English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ W ] / Walrus

Walrus traduction Anglais

412 traduction parallèle
BAY WALRUS, KORUMASI ALTINDAKİ MABEL İLE, TEMKİNLİ DAVRANIYOR
Mr. WALRUS, WITH UNDER HIS PROTECTION, FEELS SKITTISH
BAY WALRUS HİSLERE KAPILIR
Mr. WALRUS BEGINS TO FEEL DELVILISH
Ve artık vakit geldi, dedi palabıyık...
I feel that the time has come, the walrus said...
Boğazına sarılmadığıma şükretsin yaşlı moruk.
It's a pity I didn't strangle the old walrus.
- Senin de öyle, yaşlı kurt.
- And off yours too, you old walrus.
Bu adam 1 ton ağırlığında!
This walrus weighs as much as a tonne.
O öküzü mü?
That walrus!
Walrus, atını buraya getir.
Walrus, bring your horse up here.
İhtiyar Walrus burada, cebinde neredeyse bin dollar parası var.
Old Walrus here has got nearly a thousand dollars in his pocket.
Senden iyi görünüyor, Walrus.
He's better off than you, Walrus.
Eğer birini vurmak istiyorsan... neden, Half Pint veya Walrus olmasın.
If you got to shoot somebody... why, pick on Half Pint or Walrus.
Bull Run ve Walrus, gidip bir bakın.
Bull Run and Walrus, get up there.
- Onu Walrus'a bırakacağım.
- I'll leave it to Walrus.
Sen, Walrus, Bull Run — kapının arkasını tutun.
You, Walrus, Bull Run - cover the back door.
Benim — Walrus.
It's me - Walrus.
"Deniz Aygırı ve Marangoz"
"The Walrus and the Carpenter."
Deniz aygırı ve marangoz Yan yana yürüyordu.
♪ The walrus and the carpenter were walking close at hand
"Bay deniz aygırı" dedi marangoz
[Tweedle Dee] Mr. Walrus, said the carpenter
- Zamanıdır... - Dedi su aygırı.
- The time has come - [Tweedle Dee] The walrus said
Niye bir domuz, koyun ya da keçi gelmez ki?
Why couldn't that old walrus pack in a sheep, or pig, or goat, or...
Kidok bir mors sesi duydu.
Kidok happened to hear the sound of a walrus.
Mors ortadan kayboldu ama küçük bir ayıyla karşılaştım.
The walrus disappeared, but i came across a small bear.
Bu avcı bir mors ile dönecek.
This hunter will come back with a walrus.
Ama kadın fok veya mors değildir.
But a woman is not a seal, or even a walrus.
Biri Imina'ya bu yavru morsu göstermek istiyor.
Somebody wants to show imina this baby walrus.
Öyle mi? İşte yavru mors...
So here is a baby walrus.
Walrus'un da dediği gibi "doğruları konuşma zamanı".
Well, "'The time has come,'the Walrus said,'to speak of many things...'
Benden kurtulabileceğini düşünüyorsa, daha çok bekler.
If he thinks that he can get rid of me, I've got news for that old walrus.
Ver şu defterleri, şişko hayvan!
Give me those books, you fat walrus!
Anne mors balığını pişirmek için çok yaşlıysa onu buzulun üstünde denize yüzdürüyorlar.
Mother's too old to boil the walrus they float her out to sea on an icecap.
Pauli geldi, seni köfte.
Pauli has come, you meatloaf. You insane walrus!
Deniz aygırı dişi.
Walrus ivory.
Deniz aygırı dişi iyi para eder.
There's big money in walrus ivory.
- Bir su aygırı kadar şişkoydu.
- He was as fat as a walrus.
Sonra insanlar ona koştular ve ona baktılar o iri yarı adama.
And then the people ran to him and they looked at him this big walrus of a man.
Dev bir mors!
A giant walrus!
- Dev bir mors, tarihöncesinden kalma!
- Walrus giganticus, prehistoric!
Sana neler olduğunu kimse bilemez. Nasıl mahvolduğunu, nasıl bir insandan ziyade, kocaman bir deniz ayısına dönüştüğünü, beyninin nasıl giderek boşaldığını, ve küçülerek bir hiçlik yığını haline geldiğini.
No one could know what would happen to you that you'd become such a mess that you'd turn out to be more than just a man big and blubbery like a walrus that your brain would grow emptier and emptier
Şu öksürüğüne bak, seni ihtiyar deniz ayısı!
Listen to your cough, you old walrus!
Hayır, ben bir polisi tutuklayamam.
No, I'll take the walrus, but I won't bring a cop in.
Onca işim yetmiyormuş gibi, bir de bu fok balığıyla uğraşıyorum!
Not only do I have to cope with all this, but also with that walrus!
Bu Walrus Man.
You see, this is Walrus Man.
- Merhaba tatlım. Çok hoş görünüyorsun!
"you changed your shirts, Walrus-Face"?
# Atı sıçandan da siyahtır # Kadehi kazandan da karadır
I even wrote and told him about old Walrus-Face Melchett and his smelly old shirts!
24 saat içinde, bir deniz aygırı ile evleneceğim.
In 24 hours, I'll be married to a walrus.
Sessiz olun, mors adam geliyor.
Quiet, here comes the walrus man.
Ama usturaları burnuna sokup deniz aygırı taklidi yapacaksın.
But stick the pool cues up your nostrils and make like a walrus.
Bir denizayısı ya da su aygırı olmalı!
It must be a walrus or a hippopotamus!
"Mors ve Marangoz" tabii ki.
Why, The Walrus and the Carpenter.
Mors ve Marangoz yürüyorlardı yan yana.
* The Walrus and the Carpenter were walking close at hand *
Yaşlı kurt!
You old walrus!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]