English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ V ] / Vardı

Vardı traduction Anglais

204,906 traduction parallèle
Belarus'a vardığımızda bize araç ayarladınız mı?
You find us a lift once we hit Belarus?
Bazen sadece acı vardır.
Sometimes there's just pain.
Natalya, mesele sevdiğin insanlar olduğunda bazen sığınak yoktur bazen sadece acı vardır demişti.
I heard Natalya say that sometimes, when it comes to the people we love, there's no refuge. Sometimes there's just pain.
İçinde sadece bana asla gerçekleşmeyecek... bir sonu gösteren kaderin acımasız cilvesi vardı.
Inside, it was just a cruel twist of fate, showing me an ending that could never be.
Belki de burada olmamın bir sebebi vardır... ama bu onu kurtarmak değildir.
Maybe there is a reason that I'm here, but it's not to save her.
Bir kişilik daha yerin vardır diye umuyordum.
I was hoping you might have room for one more.
Sevgi ve nefret arasında çok ince bir çizgi vardır.
Well, there's a very thin line between love and hate.
Yapacakları şeylerin de bir sınırı vardır diyordum ben.
I thought there were things they wouldn't do.
- Bugün yine vardı ama.
- It was back today.
Bir-iki çıktı vardı, onları gösterebilirim.
I can show you some printouts.
Evet, muhtemelen bir süredir haberi vardı.
Yeah, she probably knew for a while.
Aslında orada ne vardır peki?
And what is really there?
Amerikalılar'ın önceki bölümlerinde... Amerika'da bir adam vardı.
Previously on The Americans... _
- Güçlü, sağlıklı bir ekin vardı.
There was this strong, healthy wheat.
- Pekâlâ, başka ne vardı?
All right.
Bir dostum, Terry birkaç sene önce bir psikiyatriste görünmüş ve bazı sorunları vardı.
Well, a friend of mine- - Terry- - had seen a psychiatrist a couple of years ago, and she was having some... problems.
Evsizlerdi ve birinin bıçağı vardı.
They were homeless, and... one had a knife.
Tobolsk'da bizden hoşlanmayan adamlar vardı, benden de, kardeşimden de.
There... were these men in Tobolsk who didn't like us- - me or my brother.
İşi vardı.
He had his job.
Ne baht, ne altın şanslar vardı
♪ no luck, no golden chances ♪
Deirdre'den ne öğrenebileceğime bir bakayım belki tohumları naklettikleri, depoladıkları bir yerler vardır.
Let me see what I can get from Deirdre, you now, maybe places where they ship the seed, store it.
Ama adam olması için oğlanın annesine ihtiyacı vardır.
But a boy needs his mother to become man.
Sanırım evraklarda Mississippi de vardı.
Yeah, I-I think Mississippi was in there.
- Listede kim vardı?
Who was on the list?
Dünyada benden daha mühim şeyler olduğunun farkına vardım.
I just realized, there are much more important things in the world than me.
Öyle de, bir şey vardı onda...
No, but there was something about him that- -
Beni çağırdı ve dedi ki... Bir mesele vardı.
Well, he called me in and told me...
- Dışarıda bir adam vardı.
There was a man back there.
Her ofiste bir Yuri vardır.
Every office has a Yuri.
Babamla bir geleneğimiz vardır.
I have this tradition with my dad.
Toplantıda kim vardı yani?
So who was at the meeting?
Haberi vardı da şimdi iyice ciddiye biniyor işler.
He knew about it, but it's getting more serious.
Halen bilmiyorsanız, şunu bilmelisiniz Nina Krilova'yla aramızda bir ilişki vardı.
_ _
Her ailede böyle hikâyeler vardır.
_
Olay şu, karanlıkta yürürken cevabını bilmesen de nasıl ilerleyeceğine dair bir içgüdün vardır.
The point is when you're walking in the dark you don't know the answer, but you have an instinct for how to move forward.
Vardır sadece.
It just is.
- Doğru yanları vardı, biliyorsun.
Well, something was true about it. - Well- - - You know that.
Karanlıkta yürürken cevabını bilmesen de nasıl ilerleyeceğine dair bir içgüdün vardır.
When you're walking in the dark you don't know the answer, but you have an instinct for how to move forward.
Bir de içinde devasa bilgisayarların olduğu bilgisayar odası vardı bir de adına Kasa dedikleri başka bir oda vardı.
There was this whole computer room with humongous computers in it, too, and there's this other room, it was called the vault.
Fikirlerim vardı.
I had notions.
Ronald Reagan'ın müthiş bir... kariyeri vardı aktör olarak.
Ronald Reagan had a successful career as an actor on the silver screen.
NETFLIX ORİJİNAL STAND-UP KOMEDİSİ Çok yakın iki arkadaşım vardı.
I had two very close friends.
Ama koridordaki otomatta her zaman bir tane çilekli hamur işi vardır.
But there's always one strawberry toaster pastry left in the hallway vending machine.
Sıcak çikolata, fıstık, dondurma, sıcak çikolata, fıstık, dondurma, sıcak çikolata, fıstık, dondurma, krem şanti, üstünde de vişne vardır.
And that's hot fudge, peanuts, ice cream, hot fudge, peanuts, ice cream, hot fudge, peanuts, ice cream, whip cream, cherry topper.
" Trixie diye harika bir köpek vardı.
We had a great dog named Trixie.
Tek sorunu vardı, sürekli kendini yalayıp mastürbasyon yapıyordu.
The only problem was she couldn't stop licking herself, touching herself.
Ama o adamın sesinde iğrenme vardı. Yani bu benim vatandaşlık görevim mi?
But the disgust in that man's voice, uh, you know, like, God, is it my civic duty?
Ama yine benim başıma patladı çünkü psikiyatr bana sakinleştirici verdi ve ilacın bilişsel yan etkileri vardı. Yani düşünmek veya konuşmak neredeyse imkânsızdı.
But the joke was on me, uh, because, uh, the psychiatrist then put me on a mood stabilizer whose primary side effects are cognitive, making it almost impossible to think or talk.
Kanamam vardı ve ağlıyordum ama ayaklarımı rahatça uzattım.
I was bleeding and crying, but a lot of leg room.
257 derece ateşim vardı.
I had a temperature of 495 degrees.
Bizde de vardı böyle yerler.
We've got this, too.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]