Vesaire vesaire traduction Anglais
1,192 traduction parallèle
vesaire vesaire.
Etcetera, etcetera.
Bugün yıllardan, Cadı ; 1691., ülke Massachusett, Boston şehri vesaire vesaire...
Being this day, year of our Lord 1691, Colony of Massachusetts,
Her şey çok daha kolay olacak. İşte Madam, "Her tür alım satım, ciro işlemleri vesaire vesaire."
You could take out loans... sign and endorse his notes...
aomk.. sszrcdy... vesaire vesaire...
- And so on and so on.
Diyelim ki ben "Lincoln alacağım" desem o "Hayır, Cadillac almalısın çünkü tüketiciler diyor ki bakım masrafları vesaire vesaire" böyle uzayıp giderdi.
Like if I said, "I want to buy a Linc," and she goes, "No, no, no, buy a Cadillac, because consumers say that the repair ratio..." Yadda, yadda, yadda. You know, it never ended.
O halde... örneğin, beni anlıyor musunuz bilmiyorum ama... bütün dünya... bütün dünya, deniz, gökyüzü... yağmur, bulutlar- - vesaire vesaire.
You mean then that... for example, I don't know if you follow me... that the whole world... the whole world, with the sea, the sky... with the rain, the clouds... Now you can say etc., etc.
vesaire vesaire
Etc., etc., etc.
Lisa, senin okumayı... vesaire vesaire çok sevdiğini biliyorum.
Lisa, I know you like reading, and... so forth.
Vesaire, vesaire vesaire, vesaire.
Etc, etc... etc, etc.
Şimdi bazılarınızın ne düşündüğünü biliyorum... Kıyamet geldi, hepimiz batacağız, vesaire, vesaire.
Now, I know what some of you must be thinking the day has come we're all going down, etc, etc.
Size hizmet bir şerefti. " vesaire...
It was my privilege to serve you, " et cetera.
Ben ortalık işlerine bakarım, getir-götür, vesaire...
I'll handle the errands, mail letters and so on.
Sorunum şu : Tüm bu bilgiye nereden ulaştığı bir tarafa yazarın gerçek adını bile bilmiyorum bunları nereden öğrenmiş, vesaire.
Well, my problem is that, er, I don't know the author's real name, let alone where he gets all his information from.
İlk, uzun bir yarık açıyorsun ardından et olmayan her şeyi çıkarıyorsun kalp, akciğerler, bağırsaklar vesaire.
First you make a long slit, then remove everything that isn't meat... the heart, the lungs, the intestines, and so forth.
Geçici sekreter gelir gelmez... telefon işlerini, kahveyi vesaire ona açıklayacağım.
Well, anyway, as soon as the Can-Do temp girl gets here, I'll explain the phones and the coffee and the intercom...
Üçgen, tasım Kutsal Üçlü, Hegel diyalektiği, vesaire...
The triangle, the syllogism the Holy Trinity, Hegel's dialectic, et cetera....
Hadi gidin. Mühürler vesaire hepsi hazır lütfen acele edin.
Arm you, I pray you, to this speedy voyage.
Vesaire, vesaire, vesaire
Blah, blah, blah
Ne yaptığımızı bilmiyoruz, vesaire.
Don't know what got into us, etcetera.
Herkes kamu hizmetlerinden eşit olarak yararlanma hakkına sahiptir, vesaire.
"All persons shall have equal access to public services," and so forth and so on.
Işık, vesaire, herşeyden.
The light, the whole thing.
Sorun çıkarmak istemiyorum, ama o ateşler falan ve sonra geceleri o gazoz kutuları vesaire. Bağırtıları!
I don't want to cause problems, but with fires and stuff and then at night them pop cans and everything.
Sanayi sabotajı, ürünleri yakma vesaire. Hepsi General Y'nin kontrolündeydi.
Dave pulled out some clippings.
Gitmeden önce Joyce, James'e para, hap vesaire verdi.
Before he leaves, Joyce gives James a little money, some drugs and whatnot.
Soruşturma vesaire?
The investigation and everything?
- Mutfakta mı? Kasiyer olarak, müdür olarak, vesaire.
As cashier, manager, whatever.
"Kahrolası müşteriler" vesaire, "koduğumun şirketi" bla, bla.
"The fucking leads," et cetera, "the tight-ass company," blah, blah.
Bir beyefendi, bir tüccar, vesaire?
A gentleman, a trader, perhaps?
- Dotty'yle benim aramda özel bir şey var. Okul ruhuna sadık kalmak vesaire gibi şeyler.
- we have this exclusive thing, you know "Be true to your schoolmarm" and all that.
Özel bir oda, cana yakın dostlar, sanatçılar vesaire.
Private room, congenial company, artists and so on.
... binlerce madalya, vesaire, vesaire.
... about a thousand decorations, et cetera, et cetera.
- Biraz peynir... vesaire.
- It's some cheese... and stuff.
Sağ taraftaki "Getto A" da, memurlar sanayi işçileri vesaire bulunuyor.
Right side, Ghetto A : Civil employees industrial workers and so on.
Sonra büyük bir merasim olur, vesaire..
Then there's a big ceremony and so on.
Seslendim duştan çıkınca korkmasını istemiyordum ve alt katta çalıştığımı duysun, vesaire.
So, I holler out... you know, so that she won't get scared when she comes out of the shower... and hears me working down in the basement, and so forth.
Plaka falan filan, kart numarası falan filan. Vesaire, vesaire, vesaire.
License plate, blah blah blah, card number, blah blah blah... blah blah blah blah.
Cadıların yakıIması, İspanyol Engizisyonu, pagan kabilelerin katledilmesi vesaire.
The burning of witches, the Spanish Inquisition, the slaughter of pagan tribes and so on.
Vesaire.. vs.vs. Bunu yap, şunu yap.
Blah, blah, blah. Do this, do that.
Vesaire... vs.vs..!
Blah, blah, blah.!
- Orta boylu, orta yapılı, vesaire?
- Medium height, medium build, etc?
2-3 haftadır okula gitmiyordum, vesaire.
I was staying out, like, two and three weeks and stuff.
Kasetleri yanlış yerlere koydum... vesaire.
Puttin'tapes in the wrong numbers... all sorts of stuff.
Sonra, bilirsiniz, beni yakaladı vesaire, ben - ben de panik yapmak üzereydim, sonra sakinleştim.
And then, you know, he grabbed me and stuff, and I was - and I was about to panic and stuff, and I just calmed down.
Vesaire, vesaire.
Etc., etc.
Reaksiyon, kızarma vesaire?
- No reactions, rashes, anything?
Toronto'da yolumu bulamam, vesaire...
I don't know my way around Toronto, etcetera.
Bunu sizin cinsiyetiniz, geçmişiniz sosyo-ekonomik statünüz kişisel deneyiminiz, vesaire belirleyecek.
This will be dictated by your sex, background socioeconomic status personal experience, et cetera, et cetera.
Noktalama hataları, imla yanlışları dilbilgisi hataları, vesaire, vesaire.
Punctuation mistakes, misspellings grammatical error, et cetera, et cetera.
Boşalma olayını müteakiben genital bölgelerde kıl uzaması da başlar gögüsler dolgunlaşmaya başlar ses kalınlaşır, vesaire...
And when the semen starts to flow, hair around the pleasurable members also begins to grow, the breasts begin to swell, the voice changes, et cetera.
suni teneffüs, ambulans vesaire.
mouth-to-mouth, ambulance, etc.
Boyutu vesaire?
I mean, size-wise and that kind of stuff?