English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ W ] / Warfare

Warfare traduction Anglais

915 traduction parallèle
Soğuk Savaş süresince, deniz altı savaş yöntemleri hayati önem taşıyordu.
MANNING : During the Cold War, submarine warfare became vitally important.
Mikrop savaşı programı mı?
A germ warfare program?
FBI konusuna gelecek olursak...
I have no use for germ warfare.
Tamam mı? Oradan direkt geçersin ve güçlü Fransız direnişine saplanıp kalmazsın.
Shove ahead out there and don't stick to that everlasting French warfare!
Kırmızı ve beyaz gövdeler karşılıklı mücadele veriyorlar.
There is constant warfare between the red and white corpuscles.
Bitmeyen savaşlar buna sebep olur işte, haydutluğa.
That's what endless warfare has led to - brigandage.
Majestelerinin askerleri için, alışılmış olan size emrettiğimde, duygularınızı hesaba katmadan uygarca yaptığımız ateşkesin kurallarına uymaktır.
It is customary for His Majesty's soldiers, if I may call you that without maligning my sense of proportion, to observe the rules of civilized warfare.
Savaş sanatının bir İngiliz icadı olduğunu sanıyor gibisiniz.
You seem to think warfare an English invention.
Kara savaşında devrim yaratacak... En son yeniliklere sahipler.
The latest design, the last word in modern warfare.
Başarılı olursa savunma harbi konusunda devrim yaşanacak.
If it's successful, it will revolutionize defensive warfare.
Topyekûn savaş metodları olmadan kazanmayı bekleyemeyiz.
We can't expect to win without the methods of total warfare.
Brodeigh-Halleck Laboratuarları direktörlüğü... Birleşik Devletler Ordusu, Kimyasal Savaş Bölümü'nde sivil danışmanlık... İngiliz Sefareti'nde, İkmal Müdürlüğü danışmanı,
Director, Brodeigh-Halleck Laboratories... civilian consultant, United States Army Chemical Warfare Service... advisor to Supply Officer, British Embassy...
Bu yeni bir tür savaş oğlum.
It's a new kind of warfare, son.
İtalya'da 30 yıldan beri cinayetler, terör, kavgalar ve kan dökmeler var.
In Italy, for 30 years under the Borgias, they had warfare, terror, murder, bloodshed.
Jeffords, ben açık alanda savaş konusunda uzmanım.
Jeffords, I'm an expert on open warfare.
Bana söyler misin ilk Quantrill savaşının tadı nasıldı, hoşlandın mı?
Tell me, how did you enjoy your first taste of Quantrill warfare?
Savaş mı?
Warfare?
Savaşa giden adamlar, silahlarını da yanlarında getirirler.
Men accustomed to warfare do arm themselves.
Savaş kuralları, biliyorsun.
The rules of warfare, you know.
Bu benim onu ilk ve son görüşümdü. Savaş sanatının kurallarını yeniden yazan ve objektif olunduğu takdirde övgüyü hakeden bu soğukkanlı, sıkı ve profesyonel askeri görmek... benim için büyük bir şanstı.
This was my first and only sight... of the cool, hard, professional soldier... whose scrupulous regard for the rules of warfare had been exercised... in this instance, so fortunately for myself.
V füzeleri savaş sanatında tam bir devrim yapacak... yeni silahların sadece bir ön örneği!
The V-weapon, for your information, happens to be only the first... in a whole series of weapons that will completely revolutionize all warfare!
Ben de sıkıldım.
It's a calculated risk, but then that's the whole theory of warfare.
Aşktan mı yoksa savaştan mı bahsediyorsunuz?
Are you discussing love or warfare?
Aranızda bir savaş çıkmasını taraf tutmayarak engelledi.
He headed off open warfare by not taking sides.
Bize, Psikolojik Savaşım biriminden gönderilmiş.
He's been transferred to us from Psychological Warfare.
- Bilgilerime göre Psikolojik Savaşım'dan bu tayini özellikle istemişsin.
- I am informed that you requested this transfer from Psychological Warfare to my outfit.
Psikolojik Savaşım'a ilk gelişin nasıl oldu?
How did you get into Psychological Warfare in the first place?
Savaşmakla ilgili öğrendiğimiz her kurala göre, yarın sabah saldırmalıyız, ama saldıramayız.
According to all the rules that we've ever learned about warfare, we must attack tomorrow morning, but we cannot attack.
İki yıl süren korkunç siper savaşının ardından... savaşılan sınır çok az değişmişti.
By 1916, after two grisly years of trench warfare... the battle lines had changed very little.
" Özel Danışman, Amerikan Ordusunda psikolojik savaş uzmanı.
" Special Consultant, Psychological Warfare, U.S. Army.
- Savaş mikrobu!
- Germ warfare!
Sakız. "Savaş mikrobu" ymuş.
Chewing gum. "Germ warfare."
Psikolojik savaş.
Psychological warfare.
Şu tek düğmeye basılarak verilen savaşlara ne oldu?
Where's all this push-button warfare we've been hearin'about?
Bütün savaşları cezalandırıp sonsuza dek bitirme.
To end for all time the scourge of warfare.
Ben her zaman yaptığımı yaptım. Gücümü savaş mefhumunu yok etmeye adadım.
I did what I've always done devoted my strength to destroying the concept of warfare.
Bir saat daha geçse, Laos'da biyolojik savaş çıkarttım diyecektin.
Another hour and they'd have had you confessing to germ warfare in Laos.
Bu olağanüstü, mektuplaşma yoluyla cinsel ilişkiyi kavrayabilmek için cephede savaşı bütün şiddetiyle yaşamış olmak şart. O toplu çılgınlığı, ölümün her dakika hissedilen varlığını yaşamış olmak gerek.
This mad affair by correspondence could exist... only in the violence of trench warfare... with death always nearby.
Nükleer savaş hakkındaki senaryomu yeni bitirdim.
I just finished a screenplay about nuclear warfare.
2.Dünya savaşı sırasında psikolojik harpte yer almışlar.
They were in psychological warfare back in World War II.
Son savaşta, iki tarafta biyolojik saldırı yapabilirdi.
In the last war, both sides could have used bacterial warfare.
Modern savaşın doğal yanları bunlar...
By the very nature of modern warfare, the...
Deniz kuvvetleri tarihindeki en büyük çöp analizcileri biziz.
We're the greatest garbage analysis team in the history of naval warfare.
Her zaman olduğu gibi, devrimci savaşta kaçınılmaz bir aşamadır.
What it always means : an inevitable phase in revolutionary warfare.
... gerilla taktiklerinin düzenli savaştan önce geldiği gibi.
Just as guerrilla warfare leads to warfare proper.
Denizaltılar serbestçe savaşıyor, zehirli gaz ile sivilleri bombalıyorlar.
Unrestricted submarine warfare, bombing of civilians, poison gas.
- Bu bir psikolojik savaş.
- It's psychological warfare.
Bilirsin, savaş bir nefes meselesidir.
You know, that's all warfare is, a question of wind.
Siz savaşı cinayete çevirdiniz.
You turn warfare into murder.
Özgür dünyaya karşı kullanılmak üzere geliştirilen kimyasal savaş projesinin tüm ayrıntılarının kayıt edildiği bobin ortadan yok oldu.
Now, there is in existence a reel of recording wire with details of a chemical warfare project being developed for use against the free world.
Böylece de nükleer savaş korkusunu ortadan kaldıracağız.
Abolish the terror of nuclear warfare.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]