Washed traduction Anglais
3,846 traduction parallèle
Ancak Queens sahiline vurdu.
Instead, she washed up on the lovely shores of Queens.
Adı Henry Duncan, 42 yaşında, cesedi kıyıya vurmuş.
Name's Henry Duncan, age 42, his body washed ashore.
Sizin dönemden kaç kişi atıldı? İki.
How many people washed out your year?
Onun saçını yıkadınız ; makyaj yapmasına yardımcı oldunuz.
You washed her hair ; you helped her with her makeup.
Yeni badana yaptım.
It's freshly painted. And washed.
Bu yıkandı mı?
Is this washed?
- Halka açık bir tuvalette ellerini yıkadı.
He washed his hands in a public restroom.
Aynı zamanda, nehir suyu sakızağaçlarına akarlar ve örgü kökleri çay süzgeci gibi davranır ki karadan sürüklenen tortuyu yavaşlatarak durdurur.
At the same time, water from rivers flows through the mangroves and their lattice of roots acts like a giant tea strainer, slowing it down so that any sediments washed off the land can settle out.
Queensland kıyısındaki şehir ve kasabalar resifin koruması sayesinde Pasifik'e doğru erozyona uğramıyorlar.
Towns and cities along much of the Queensland coast are not washed into the Pacific Ocean because the reef protects them.
Onlar elde yıkanır.
They need to be hand washed.
Ama ben 40 derece sıcakta senin için o arabayı yıkadım.
But I washed the car for you, out in the heat. 40 ° C.
Ama senin poponu yıkayıp, temizleyen de bendim.
But I was the one who washed you and wiped your butt.
Muhtemelen yağmur onları yok etmiştir.
Rain probably washed them away.
Dişimi temizletiyorum.
I'm getting my teeth washed.
Yıkanmışları alıp beni bekle.
Get washed there and wait for me.
Hayır, sadece onları yıkamanı istiyorum.
No, I just need those beakers washed.
Burası da, iki tane doktorası ve Carl Sagan tarafından imzalanmış bir yasaklama emri olan birinin çanak çömlek yıkadığı ilk laboratuvar olmuştur.
This is now the only lab with glassware washed by a man with two doctorates and a restraining order signed by Carl Sagan.
Zaten bir ajan göndermiştik ; fakat kafasında fazladan bir delikle Miami Plajı'na vurdu.
We already sent in a field op... but he, uh, washed up on Miami Beach... with an extra hole in his head.
Kafa bölgesi vücut bozulması sırasında kopacak ilk parça olduğu için dünkü yağmuruyla birlikte sürüklenmiş olabilir.
Since the head is commonly the first to dislodge during decomp... it could have washed down the hill during last night's rain.
Tuvalete gittim. Ellerimi yıkadım.
I've been to the toilet, I've washed me hands
Sütyenleri gerçekten eski, bir tanesini yıkarken içinde 4 haneli bir telefon numarası gördüm.
Her bras are old... I washed one once and found a phone number in it that only had four digits.
Su, tarih öncesi kayaları yıkayarak ve içlerini tuzla doldurarak, aşınmalarına sebep oldu.
The water washed over the prehistoric rocks, loaded with salt, so that it eroded.
Eğer bir kurban olsaydı, şimdiye dek çoktan yok olmuştur.
If she was a victim she'd have washed up.
- Pijamanı leke yapma, daha yeni yıkadım.
Don't put a stain on you pajama, I just washed it.
Gömleği yıkadım.
I washed it.
Başka yerde olduğunu iddia ediyor ama kızın kanlı gömleği yıkadığı gerçeği göz ardı edilemez.
His alibi is definitely shaky, but we also cannot ignore the fact that she washed his bloody shirt.
Fırtınalar kopacak, yağmurlar yağacak ve bu evi seller götürecek.
We'll be faced by draughts, cloudburst.. .. this house will be washed away.
Daha yeni yıkattırmıştım.
I just got it washed.
Yıkadık ama uzun süre kalkmadan yattı, gerisini hayal edebilirsiniz.
We washed her, you know, but if she was stretched such a long time, you can imagine.
Ayrıca banyosunu yaptırıp, saçlarını yıkadım.
And I gave her a bath and washed her hair.
Bu örnek, evin başka bir yerinden alınmıştı, mutfak lavabosundan. Bay Reichman cinayet silahıyla elini kesip orada yıkadığını söylemişti.
This sample was taken from the other side of the house, near the kitchen sink, where Mr. Reichman said he washed his hands after cutting himself on the murder weapon.
Bu sabah limanda bir ceset ortaya çıktı.
A body washed up at the Marina this morning.
Dünya tarihindeki en büyük dağ yapım süreci.
The freshly exposed rock was washed away.
Nehirlerin içinde sürüklendi ve son olarak okyanusa ulaştı.
It's washed away into rivers until finally it reached the ocean.
Daha yeni bir bebeğim oldu ve biz o salak Fransız restoranına gittiğimizden beri saçımı yıkamadım ya da duş almadım.
I just had a baby and I haven't washed my hair or taken a shower since we went to that stupid French restaurant in the first place.
Dünya'da ise toz atmosfere karışır yağmur tarafından hızla yıkanır ve okyanusa karışır.
Showman : In the case of the Earth, dust that gets up into the atmosphere is rapidly washed out by the rain and gets into the ocean.
♪ Şekercik eriyip gitti sahilde ♪
♪ Taff is washed up on the beach ♪
♪ Dalga götürdü onu uzaklara ♪
♪ The wave just washed him out far ♪
3 gündür saçımı yıkamıyorum.
I haven't washed my hair in three days.
Ellerimi yıkadıktan sonra -
So after I thoroughly washed my hands,
Ama okulu bırakmış.
But he washed out.
Matematiğe kafası basmayınca okuldan atılmış.
Washed out'cause he couldn't hack the math.
Orayı temizledim ama bu sefer de duvarda temiz yerin izi kaldı.
I washed it off, but then I had a big clean spot on the wall.
- Penceremin yıkanmasını istemiyorum! - Artık çok geç.
I don't want my window washed!
Ve en güzel kısmıysa ince bir dalla bu çöp adamı örüp sahilde yıkamamızdı.
And the best part was that we made this little guy out of the twigs and twine that washed up on the shore.
Ve ben de arabayı yıkattım.
And I got the car washed.
Yağmurda ıslanmış gibi duruyor.
It looks like it's been washed out by the rain.
Alın, tüm beden kıyafetlerinizi yıkadım.
Here, I washed your gym clothes.
Bu hırkayı hiç yıkamıyor muyum?
Have I never washed this sweater?
Polis bir dizi cesetle karşılaştığında ellerindeki ipuçları, dikkatini söz yazarlığına çeviren ve bir şekilde öldürebilen bir şarkı yaratan işi bitmiş bir sirk oyuncusunu işaret eder.
When police encounter a cluster of corpses, their clues point to a washed-up circus performer who has turned his hand to songwriting and has somehow created a song that can kill.
Yıkattırıp öyle geri iade edeceğim.
I will return it washed tomorrow.