Voice traduction Anglais
28,136 traduction parallèle
Seni görüyorum.
MALE VOICE : I see you.
Sana yardım edebilirim.
MALE VOICE : I can help you.
Bana gel.
MALE VOICE : Come to me.
Lanet olasıca, telefonda sesini duyunca kendimden geçtim.
Goddamn, I got such a hard on when I heard your voice.
Yönetici yetkisi tanındı.
WOMAN'S VOICE : Director authorization recognized.
- Nerede olduğunu biliyorsun değil mi?
You know where she is, don't you? Keep your voice down.
Ve sonra birdenbire o seslerin kendi sesin olduğunu fark ediyorsun.
And just like that... you suddenly realize it's your voice.
Hala oralarda bir yerde olduğuna inanıyor olsam da beni bir zamanlar sürükleyen ses yok oldu.
Though I have faith it's out there, the voice that once drove me has waned.
Bir süreliğine konuğumuz olacaksın diyelim.
[voice distorted] Let's just say you're gonna be our guest for a while.
Bir ses duyuyorum.
I hear the voice.
- Bak Julian bugün Savitar'la dövüştüğüm sırada, Alchemy ve ikisi aynı sese sahipti.
Okay, Julian, today when I was fighting Savitar, it... he and Alchemy, they had the same voice.
O ses, kehanetler falan... Tam bir korku şöleni değil miydi?
was it not truly frightening, what the voice and the prophesies and the... oh, it was...
Sesini yükselt. Ve zihnin de onunla buluşmak için yükselecek.
Raise your voice, and your mind will soar out to meet it.
French ojelerinle, tiki ayakkabılarınla,... hatta o Amerikan aksanınla.
With your French manicure and your preppy sneakers and your voice so American.
Biliyor musun, bazen hayat dediğimiz bu deli geçidinde tek aklı başında ses seninkiymiş gibi geliyor.
You know, sometimes... I think you're the only sane voice in this... parade of crazy that we call our lives.
Ortaya çıkmasına yardım ettiğim bütün o berbat günahlarla birlikte.
Right alongside all of those awful sins that-that I helped give a voice to.
Her şeyi başlatan ve ölümüne sebep olan bize dinlettiğiniz ses kaydıydı.
And that voice mail that you played for us, that's what started this, and that's what got him killed.
Bir gece her şey en kötü halindeyken ve kendi hastalığımın içinde bitik bir haldeyken bir ses duydum.
And then one night, when things were at their worst, I was... lying in a puddle of my own sick. I heard a voice.
Tanrının sesiydi.
It was God's voice.
Senin sesindi.
It was your voice.
Bu ses benim ödümü koparıyor.
Wow, that voice is giving me gooseflesh.
Önümüzdeki ay kongre seçimleri var. Bu seçimden sonra insanlar Kongre aracılığı ile politikalarımın sürdürülüp sürdürülmeyeceğine karar verebilirler.
Now, we've got congressional elections coming up next month, after which the people, through the voice of the new Congress, can decide whether or not to retain my policies.
Farklı bir ses bu.
This is a different voice.
Mesela ben ölü doğduğumda annemle babama söylerken doktorun sesindeki acıyı net hatırlarım, "bir iyi, bir kötü haberim var" demişti "iyi haber, oğlunuz oldu ve çocuğun penisi kallavi..."
Like when I was born dead, I vividly remember the pain in the doctor's voice when he told my parents, "I have good news and I have bad news. " The good news...
- Tamam, gerçekten sesler duymuyorum.
- Okay, I'm not really hearing a voice. - Help me!
- Bana yardım edin!
There is no voice.
- Bak, Noah?
See, Noah? No voice.
Ses yok.
No voice.
Kulağına onun sesi gelecek.
Her voice will come into your earpiece.
Bu hafta sonu farkındalığa odaklanacağız. düşüncelerinizi kafatasınıza hapsedin.
And this weekend is about being mindful. It's about leaving your voice in your head..... and trapping your thoughts in your skull.
Harika sesin var.
You have a great voice.
- Sesini alçalt.
Keep your voice down.
Umarım sesimi beğenmişsinizdir çünkü müvekkiliniz tek kelime etmedi.
I hope you like the sound of my voice,'cause your client didn't say a word.
Sesini duymak için ne kadar bekledim tahmin edemezsin.
You have no idea how long I've waited to hear your voice.
Her sözde.
Every voice.
Sadece sesimin gittikçe... yaşlandığını duydum.
Just my voice becoming... old.
Sesimin yalan makinasından geçmesini sağlamalısın.
You must have run a polygraph test on my voice.
Sesindeki tavır büyük patron edasında.
The attitude in the voice sounds like the Big Boss.
Ama sesin bir baba olduğunu da söylüyor.
But something in the voice says it was a Father.
Nasıl istersem öyle konuşurum.
I will voice my opinions when I feel like.
Eğer bir sesi tanırsan hemen beni bul.
You recognize a voice, you come get me.
Sesi tanımlamak için kalitesi düşük.
The quality's too poor for voice recognition.
Sadece sesini duymaya ihtiyacım var.
I just need to hear your voice.
Seslerden birini tanırsan, hemen beni bul.
You get a match on a voice, you find me immediately.
Sesini duymak çok güzel aşkım.
So good to hear your voice, my love.
Sesini duymak bile beni rahatlatıyor.
Just hearing your voice, I feel calm.
- Sesini alçalt.
- Lower your voice.
Üstüne bir şeyler giy, üşütüp sesine zarar vereceksin.
Cover up, you'll catch cold and lose your voice.
# Ağlayan bir ses #
A voice crying out
# Duyulmayan bir ses #
A voice that can't be heard
Kalbim durmadan atıyor altın sesini duyduğumda.
My heart skips a beat when it hears your golden voice.