Vurgun traduction Anglais
637 traduction parallèle
Çünkü borsada vurgun yapmak için Lia Reid'i soyup öldürdün.
Because you robbed and murdered Lia Leid in order to invest in the stock market.
Sen vurgun yemişsin.
You're the one who's smitten!
- Sanırım kayınbabamın zamanımızın en büyük et imalatçısı olmasına vurgun yapıyorsunuz.
- I assume that you're referring to... my future father-in-law, who happens to be one of the great meat-packers of our time.
Aylar öncesinden bu dövüşte büyük vurgun yapmaya karar verdik.
We agreed to make a killing on this fight months ago.
Böyle bir vurgun yapmak için tüm yaşamım boyunca bekledim... ve hiç kimseye payımın yarısını verecek değilim.
I've waited all my life to make a killing like this... and I'm not giving half my share to anybody.
İyi vurgun yaptın.
Yeah, it's quite a killing, huh?
Bu günlerde gerçek bir vurgun yapıp, evime yol alacağım.
One of these days, I'll make a real killing, then I'm gonna head for home.
Artık sona erdiğine göre, sanırım fevkalade bir vurgun olduğunu söyleme cüretinde bulunabilirim.
Now that it's all over, I suppose I may dare say... It's been a most remarkable coup.
Sabineli Kadınlar'dan sonraki en büyük vurgun!
Biggest take since the Sabine women!
- Vurgun.
- Loot.
Sana göre, o büyük bir vurgun.
To you, it's a big yack.
Büyük vurgun bu mu!
Big deal!
Hiç bu kadar büyük bir vurgun olmamıştı, bilirsiniz.
- Never has been a big strike.
Onlar bana onun vurgun yapıp zengin olduğunu söylediler.
- I don't know. They told me he struck it rich.
Büyük vurgun geliyor.
Big strike coming up.
Hayatımızda öyle bir vurgun görmedik.
We've never seen a haul like it
VURGUN
ANY NUMBER CAN WIN
John Trinian'ın "Büyük Vurgun" adlı romanından uyarlanmıştır
"Based On The Novel'The Big Grab'By John Trinian"
Büyük vurgun.
The great caper.
Büyük bir vurgun için bu son şansımız.
This is our last chance to score big.
Operasyon Vurgun, başla!
Operation Snatch.
Dün gece böyle bir vurgun yapmanın tek sebebi..... benim zaten süreci hazırlamış olmam.
The only reason you scored big last night... is that I'd already set things up for you.
Müthiş bir vurgun!
What a delightful haul!
Büyük bir vurgun yaparsak pokeri bırakacaktın.
You said if I got you a big stake you'd give up poker.
Bankaya vurgun yapmak için en iyi zaman öğleden sonra olacaktır,... çünkü o saatlerde banka tekrar açılacak ve muhtemelen etrafta fazla kimse olmayacaktır.
The best time of day to hit the bank is in the early afternoon because it will have just reopened and practically no one will be around.
Şu duracağımız handa güzel bir vurgun yapacaktım da işte lanet han yerle bir olmuş!
I was counting on making a nice haul at the inn.
Muhteşem bir vurgun yaptı.
He's made a fantastic new strike.
Öncelikle Contini'nin irtibatlarını bilmiyorsun ve... böyle bir vurgun için çok ufaksın.
Well, in the first place, you don't have Contini's contacts... and you're too little for that much loot.
Sadece biraz vurgun vurmalıyım.
I gotta make some hits.
- Benim neyim var? - Vurgun belirtileri yaşıyorsun.
- You have all the symptoms of the bends.
Duygusal gerginlikler ve vurgun atakları yüzünden kötü durumda.
Between the emotional strain and that attack of bends, he's in pretty bad shape.
İlk seferde ne kadar vurgun yapsak da... dönüşün güvenli olacağını düşünüp... paralı gelecekler.
No matter how much we got at first, they'd figure the return was safe and load it up with money.
Ayrıca, bana vurgun her küçük kızı fark ederek dolaşamam.
Besides, I can't go around noticing every love-struck little girl.
Senin için iyi bir vurgun, Link. 3 te 1.
Quite a haul for you, eh Link One third.
Bu akşam, hava kararınca vurgun yapacağız.
Tonight, after dark, we're going to do a blast.
Patronumuzla gayet iyi güzel vurgun yapıyorduk!
We're staying with Master Ma
Vurgun yapacaksan adamın Dillon olmalı.
You wanna set up a hit, then Dillon's your man.
Shaw'un yerine sürekli gidip vurgun yapamazsın.
We can't keep goin'into Shaw's place and cleaning'up on long shots.
Bana vurgun bir boa yılanı.
A boa cockstrictor that stuck it to me
Ve profesyonel futbolcu olunca, bir büyük vurgun düşündüm.
And I figured when I got to pro ball, I'd make one big killing.
Büyük bir vurgun.
One big one.
Gerçek bir vurgun yapmamız gerek!
We'll have to make a real killing!
Bir vurgun ayarlayacağım.
I'll get us a stake.
Ama vurgun konusunda senden söz almalıyız.
But we gotta take your word for it on the stake.
O da bana vurgun gibi görünmüyor.
And she don't look like no stake to me.
Neden sürekli Pasifik Trenyolu'na vurgun yapıyorlar dersin? Orası kanun adamlarının toplanma yeri gibi.
Why, they've hit the Union Pacific down there so many times the place has begun to look like a lawmen's convention.
- Vurgun tehlikesi var mı?
- Is there a danger of the bends?
İyi bir vurgun yapıp büyük para kazanabilirsem o zaman rahatlayıp belki buradan gidebiliriz.
If I could just get a decent score, just put one thing together then we can kick back and maybe we can get out of here.
Şakımandan vurgun yaptığını anladık sakal için geldik
We knew that you've got something from your singing so we've come to give you support
Bu kesinlikle babamın seveceği türden bir vurgun olurdu.
It's exactly the kind of affair my father loved to hit.
Vurgun.
The jackpot.