Vasiyetname traduction Anglais
223 traduction parallèle
Peki ya bir vasiyetname hazırlasam, Cartiyi çekince payımı size bırakırım.
I'd make a will, and leave my share to you guys if I kicked off.
Truslove kesin olarak vasiyetname 10 yıl önce yazıldı, dedi mi?
Did Truslove say positively that the will was written 10 years ago?
Bu arada da imzalaman için yeni bir vasiyetname hazırladım çünkü- -
And while I was about it, I made out a new will for you to sign, because...
- Vasiyetname!
It's the will.
- Vasiyetname!
- The will!
Vasiyetname!
The will!
Bir vasiyetname yazdım ve bütün varlıklarımı ona bıraktım.
I made a will and left her all I have.
Vasiyetname serbest bırakılınca yeterince param olacak.
There'll be lots of money once the will goes through.
Bu his, geçici buhar gibi, Göründü ve yokoldu. James, yeni vasiyetname.
That fleeting, ephemeral vapor, it appeareth and it vanisheth.
Tiim mal varll § ; I size kallyor. Hi § bir ek vasiyetname yok.
Everything he has is to go to you with no attachments or codicil whatsoever.
Vasiyetname okunurken oradaydınız, gördüm sizi.
I've seen you before at the reading of the will.
- Bu, vasiyetname eklerinden biriydi.
- It was in one of the codicils.
Ama yine vasiyetname zamanı geldi gerçeklerle yüzleşmeliyiz ölümcül bile olsalar.
But it's "Willsville Time in Dixie," and we've gotta face the facts... deathwise, that is.
Öldüğünü bilmeden önce merhum tarafından yazılmış ve imzalanmış gerçek bir vasiyetname.
The true testament, written and signed by the deceased before he knew he was dead.
Vasiyetname için onun da burada olması Kont'un arzusuymuş.
It was the Count's wish that he should be here for the will.
Vasiyetname Mukhi'de mi?
And did you give that paper to Mukhi?
İşte vasiyetname.
Here's the will.
Ne olur ne olmaz diye Yaşlı Cengaver için bir vasiyetname hazırladım.
Anyway, I've taken the liberty of drawing up a last will and testament here for your Ancient Warrior.
Diğeri de, söz konusu arazinin kendisinden sonraki sahibini belirleyen vasiyetname.
And the other, a last will and testament designating his rightful heir who will succeed him in sole ownership of said land.
Bayan, bu vasiyetname için ve yeğeniz Lucy'nin evlilik başvurusu hakkında herşey... ve yeğenimin oğlu Mathurin ile kimin takdim edeceği.
Madam, about everything that refers to the testament and to the marriage of your niece Lucy,... who is present and with Mathurin, son of my nephew.
Ve vasiyetname.
And the will.
Vasiyetname Miami'de, Edmund'un avukatında.
The will is with Edmund's lawyer in Miami.
Bn. Walker'e de dediğim gibi yeni vasiyetname beni şaşırttı.
As I've told Mrs. Walker, I was more than surprised at the existence of this new will.
Genellikle imza şahitleri bulunamaz vasiyetname okunduğunda.
Witnesses of a will's signing are often unavailable when the will is entered into probate.
Florida'da biri vasiyetname bırakmadan ölürse ve hayatta olan çocuğu veya ebeveyni yoksa herşeyi eşine kalır.
In the state of Florida, when a person dies without a will and there are no children or surviving parents then the spouse inherits everything.
Sanırım Mr Brewster'e vasiyetname şartlarından bahsetmek yeterince insaflı olur. about the conditions of the will.
I think it's only fair to tell Mr. Brewster about the conditions of the will.
Vasiyetname şartlarındandı..
It was a condition of his great-uncle's will.
Üvey evladım ve ikinci karım vasiyetname yapmamı istediğinden beri, kendimi ölmüş gibi hissediyorum.
Since my step-children and my second wife want me to make a will, I've felt as if I were dead.
Ancak ikinci bir vasiyetname var, Bayan Boynton.
However, Mrs Boynton, there is a second will.
- İkinci vasiyetname mi?
Second will?
Başka vasiyetname mi var sanıyorsun?
You really think there was another will?
Kocam, başka vasiyetname var diyor.
My husband tells me there's another will.
Elmer asla 2. vasiyetname hazırlamadı.
Elmer never made a second will.
Bayan Boynton kendi lehine hazırlanmış bir vasiyeti aileye sunmanızı sağladı. Oysa, çocuklar lehine hazırlanmış vasiyetname onu geçersiz kılmıştı.
Mr Cope, Mrs Boynton made you present to the family a will made out in her favour... which was invalidated by another one made out in favour of the children.
Avukatlara gittim ve vasiyetname hazırladım.
I went to the lawyers and I made a will.
Vasiyetname hakkında bir şey duymak istemiyorum.
I don't want to hear about that will, man.
Ben Marvin Acme... hiçbir baskı altında kalmadan... Vasiyetname.
I, Marvin Acme, of sound mind and body... "
Bir vasiyetname yazıp ilk görevinde vurulduktan sonra... o yepyeni cici ayakkabıları bana bırakmaya ne dersin?
Are those size eight? How about leaving a will saying when you get shot on your first mission that those nice new pumps come to me?
Bu bir vasiyetname olabilir!
It can be a fragment of a will!
Peki sizin haberiniz olmayan yeni bir vasiyetname hazırladığını farz edersek?
And if, without knowing the man, had she done another will?
Yeni bir vasiyetname hazırladı.
She did a new will.
Ne ilginç bir tesadüf! Annem, tam da vasiyetname hazırladığı gün öldü.
But what extraordinary coincidence, my mother to have done a will in the day itself of the death!
Bu kavganın sonucunda hemen aceleyle yeni bir vasiyetname hazırlamış.
As a consequence of this discussion, very sudden and hurriedly, it does a new will.
Vasiyetname yok oldu ve annen de sırrını mezara götürdü.
The will disappears and she takes his secret to the gravestone.
- Peki ya yeni vasiyetname?
- And the new will what she did?
Ayrıca sanığın, bir çiftçinin dul karısı olan Bayan Raikes ile evlilik dışı ilişkisini de dinleyeceksiniz. Annesini, kendisinin lehine bir vasiyetname yazmaya nasıl zorladığını ve bu vasiyetnameyi değiştireceğini öğrendiğinde de onu öldürdüğünü ve yeni vasiyetnameyi yok ettiğini işiteceksiniz.
Also they will be knowing that the accused was maintaining an intrigue with such a Mrs. Raikes, widow of a local farmer, what had convinced his mother doing a will in his favor, and what, when he thought that she had changed this will,
Saat dört buçukta yeni bir vasiyetname yazdı. John Cavendish'i mirasından alıkoyuyordu.
To the four and it halves, she does a new will, removing John Cavendish of the inheritance.
Muhtemelen ertesi gün, oğlu John lehine bir vasiyetname yazma niyetindeydi ama araya ölüm girdi.
Probably it was intending, the next day, to do a new will on behalf of John. But the Death intervened.
Yine de bir vasiyetname yazacağım.
I'm still going to write a will.
- Vasiyetname hazırlıyorum.
- I'm making out a will.
Vasiyetname. Bebek haklıymış.
Baby was right.