English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ W ] / Weak

Weak traduction Anglais

11,458 traduction parallèle
Kıyafet güzel, ayakkabılar kötü.
Outfit's fleek, shoes are weak.
Gözlerinizi açın, bu kadar zayıf olmayın!
Open your eyes. Don't be so weak.
İspanyolcası zayıftır.
And his Spanish is weak.
Dinine bağlı bir sih, fakir ve güçsüzleri canı pahasına korur.
A devout Sikh would protect with his own life the poor and the weak.
Zayıf düştüğümde gücümsün sen
You were my strength when I was weak
Zayıf ve şiddetli davrandığımın farkındayım ve tekrar asla olmayacağından emin olmak için sert adımlar atacağım.
I recognize that I acted in a weak and violent manner and I will aggressively take steps to ensure that it will never happen again.
Bu Elvis denen herif gibi erkekler hayır, onların hepsinin altında zayıftırlar.
Guys like this Elvis fellow... No, underneath all that, they're weak.
Sultan Muhammed güçsüz.
Sultan Muhammad is weak.
Aşk bizi güçsüz kılar.
The love makes us weak.
Zayıf düşenin kudretini artırır.
And increases the power to the weak.
Dandik bir müfettiş ve zayıf bir adamım ama babalık işinde iyiyimdir.
I'm a lousy agent, and I've been a weak man, but that I didn't screw up.
Tanrım. Dizlerimin bağı çözüldü.
Oh, my God, I'm going weak in the knees.
Zayıf bir zihin ve güçlü olan bir zihin.
A mind that's weak and a back that's strong.
Öncelikle zayıf ve güçsüz olanları hızlı şekilde ortadan kaldırırsınız.
First, you take out the easy ones, the weak, the exposed. Kill them as efficiently as possible.
Kimse hoş bir gülümsemeye kayıtsız kalamaz.
No one to get weak-kneed at that pretty smile.
Yapmaktan aciz olduğun şeyleri başkalarına yaptırmakta Onur yoktur.
Ain't no pride in having other people do what you're too weak to do yourself.
Zâlimlerin, aptallar ve zayıflar üzerinde oynadığı bir oyundur.
It is a trick, played by the cruel on the foolish and the weak.
Zayıflık göstergesidir bu.
It is weak.
İkiniz de zayıfsınız.
You are weak.
Gerçeğe gözlerimizi yumduk, çünkü zayıftık ve umudumuz vardı.
We blind ourselves to the truth because we're weak, because we hope.
Sevgi sizi zayıf kılmaz.
Love does not make you weak.
- Birkaç yıla olacak nasılsa. - Tanrım!
I can't believe how weak you guys are.
Yönünden çıktığın zaman, güçsüzleşirsin.
When you stray from your path, you grow weak.
Diğer gözü olmayınca çok güçsüz.
Without his other eye, he is weak.
Arkadan zayıf noktasına saldırabilirim.
I must strike the weak spot from behind.
- Zayıf noktası olduğunu nereden biliyorsun?
And how do you know they have a weak spot? I don't.
Kendini bir görsen Meksikalı bir kadın için deli divane olmuşsun.
If you could see yourself... turned weak over a pretty Mexican.
Baban zayıf bir adamdı.
Daddy was a weak man.
Zayıftım.
I was weak.
Zayıf bir iletişim yayını yakaladım efendim.
I intercepted a weak communication transmission, sir.
Akciğerleri zayıf, bakterilerden kötü etkileniyor.
His lungs are weak, any bacteria hits him hard.
Çok şey var çok zayıf noktalar.
You've got so many multiple weak spots.
Senin değersiz ve zayıf.
Your worthless and weak.
- Kalbi zayıftır!
- She has a weak heart!
- Kalbi zayıfmış.
- She has a weak heart.
Evet, ama ne yazık ki bu kalp çok zayıf... ve ayrıca acemiliğini bir yana bırakalım, geçmişini de dikkate almak gerek.
Yes, but unfortunately that heart is encased in a weak, muscleless mass of inexperience. Plus, there's your history to consider.
Tabii ki, bunun için zayıf bir halkaya ihtiyacımız var.
Of course, we'd need a weak link.
Sen zayıfsın.
You're weak.
Şimdi, bazıları hayatta kalırlar çünkü güçlüdürler. Ve zayıf olanlar var, Ancak güçlüler tarafından korundukları için hayatta kalırlar.
Now, some survive'cause they're strong, and there are those who are weak, but they survive'cause they're being protected by the strong.
Ben zayıf olanlardanım.
I'm one of the weak ones.
Rabbim, o kadar güçlü ki... ve ben çok zayıfım.
Oh Lord, he's so strong... and I'm so weak.
"Zavallı adam gerçekten çok zayıf."
"Poor guy's really weak".
Bu zayıf piyonun tek bir seçeneği vardı adım adım kaleye ulaşmak ve "Vezir" olmaktı.
This weak pawn had only one option... One step at a time, I reached the last square... And you became Wazir.
Zayıflara yer yok.
There's no room for the weak.
Kurbanların durumuna bakılacak olursa, yalnızca zayıf, çocuk, yaşlı veya hasta kişileri ele geçirebiliyor.
Judging from its trail of victims, it can only possess the weak, kids, the elderly, sick people.
İşte o parazit. Eğer kurban güçsüzse, parazit onun frekansına karışabiliyor.
If a victim is weak, it can hook right into their frequency.
Acizler inanır.
The weak will.
Zayıflar... dünyayı ele geçirmiş.
The weak... have taken the earth.
Bu sahte tanrılar... zayıfların sistemi.
These false gods... systems of the weak.
Zayıf adamlar yapar.
The weak guys do that.
Zayıf noktası orası.
That's her weak spot.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]