Vucudunun traduction Anglais
17 traduction parallèle
İlk gösteride şu keskin eğri kılıcı yutacak, Ve sizler onun vucudunun kılıca göre nasıl kıvrıldığının farkedeceksiniz Kılıcın eğriliğine göre boynu nasıl şekillenecek.
She's going to swallow first this curved sword, and you will notice that she has to twist her body in order that the sword can go down her curved neck.
İnsan vucudunun çok sayıda savunmasız yeri vardır :
The human body has numerous vulnerable points :
Yeter! Vucudunun ve beyninin... Sadece küçük bir yüzdesini kullanıyorsun.
You are using only a fraction... of the power in your body and your brain.
Doktorlar, "Evet, ben hayatımı insan vucudunun belli bir bölgesine her gün, her saat, her dakika adıyorum."
Doctors go, "Yes, I will confine myself to one particularly objectionable part of the human body all day, every day. I will do it."
Ve sonra bir araba çalacağım ve Jersey'e süreceğim ve vucudunun her bir küçük parçasını toplayıp... plastik bir torbaya koyup eve getireceğim... ve şömineye atıp yakacağım.
And then I'm gonna steal a car and drive to Jersey and pick up all the little fuckin'pieces... of your body, put'em in a big plastic bag, bring it back to my house... put'em in the fireplace, light'em on fire.
Senin ölü vucudunun üzerine Sahiba'yı yollayacağım.
I beg of you! Call off this wedding.
liseye gitmek heyecan vericiydi duygularini kontrol etmek vucudunun istekleri hersey degisiyor karamsarliga kapildim hersey cok karisikti neden arkadas gibiyim?
You go to high school full of fear and excitement. So many emotions that your body can barely handle, all the things rising through it. And then it gets worse just when you thought it couldn't get any more complicated.
İnsan vucudunun bioelectric, termal ve kinetik enerjisi.
The bioelectric, thermal and kinetic energies of the human body.
İnsan vucudunun çoğunluğu sudan yapılmıştır, ama biraz metal partikülleri de içerir.
The human body is composed of mostly water, but there is a certain quantity of metallic atoms included within.
Çünkü bu büyük "beni sinek gibi ezebilirsin" vucudunun arkasında, bir kalp var.
Because behind that badge and that big you-could-crush-me-like-a-fly chest, there's the heart.
Karikatür sanatı bundan beslendi, bize insan vucudunun sınırlarını zorlatan da bu,
The art of caricature is fuelled by it, It's what draws us to the extremes of human form,
- Vucudunun sol tarafı iyi mi?
- Left side of your body feel OK?
Polis, kocanın vucudunun yakınında seni bulmuş ve aynı zamanda çocuğunun kanını.
The police found you near your husband's body and it was also blood of the child.
O Titan vucudunun içinde bir insandı! Asker olarak öldü, bir sonrakinin ardında, onlar dev ağaçlar ormanına yöneldiler. hiçbiri neden olduğunu bilmeden.
It's a human in the body of a Titan! none of them knowing why.
- Yani, sana vucudunun üstünde duracak en sıcak şeyi verdim.
- What's your point? - My point is that I gave you the warmest thing that's ever been on your body.
Vucudunun neler yaptigini hâlâ gorebilecek ve duyabileceksin ama varligin bir yolcu mahiyetinde olacak.
You'll be able to see and hear... What your body is doing, but your existence will be as a passenger.
Bu daha sonra donörden kemik iliğini alıp Zack'e verdiğimizde vucudunun kolları reddetme ihtimalini azaltmak için yaptığımız bir hazırlık.
To extract antibodies from his blood. This is all in preparation for later, When we'll remove, uh, bone marrow from the donor,