Ve bende traduction Anglais
8,137 traduction parallèle
Ve bende bunu ispatlayacak haddinden fazla kanıt var.
And I have proof, more than enough to make this stick.
Ve bende Roma'nın dayatmalarından sıkıldığımı
And I have made no secret of my frustrations
Bana bağIıIık sözü verdin ve bende sana yücelik şansı verdim.
You swore your loyalty to me, and I gave you a chance at greatness.
- ve bende çocuklarımla konuştum, - Beni çok özlemişler, ve sevgilileriyle - çok kötü bir Noel geçirmişler.
And I talked to my kids, and they miss me so much, they're having a terrible Christmas with their girlfriend and boyfriend.
Hayır, çünkü önümüzdeki hafta ara tatil ve bende tatilden önce hep işi bırakırım.
No,'cause midterms are next week, and I always quit before those.
Ve bende değişik şeylerin fotoğraflarına bakıyorum eskiden yaptığım partiler, seyahatler.
And so I've just been looking at old photos of all the different... stuff I used to do. Parties, traveling.
Ona karşı inancını kaybettiğini biliyorum, ve bende inanmadığımı söyledim, ama doğrusu, onu seviyorum, ve ne olursa olsun ona inanıyorum.
I know that you've lost faith in him, and I told him that I had, too, but the truth is I love him, and no matter what he does, I believe in him.
Ed gerçekten sevişmeyi çok istiyor, ve bende Skylar'a bir ders vermek istiyorum.
Ed really wants to get laid and I really want to teach Skylar a lesson.
Ve bende bunun olmasını istemem, bu durum Fransayı tehlikeye atar.
And nor do I, unless forced,'cause that would endanger France.
Yani, bende ilham aldım ve bende St. Paul'da mülakat girdim.
Well, I got inspired, too. And I also interviewed for the St. Paul's job.
Sen o birisi olurdun, ve bende Charlie olurdum.
You would be the first somebody, I would be the Charlie.
Beni kıskanıyor ve bende ondan nefret ediyorum.
He's jealous of me, and I hate him.
Bak, sen ihtiyarları görmek istedin ve bende sana ihtiyarları gösterdim.
Look, you wanted to see old folks, and I showed you old folks.
Ve bende darılmayacağım ama onun 62 katı çıkmasını bekleyeceğiz...
And nor do I, but waiting for him to walk up 62 flights of stairs...
Eğer bacağımı falan kırmış olsaydım ve bende bundan bir tane olsaydı yapacağım ilk şey koridor boyunca hızla kaymak olurdu.
If I had a broken leg or something and had one of these, first thing I'd be doing is bunny hops up and down the corridor.
arkanı dön ve ellerini duvara yasla yada karşılık ver bende seni pencereden aşağı atayım
Turn around, put your hands against the wall, or I promise I'll throw you out that window.
bende 26 saati aşkındır burdayım.
And I've been here for over 26.
bana bir isim ver ve birde adres, ver ki bende onlara bir not göndereyim sana daha önce söylemiştim neyi söyledin?
Give me a name and address and I'll send'em a hand-written note. I'm gonna tell you I told you so. Told me so, what?
Ve ben... Para bende değildi.
And I didn't...
Ve o an anladım ki Julia ve ben belki asla arkadaş olamayız ama en azından büyüklük bende kalmıştı.
And that's when I realized... Julia and I may never be friends, but at least I was the bigger person.
Bir keresinde bende güçlü adamla başa çııkabileceğimi düşünmüştüm, ve sonunda pişman oldum.
I once thought I could play a powerful man, and I lived to regret it.
Şey, efendim, bizim iyi Tanrımız ve benim sahip olduğum oğlanlar. Edna'nın bende bıraktığı tüm o harika anılar ve değerlendirilmemiş sınav kağıtları, ki hâlâ onların üzerinde uğraşıyorum.
All Edna left me was wonderful memories and some ungraded papers, which I'm still working my way through. ( sniffles )
Sen sensin bende benim ve ikimizde bu işin sonunun nereye varcağını çok iyi biliyoruz.
It's just that you're you and I'm me, and we both know how this is gonna end.
Bu yüzden bende Dr. Maggie Langston'ı bizi bilgilendirmesi için davet ettim...
