Wake traduction Anglais
31,573 traduction parallèle
Sadece sabırla uyanmanı bekliyordum.
Oh, well, you know, just... patiently waiting for you to wake up.
Uyanma zamanı, Bay Corben.
Time to wake up, Mr. Corben.
Bu yüzden uyandığında yanında olacağım.
So when you wake up, I'll be here for you.
Danny orman çok eski.
Wake up. Danny, it's an old jungle.
- Todd uyan!
Todd, wake up!
- Uyandığında burada olacağım.
So when you wake up, I'll be here for you.
Yaşananların ardından tüm aile kötü durumda. Annemin şirketi satacağına hala inanamıyorum.
The whole family's a mess in the wake of everything, and I still can't believe my mom is already selling the company.
Gidip annenizi kaldırayım.
I'm gonna go wake up your mother.
Alexa uyandır beni, saat...
Alexa, wake me up at, um...
Aklından bile geçmemiştir 16 yaşındaki bir kızın bir pazar sabahı uyanıp aşağıya kahvaltı için indiğinde onu...
Never crossed his mind that a 16-year-old was gonna wake up Sunday morning, head downstairs for breakfast, and...
Balon turu için ne kadar erken kalkman gerektiğini biliyor muydun?
Do you know how early you have to wake up for hot air balloon rides?
Yarın uyanacaksın ve kendini daha iyi hissedeceksin.
Tomorrow, you're going to wake up and you're going to feel better.
Uyan Warren.
Wake up, Warren.
Kes sesini aptal, onu uyandıracaksın.
- Shut up, you fool. You'll wake him up.
Lee, Uyan.
Lee, wake up.
uyanmaya başlarsa daha fazla verebiliriz.
If he starts to wake up, we may have to give him more.
Onu uyandırmaya gidelim.
Let's go wake him up.
Biliyorsun Claudia, ülkenin bir uyanma çağrısına ihtiyacı vardı.
You know, Claudia, the country needed a wake-up call.
Bu bir uyarı işareti.
This is a wake-up call.
Dedektif Felber'ı uykusundan kaldırabilecek biri varsa o da Bobby'dir.
If anyone can wake Detective Felber from her slumber, I suspect Bobby can.
Hiç duymadığım aptalca sporlar Cumartesi sabahı erkenden kalkmama neden oluyor kesin portakal de dilimlemem gerekecek.
Stupid sport I never heard of... make me wake up early on a Saturday... probably have to slice oranges...
Baba uyan! Uyan!
Dad, wake up!
Uyan!
Wake up!
Diğer katılımcılardan önce uyanırsan elini kaldır, diğerlerini uyandırma.
If you wake up before the other participants, raise your hand ; do not wake the others.
Başka bir katılımcıyla aynı anda uyanırsan birbirinizle konuşmayın.
If you and another participant wake at the same time, do not acknowledge each other.
Kendimi uyandırmak için.
To wake myself up.
Uyanınca hepsi rüyamda kalıyor.
Then I wake up and it's all a dream.
İçkiye ilaç koyuyor, dört saat kadar baygın kalıyorsunuz sonra uyanıp "Ne oldu lan?" diyorsunuz.
So he drugs the drink, and then you pass out for about four hours, then you wake up and you're like, "What the fuck happened?"
Bebek gece uyanıp emiyordu.
And he'd wake up and have a midnight feeding.
Oturarak işemek gereken başka bir zaman da gece yarısı uyanıp tuvalete gittiğin ama gözünü acıtacağı ve seni uyandıracağı için ışıkları açmak istemediği zamandır.
And the other time you can have a sit-down wee is if you wake up in the middle of the night and you wanna go to the toilet, but you don't wanna turn the light on because it'll hurt your eyes and you'll wake up too much.
Neden her seferinde ağlayarak uyandığımı anneme söyleyemezdim.
I could never tell Mom why I would wake up crying every time.
Sabah uyanıp bunların olduğunu düşünmek çok heyecan verici olur.
It would be so exciting to wake up in the morning and think that that's what's happening.
Nebulanın kalıntıları yüksek sıcaklıktaki malzemelerin oluşturduğu muhteşem bir görsel şölen ile dairesel bir iz bırakarak ayrışır.
The nebula disintegrates in spectacular fashion, leaving in its wake a spinning ring of overheated material.
Töreni yapacağız konuşmayı da şu moruk yapacak, üstelik buzu da o getiriyor.
We'll have the wake, that old fart will do the eulogy and bring ice.
- Bu sabah kalkıp ona geri dönmeye karar vermediğini nereden bilebilirim?
- How do I know she didn't wake up this morning and decide to run back to him?
Uyanıyorum ve karşımda Eleanor.
I wake up, there's Eleanor.
- Tahani uyan tatlım.
Tahani, wake up, dear.
öldüğünü görmediysen, ölmemiştir.
Wake up. Wake up.
Bu hareket, çok sayıda şirketi kaybetmesinin ardından geldi.
That move comes in the wake of its loss of a massive number of corporations.
Benim endişelendiğim şey, biz ayakta uyurken bir de bakacağız Amerika'nın her yanındaki kırsal bölgelerde hapishanelerimiz kalmamış, insanlar kendi toplulukları içinde hapsedilmişler.
And what I worry about is that we fall asleep at the wheel and wake up, and realize that we may not have people in prisons in rural communities all over America, but that we're incarcerating people right in their communities.
- Neden uyandırmadın?
Why didn't you wake me?
- Mike, uyan. - Hayır.
- Mike, wake up.
- Hayır!
Wake up.
- Mike, uyan.
- No! - Mike, wake up.
Mike, kalk artık.
Mike, wake up.
- Suçlamıyorum, sana söylüyorum uyan artık.
I'm not accusing you, I'm telling you, you need to wake the hell up.
Hadi, hadi evlat, uyan.
Come on. Come on, kid. Wake up.
Devam et.
Hard-on pills, diet pills, drugs to make you sleep, make you wake.
Anlatacağım.
I won't have to wake up to this anymore.
ADALET İÇİN MÜCADELE ET Trayvon Martin'in ölümünden sonra
[reporter] In the wake of Trayvon Martin's death,
Uyan.
- Wake up.