Veins traduction Anglais
1,725 traduction parallèle
Eğer şu anda damarlarımda dolaşan adrenalini azaltabilirsem neler olduğunu anlayabileceğim
WELL, IF I CAN JUST GET THE ADRENALINE THAT'S STILL COURSING THROUGH MY VEINS TO SLOW DOWN, I MIGHT FIGURE IT OUT.
Damarlarındaki, o aşağılık kan olmayacak.
Not with that vile blood in their veins.
Böyle bir sürtüğün damarlarından benim kanımın geçtiğini düşünebiliyor musun?
Man, can you believe that somebody with my blood running through their veins could be such a royal bitch?
Damarlarımda fazladan sıvı vardı.
I had an extra few pints flowing through my veins.
Boynundaki damarlar patlıyor.
No, you're not. The veins in your neck are starting to pop out at me.
Damarlarımızda kırmızı kan yok.
No red blood left in our veins,
Şimdi de damarlarımın içinde ısıtıcıya ihtiyacım var.
But now I need fire in my veins.
Evet. Radyolojist, özel bir yapıştırıcıyla damardaki kanamayı durdurdu.
Yes, the radiologist was able to clot off the veins using a special kind of glue.
Ama aynı zamanda arterlerinin ve venlerinin birleşmesinin de bir sonucudurlar.
But they can also be the result of his arteries and veins merging together.
Damarlarında dolaşan şeyin ne olduğunu öğrenmeliyim.
I need to find out what was flowing through his veins.
Damarlarinda beyaz kan Dolasir.
While blood flows in their veins..
Benim taptığım, sevdiğim kim?
She`s my frenzy in a flood, She`s in my veins, my blood For her I pray
Karnından iğne ile direkt girmek yerine, boynundaki toplardamardan gireriz.
Instead of going straight in through her abdomen, go in through the veins in her neck.
Karaciğer kanarsa, kanama kendi damarlarının içine doğru olacaktır.
If the liver starts to bleed, it'll bleed right back into her own veins.
Seni doğruca San Quentin'e gönderiyorum damarlarını potasyum klorür ile dolduracaklar. Duydun mu beni?
I'm sending you straight to San Quentin and they're going to fill your veins with potassium chloride.
Hamile olduğuma inanayım diye, damarlarıma enjekte ettiğin inanılmaz miktardaki hormonlardan bahsediyorum.
I'm talking about the massive amounts of hormones... that you injected into my veins to make me believe I was pregnant.
Venlerin bağırsakların bakterileri uzaklaştırmasına yardım etmesi gerekirdi.
Now, veins are supposed to help the intestine flush bacteria away.
Para senin damarlarında, pis herif! Hayır, patron.
- The money's in your veins, addicto.
Damarlarında birinci sınıf yakuza kanı akıyor.
There's first-class yakuza blood flowing in your veins.
Belki masaj damarlarındaki buzun erimesini sağlar.
Well, maybe the massage will help circulate the ice in her veins.
Yere yat dedim.. O zamanda, Mermilerin bakır kaplamaları yoktu, yani damarlarından kaynar sular akıyor gibi olurdu.
Get On The Ground! So It Was Like Pouring Hot Water Through Your Veins.
Annem damarlarını boyuna kesti.
My mom cut her veins lengthwise.
Kasabalı, bir mareşalin onların işine karışmasını pek sevmez.
The locals had rather seen a Marshall with local blood in his veins.
Layla'yı sevdikten sonra, bir savaşçının kanı ve... bir akrebin kara zehri hala damarlarında dolaşıyordu.
And though he loved Layla, the blood of a warrior and the scorpion's dark venom still coursed through his veins.
Ve Jacop, Damarları buz kesmiş gibi, orada öylece duruyordu.
And Jacob, he's standing there, like ice running through his veins.
Bir ağ gereceğim ve takılmasını bekleyeceğim, ahtapot gibi ya da atardamar, yeni bir yaşam.
I'll hang up a net and let it hang, like an octopus, or veins, new life.
Sanırım Korkuluk'un sinir gazı bütün vücuduna yayılmış.
I think he's got the Scarecrow's fear toxin boiling inside his veins.
Herkes kendinden geçti ve damarları patladı.
And they're all oiled up and their veins are popping out.
-... idare edemiyorum.
- pumping through my veins.
Eğer damarlarıma formaldehit sıvısı enjekte edersek, bu sinir yollarını taşlaştırır ve beynimi dondurur.
If we inject a formaldehyde solution into my veins, it'll petrify my neural pathways and freeze dry my brain.
Hayalet gibi yaşadı hayalet gibi öldü.
As a phantom of veins, So the phantom also died.
İnsanlarımız damarlarında muzır ilaçlarınız dolaşırken Tanrı ile nasıl buluşacaklar?
How are our people supposed to meet the Father with your noxious medicines flowing through their veins?
Bu hastalık damarlarımda geziyor ve bunu koparıp kurtulamıyorum!
This disease pumping through my veins, and I can't ever rip it out or scrub it clean!
Bu kötü kanın damarlarına pompalanıyor.
His profane blood pumping through your veins.
Acı sanki bir şimşek gibi damarlarımda dolaşıyor.
The pain is... like lightning running through my veins.
Gerçekten çok soğukkanlısın.
You indeed have ice water in your veins.
A S
But the walls are deaf, the pipes are like veins,
Bu kalın çizgiler ağsı damarlar.
Those dark lines... Reticulated veins.
Benim de varisli damarlarım var.
I have varicose veins, too.
-.. bunu ancak ummakla yetiniriz.
With your DNA Running through her veins.
Yeni damarları alıp, şahdamarına bağlar mısınız peki?
Would you take the flap veins and join them to the internal jugular?
Her iki şah damarında da kan akışı kesilmiş.
The blood flow was cut off in both jugular veins.
Damarlarımızda asil ve kutsal kan var.
We have royal and holy blood in our veins.
Joel'in boynunu sıkıp, damarlarının parmaklarımın altında çürük üzümler gibi patladığını hissederken... ve boğazının kanla dolmasını izlerken, orada da hiç yardım almadım.
When I crushed Joel's neck and felt his veins burst under my fingers like rotten grapes, - and watched his throat fill up with blood, I didn't have any help there, either. - Where is he, you monster!
Onu bir sonraki görüşünde şunları söylediğimi ilet,... damarlarında yıldızların ışığı aktığını.
You tell her from me next time you see her, your veins run with starlight.
Damarlara bak nasıl da titriyor.
Look at how my veins are popping.
Damarlarımızda Normandiya kanı akıyor!
Norman blood runs in our veins!
Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur. "
The strength that you will need is in the noble blood flowing in your veins.
Damarlarında akan kan seni göreve çağırıyor.
The blood flowing through your veins calls out to you.
Bu hissedeceğin titreme,.. ... damarlarından geçip, vücut sıcaklığını düşüren soğuk bir serum.
That chill you'll feel is cold saline rushing through your veins to lower your core body temperature.
Sonrası kötü olacak.
I got syrup in my veins, like for blood, I got syrup.