Now, some of you have asked me about an illness that has affected a few people in our community. So, I've invited Dr. Maggie Langston to speak with us today about that briefly. Maggie?
Bende 16.
I've got 16.
Bende hiç mantık yok, hem de hiç.
I've got no "cents," no "cents" at all.
- Bu bende Hail.
I've got this, Hail.
Bende bir terapistim ve daha önce hiç böyle birşey duymadım.
I am a therapist and I have never heard of anything like that before.
Ev özlemi ağır basmıştı ve bunu bende hissettim.
She longed to return, and I felt for her.
Bende gelip sana sormak istedim.
- Ah. - So I've come to ask you instead.
Bende herkes gibi terfi etmek istiyorum ve dedektiflikten de bahsetmiyorum.
I want to be promoted just as bad as the next cop, and I'm not just talking about detective.
Suratıma doğru vurmalıydın ve sonra bende seni engelleyecektim.
You were supposed to aim for my face and then I was gonna block it.
Ama kapıyı açık bırak ve bu bende kalıyor.
But leave the door open, and I'm hanging on to this.
Bende kapatmak için X olmayan.
So I've invented a new kind of pop-up ad.
İşte bende ne zamandır bunu söylemeni bekliyordum.
That's exactly what I've been waiting to hear you say.
Ama şimdi NCIS'e üç bilgisayar suçlusu getiriliyor ve ebeveynlik sırası bende.
But now with three criminal computer hackers coming into NCIS, it was my turn to play the parent.
- Al, bende var biraz.
Here, I've got some. Oh, thank you.
Seninle yüz yüze hiç görüşmedik ama yine de bende küçük bir kızla konuştuğum intibasını uyandırıyorsun.
I've never met you Ellie but the feeling I get about you is that you must be very girlish.
Ruhsatı bulamıyorum, bu şey çok uzun zamandır bende.
Can't actually find the registration, I've had this thing so many years.
Bunu söylemesinin üzerinden 6 ay geçti ve onun çocuğu hala bende.
And anyhow, that was six months ago and I still got this kid of hers, so.
Sıra bende... Annem ve babamın başına gelenleri ben yaşasaydım insanların içinde iyiliği gören biri olmaktan çıkıp en kötüsünü bekleyen biri olur muydum?
I often wonder if what happened to my mother and father changed me from someone who might have seen the best in people to someone who always expects the worst.
Bu bir deneydi ve sende işe yaradı ama bende yaramadı, o yüzden bunu unutalım, tamam mı?
This was an experiment, and it worked for you and it didn't work for me, so let's just forget it, okay?
Bende senin istediğin bir şey var, Penny.
And I've got something you want, Penny.
Mesele sürekli yanlış şeyler yaptığıma dair yaptığı telkinleri bana ondan miras kalan zehir ve hayatım boyunca bende iz bırakan bitmek bilmeyen tacizleriydi.
It was the constant suggestion that I was doing something wrong, that I was inherently poisonous and to blame for the series of abuses and abandonment that marked my adolescence.
Bende bıraktığı izler var.
I've just got some souvenirs.
Bu senin hayatın ve bu konudaki tüm sorumluluk sadece bende.
This is your life and I'm the only one taking any responsibility for it!
1, 3, 5 bende, sen 2 ve 6'yı al!
I've got one, three and five, you've got two and six!
Anahtarların bende!
Amerika! I've got the keys!
Bu bende.
I've got this.
Bende var.
I've got it.
Ve ayrıca silah bende.
And besides... I've got the gun.
bender 52
bende seni seviyorum 38
bende 490
benden 238
benden bu kadar 130
bende de var 25
benden uzak dur 398
bende seni 17
bende yok 35
bende var 92
bende seni seviyorum 38
bende 490
benden 238
benden bu kadar 130
bende de var 25
benden uzak dur 398
bende seni 17
bende yok 35
bende var 92
benden ne istiyorsun 357
benden hoşlanıyor musun 28
benden olsun 24
benden sana 27
benden nefret ediyor 82
benden korkuyorsun 19
benden korkma 17
bende geliyorum 21
benden hoşlanıyorsun 20
bende mi 29
benden hoşlanıyor musun 28
benden olsun 24
benden sana 27
benden nefret ediyor 82
benden korkuyorsun 19
benden korkma 17
bende geliyorum 21
benden hoşlanıyorsun 20
bende mi 29