Vış traduction Anglais
13,232 traduction parallèle
- Sakın sıvışmaya çalışma.
- Uh-uh-uh, don't creep me out.
- Tamam, kesinlikle sıvışıyorsun.
- Hi. - Okay, definitely creeped out.
Programını öğrendim yani bir şey uydurup buradan sıvışamazsın.
I checked with Gretchen so you couldn't get out of this with some made-up thing.
Bir selam bile vermeden sıvışırsan daha çok uykumu kaçırırsın.
Well, I would lose more sleep if you just snuck out without saying hi.
Tek yaptığım manastırdan sıvışmaktı.
All I did was abscond from a monastery.
Çıkışların fotoğraflarını çekeceksin, hangi kapıların ne zaman kapalı olduğunu sıvışman gerekmesi hâlinde hangi anahtar sende olmalı öğreneceksin, tamam mı?
So, you're going to take some photos of the exits, you're going to find out which doors are locked when, and which keys you have to have on you in case you have to bolt. - Right?
Yoksa genç yakışıklı erkekleri National City azgın gay barda bir odaya kapattıktan sonra gizlice sıvışmaya çalışırken yakalananı mı?
Or the closeted teen heartthrob Who was caught slipping out of National City's randiest gay bar?
Arabasını işaretleyip sıvıştım.
Tagged his car and bounced.
- İçerideki kişi de, karmaşada sıvışacak.
And whoever's inside can slip out in the chaos.
Böylece eğer bir kokteyl partisinde ya da başka bir yerdeysen ortamdan sıvışabilirsin.
That way, if you're, you know, at a cocktail party or something, you can slip away.
10 Bin ve Addy'e Murphy sıvısı verebiliriz.
Dose 10K and Addy with some Murphy juice.
İşimizdeki rollerimize, partnerliğimize ve aşk kıvılcımlarına bakarak samimiyetimizi yanlış yorumlamışım.
I appear to have mistaken a certain intimacy between us based on our working partnership, and the amorous roles we oft inhabit.
Hadi ne kadar paslanmışlar bir görelim.
Let's see how rusty they are. V formation!
Biraz sıvı takviyesi aldıktan sonra aynen geri dönüyoruz.
I just need to hydrate, then we're doing that again.
Süper basınçlı kuantum sıvısı falan işte.
Oh, you know, hyperbaric quantum fluid, That kind of thing.
Muhammed'( S.A.V. ) i unutun ♪ ( tövbe haşa )
♪ forget about muhammad
Bir fıçı 114 litre sıvı alır.
A barrel has 4032 fluid ounces.
Kaldığımız sayfayı kıvırıp "köpek kulağı" yapalım.
Oh, let's dog-ear this for a sec. This one gets it.
Ve iç yapı yeni reaktif bir sıvı metal kristalden oluşuyor şekilsiz olsa da ölçekli olarak güç arttırıyor.
And the inner structure is composed of a new reactive metal liquid crystal that is amorphous, yet fractally scales and amplifies force.
Sarı sıvı bir şey.
It's a yellow liquid.
Doğrusunu, çözemiyorum Bu adamla böyle büyük bir sığır var, neden, Sürece v kartı Valerie cilt altında aldım.
Quite frankly, I can't figure out why you have such a big beef with this guy, unless v-card Valerie got under your skin.
Yani sanırım hepimizin içinde olan bir şey ve bunu kitabımda söyledim bu kıvılcım içimizdeki bombanın kıvılcımı!
So I think there's something in all of us, and this is what I said in my book, um, that's a spark, and the spark inside of us is like a boom!
Ve senin tüm yoğun gayen için kıvılcımın seni okul galasında yakalamış, yani bunu sen seçmedin.
And for you, for all intensive purposes, your spark was just handed to you at a school gala, so you didn't choose it.
Karnını ultrasona sokun, içerde sıvı var mı kontrol edin.
- Ultrasound the abdomen, see if there's any fluid.
Sıvı yok. - Çok iyi.
- Very good.
- Perikard sıvısı tamam mı?
Positive for pericardial fluid.
Ciğerlerde hala sıvı var, sol ciğer daha kötü durumda.
More dependant fluid in the lungs, left worse than right.
Bütün sıvılara ihtiyacım var, tamam mı?
I need any liquid, and I need it now, all right?
- İçine biraz sıvı aktaralım.
Let's, uh, squeeze some fluids into her.
Boruyu bağlayıp sıvıyla doldurdu ve arter damara basınç uyguladı.
She fed the catheter, and she filled it with liquid to put pressure on the artery.
Dr. Lorenson, işaretimle sıvıları aktarmaya başlayacaksın.
Dr. Lorenson... You're gonna squeeze the fluids on my mark.
Sıvıları enjente et.
Push the fluids in.
Bunu istiyorum çünkü T'evgin'in bu akşam gelmesi Votan Birliği ile barış sağlamamıza yardımcı olacak.
I'm asking because T'evgin's presence tonight will help bring us peace with the V.C.
Oh, cesedi kaplayan bir sıvı bulamadım.
Oh, I found no fluids surrounding the corpse.
10 miligram morfin. Serum askısı.
10 milligrams morphine I.V.
Sıvıları aynı anda enjekte edin.
Run fluids at the same time.
Karında dolaşan çok fazla sıvı var.
There's a lot of freeflowing fluid in the abdomen.
Eroin kullanıyor.
He's a former I.V. drug user.
Vücudundan bir sürü sıvı çıkardık.
We've removed a lot of fluid from your body.
Vücudundan sıvıları yavaşça boşaltmaya çalıştım ama kanamayı durduramadım.
I tried to get a line in to infuse fluids, but she keeps bleeding out at the site.
V'le söylenen Kadvın Festivali.
Womyn's Festival with a Y.
Amanda'ya Başkan Yardımcısı'nın konvoyuna saldırı olduğunu bildirmeliyiz.
We need to warn Amanda that the V.C. convoy was hit.
Kindzi'nin sahte yağmacı saldırısı seni ve Irisa'yı kandırmadıysa Başkan Yardımcısı'nı kandıracağını düşündüren nedir?
By going through laundry? If Kindzi's fake raider attack didn't fool you and Irisa, what makes you think it's gonna fool the V.C.?
Başkan Yardımcısı karşıtlarına saldırmak için her türlü sebebi verecek.
It'll give the V.C. hardliners every reason to attack, unless, of course...
Bir Flying V istediğimi söylemiştim, bana kendininkini vermiş.
I said I wanted a flying V and he's given me his.
Evet, karşıma birden bir araba çıktı.
Yeah. S.U.V. came out of nowhere.
Sıvı toplanması yok.
No free fluids.
- Hayır. - Karnında sıvı birikimi yok.
No free fluid in the abdomen.
Bana üç tane "L's" gerektiğini, lattemin sıcak olacağını, marulumun kıvırcık paket olacağını, Lexapromun stat olacağını.
My latte hot, my lettuce-wrapped crisp and my lexapro, stat.
- Sıvı helyumla mı?
liquid helium?
Evet, Alexa için 10 gr pentobarbital sıvı ilaç reçeteye yazdım.
Yes, I prescribed ten grams of pentobarbital liquid to Alexa.