the farewell waltz.
Annem ile babamın ilk defa dans ettikleri vals bu.
It's the waltz that he and Mama first danced together.
Senin gibi dört adamım daha olsaydı Roy, bu soygun bir vals edasıyla gerçekleşirdi.
If I only had four guys like you, Roy... this knock-over would be a waltz.
Strauss'dan bir vals gibi.
It's like a waltz by Strauss.
Bu vals ve Victor Herbert.
It's a waltz, and it's Victor Herbert.
- Victor Herbert vals değil.
Victor Herbert wasn't a waltz.
Aklından bir vals geçiyor.
A waltz runs through your head.
İçtik, vals yaptık Yedik, vals yaptık
We drink, we waltz we eat, we waltz, we drink
İçtik, yine vals yaptık
We waltz again
Netta, bu bir vals değil.
Netta, it isn't a waltz.
Vals temposu ile.
Waltz tempo.
- "Güzel vals" demek.
- That means "brilliant waltz."
Vals yapmayı, güzel konuşmayı ve güzel elbiseler giymeyi öğreneceksin.
You'll learn to waltz and make small talk... and have pretty dresses.
Vals dışında bir şey çalamazlar mı?
Can't they play something other than the waltz?
Başkan dans etmeyi seviyor, ama sadece vals biliyor.
The mayor loves to dance, but he only knows the waltz.
Bütün akşam Vals çaldılar.
They've played waltzes all evening.
Ani bir harekette bu kez vals yaparsın dostum.
One quick move and you'll waltz this time, friend.
Vals!
Waltz!
Yaptığımız vals ne güzeldi!
What a waltz we had.
Sanırım hala bir vals var.
I believe she has a waltz left.
- Hadi gel vals nasıl yapılır gösterelim.
- Let's show'em a flash of old Vienna.
İçimden bir ses bunun büyük bir vals olacağını söylüyor.
Something tells me this is going to be quite a waltz.
Mutlu İrlandalı... seninle çok güzel vals yapan.
Happy-go-lucky Irishman. Who used to waltz so well with you.
Benimle bir daha vals yapmadın.
Never could waltz myself.
Vals yapmayı bilirsin Henrietta.
It is seductive and a respectable time.
Vals.
The waltz.
Çabuk, vals!
Quick, the waltz!
Vals.
A waltz.
Orada vals!
A waltz! .
Başka bir partner ile vals etmek için o gün
With every waltz another partner
- O bir vals.
It's a waltz.
Adına vals diyorlar.
Call waltz.