Whan traduction Anglais
55 traduction parallèle
"Nisan'ın çiseleyen yağmurları Mart'ın kuraklığını delipte..."
" Whan that Aprill, with his shoures soote
Siz geldiğinizde, bazı değişiklikler yapıyordum. Prototip mi?
I was about to make a change to it whan you came in.
Sen ne saçmalıyorsun?
Whan yoyseyse are you nalkiyg? !
Kız, "Sana âşık olursam, bu senin sonun olur" dediği zaman.
Whan she said : "lf I love you, that's the end of you."
"Gitme" dediğin zamanı hatırlıyor musun?
You remember whan you said : "Don't leave"?
Başkan Chun Du-Whan'ın 13 nisanda yayımladığı özel beyanattan sonra öğrenciler anayasa karşıtı sert gösterilerine devam ediyor.
Students continued violent demonstration against the Constitution after issuing 18th of April special statement of President Chun Duwhan.
Ze geldiğinde, şehirde rekabet kalmadı.
Whan ze came, all the rivals stopped in the City.
Sana için erken değil mi Eun-whan?
It may come earlier for you Eun-whan.
Eun-whan!
Eun-whan!
- Eun-whan!
- Eun-whan!
Eun-whan, iyi misin?
Eun-whan, are you okay?
Eun-whan kızar.
Eun-whan will be upset.
Eun-whan nerede?
Where's Eun-whan anyway?
Lütfen yaşasın O. Lütfen benim Eun-whan'ım yaşasın.
Let her live. Let my Eun-whan live.
Haydi, Eun-whan daha...
Come on, Eun-whan is...
- Eun-whan nerede?
- Where's Eun-whan?
- Eun-whan mı?
- Eun-whan?
Eun-whan bir kitaptan uyarladı.
Eun-whan adapted it from a book.
- Döneceğim, Eun-whan.
- l'll come back, Eun-whan.
Eun-whan.
Eun-whan.
Geri döneceğim Eun-whan.
I'll come back. Eun-whan.
Selam, ben Eun-whan.
Hi, I'm Eun-whan.
Eun-whan, birşey mi var?
Eun-whan, what's wrong?
Eun-whan, benimle kal.
Eun-whan, stay with me.
Eun-whan, lütfen.
Eun-whan, please.
Git Eun-whan'ı gör.
Go see Eun-whan.
Eun-whan?
Eun-whan?
CHOI Eun-whan!
CHOl Eun-whan!
- Eun-whan
- Eun-whan
Eun-whan, ilk kar yağıyor.
Eun-whan, it's the firirst snow.
Arkadaşlık ödülü, CHOI Eun-whan için.
Award of Friendship for CHOl Eun-whan.
CHOI Eun-whan.
CHOl Eun-whan.
Özledim seni, Eun-whan.
I miss you, Eun-whan.
Yönetmen : Oh Ki-whan
Directed by Oh Ki-whan
Görüşürüz.
- I'll see you whan you get here.
Ayakkabıları ve biraz kumaş parçasının dışında, geldiğinde bu haldeydi.
There remained only his shoes and some fibers whan he came in.
Paramparça ettiğin zaman neden bir şey söylemedin?
Why didn't you say anything whan you smashed it?