Vücüdunun traduction Anglais
13 traduction parallèle
Birbirimize yaklaşırken kollarını vücüdunun diğer tarafına salla.
As we switch our arms, we move towards each other.
Bir insan vücüdunun içinde yaklaşık bir kilogram bakteri yaşar.
The human body has over two pounds of living bacteria in it.
Uzaktan kumanda gibi, vücüdunun tüm işlevleri geliştirilebilir.
He's like a universal remote, and every one of his body functions is enhanced.
antibiyotiklere ve bronş açıcılara olumlu yanıt verdi, fakat vücüdunun... özel yerlerinde lekeler oluştu.
He responded well to antibiotics but he did develop a rash on his private area.
Oraya vardıktan sonra vücüdunun kımıldamaması gerekiyor.
He'll be fine as long as we don't move his body.
Vücüdunun yarısı 3.derece yanmıştı.
You had third-degree burns over half your body.
Ve işte sen de, vücüdunun güç merkezinde dilini gezdiren bir kızlaydın.
And there you are, with some girl's tongue caressing your manly pecs.
Vücüdunun kesilmiş parçaları torbalar halinde bütün Londra'ya saçılacak...
She's gonna be found in body bags all over London...
Vücüdunun neresinde?
Where's the implant?
Colleen ailenin geri kalanı öğrenmeden önce gömülmek istedi. ve vücüdunun perili eve satılmasını.
Colleen wanted to be buried before the rest of the family found out and sold her body to a haunted house.
Kadın vücüdunun tamamıyla seks yapmalısın.
You have to have sex with the whole woman.
Vücüdunun sol tarafındaki yara yüzünden kan kaybından ölmüş.
He bled to death from a wound in his left side.
Vücüdunun reddetmeyeceği bir kök hücre verecek akrabası olmadığı sürece mahkumunuz sabaha ölmüş olacak.
Unless he has a blood relative willing to donate stem cells his body won't reject, your prisoner will be dead by morning.