Wilkinson traduction Anglais
260 traduction parallèle
Septimus Wilkinson, Matabeleland piskoposu.
Septimus Wilkinson, bishop of Matabeleland.
İşte bir tane Bayan Wilkinson'dan.
Here's one from Miss Wilkinson.
Hiç sıkıntı değil, Bayan Wilkinson.
No bother whatsoever, Miss Wilkinson.
Oh, burada sizi benim görüşüme inandırma peşinde değilim, Bayan Wilkinson, fakat eğer uzun sürmezse, mahvolursunuz.
Oh, I don't think I care to have you depend on my opinion there, Miss Wilkinson, but if it didn't you'd be ruined.
Hayır düşünemem, Bayan Wilkinson.
No I can't, Miss Wilkinson.
Vagon amiri, gar şefi ve hamal hepsi Bayan Wilkinson'u Londra'ya giden o trene kesinlikle yerleştirecekleri için, bu seni temize çıkarır.
Since the carriage man, the station master and the porter all definitely place Miss Wilkinson on that train to London, it leaves you in the clear.
Bununla birlikte, trene bindiğinden beri Bayan Wilkinson'un izine rastlayamadık.
However, we've been able to find no trace of Miss Wilkinson since she boarded that train.
Sen ve Bayan Wilkinson'la birlikte kompartmanda başka biri var mıydı?
Was there anyone else in the compartment with you and Miss Wilkinson?
Little Mede'e Bayan Wilkinsonla birlikte seyahat ettiğin halde ona istasyona eşlik etmedin.
Although you traveled to Little Mede with Miss Wilkinson you did not accompany her to the station?
Bayan Wilkinson'un ya da herhangi birinin asla duymasını istemiyordum.
I wouldn't like Miss Wilkinson to ever hear about it, or anyone else.
Şimdi, Bayan Wilkinson'un herhangi bir zamanda bir şey söylediğini, bir türlü baskı altında olduğunu gösterecek bir şey anımsayabiliyor musun?
Now, can you recall anything Miss Wilkinson said at any time, anything which would indicate that she was under some kind of stress?
Bana öyle geliyor ki, ceset muhtemelen Bayan Wilkinson olabilir.
It occurred to me that the body might possibly be Miss Wilkinson.
Bayan Wilkinson'u ben Marjorie'den daha iyi tanıyordum, ve cesedin ona ait olamayacağını daha önce söyledim.
I knew Miss Wilkinson much better than Marjorie did, and I have already said the body couldn't be hers.
Bayan Wilkinson'u ben öldürdüm.
I killed Miss Wilkinson.
Şimdi, Henry, Bayan Wilkinson'u öldürdükten sonra, cesedi ne yaptın?
Now then, Henry, after you had killed Miss Wilkinson, what did you do with the body?
Bayan Wilkinson'un kardeşi Lonra'dan çağırıldı, görüyorsun, ve biraz önce asistanıma morgdaki cesedin kesinlikle ona ait olmadığını söyledi.
Miss Wilkinson's brother was called down from London, you see, and he has just told my assistant that the body at the mortuary positively is not hers.
Sue Wilkinson, 159 Thornton Caddesi.
Sue Wilkinson, 159 Thornton Avenue.
- Tüm bunları Bay Wilkinson'a anlatın.
- Tell all that to Mr Wilkinson.
Albay Wilkinson'a.
Captain Wilkinson's.
İçeri gelin, Bay Wilkinson.
Come in, Mr. Wilkinson.
Charlie, Bay Wilkinson ile tanış.
Charlie, meet Mr. Wilkinson.
- Yukarıda görüşürüz.
WILKINSON : I'll see you up there.
- Yukarıda mı olacaksın?
SCHILLING : You'll be up there? WILKINSON :
- Yukarıda olacağım.
WILKINSON : I'll be up there.
Ritim gitarda John Wilkinson.
Rhythm guitar is John Wilkinson.
Wilkinson'ın Sekiz Numaralı Peklik Giderici Gevreği.
What was it? Wilkinson's Number Eight Laxative Cereal.
Kırmızı Süvarilerın taraftarları yılın çaylağı için bahse girdi kim herhangi bir sabah onun sakallarını Wilkinson üçlü jilet ile kesebilir.
The Red Horsemen's sure bet for Rookie of the Year who kills his stubble each morning with a Wilkinson Sword Tri-flex.
Wade Honeycutt beni Rebecca Wilkinson için terk ettiğinden bu yana hiç kazık yememiştim. Haysiyetine önem vermeyen bir kızdı.
I haven't been dumped since Wade Honeycutt threw me over for Rebecca Wilkinson, a girl who did not value her reputation.
Evet, lütfen, Matmazel Wilkonson'a sıcak ilginizi gösterir misiniz?
Yes, will you welcome, please, Miss Jane Wilkinson!
Sizinle tanışmak beni heyecanlandırdı, Bayan Wilkinson.
It's really been a thrill to meet you, Miss Wilkinson.
Jane Wilkinson'un kafasında ilgi duyduğu tek şey kendisidir.
Jane Wilkinson has got one interest in mind, Jane Wilkinson.
Asıl adı Jane Wilkinson, Amerikalı aktris.
She's Jane Wilkinson, the American actress.
Evet, Jane Wilkinson olarak son rolünü oynadı.
She gave one last performance as Jane Wilkinson.
Geçen gün burada Jane Wilkinson'la karşılaştım.
You know I got to meet Jane Wilkinson here the other day.
Carlotta Adams'ın repertuvarı konusunda bilgin var mıydı? Çok etkileyici bir Jane Wilkinson taklidi repertuvarda yer alıyordu.
Did you know that in Carlotta Adams'repertoire, there was an admirable impression of Jane Wilkinson?
Carlotta Adams'ın bir makyaj çantası vardı. İçinde onu Jane Wilkinson'a benzetecek bir peruk bulunuyordu.
Carlotta Adams had a make-up case which contained, among other things, a wig made so as to resemble exactly
Bakın, o Edgware'e gider ve Jane Wilkinson ayağa kalkar, doğru mu?
Look, she goes to Edgware in her Jane Wilkinson get-up, right?
Benim Jane Wilkinson taklidimden hoşlandı.
" He loved my Jane Wilkinson impression,
"O benim Jane Wilkinson talidimi beğendi".
"He loved my Jane Wilkinson impression."
Sayfanın başında şöyle yazıyordu : "O Jane Wilkinson taklidimi beğendi".
On top of the page, where it said, "He loved my Jane Wilkinson impression."
"O kadın benim Jane Wilkinson taklidimi beğendi" olurdu.
"She loved my Jane Wilkinson impression."
Daha sonra, Carlotta Jane Wilkinson'un peruğunu takarak otelden ayrılır.
Then, in her Jane Wilkinson wig, Carlotta leaves the hotel to exercise he!
Bu koşullarda, altın saçı, sesi ve davranışıyla Carlotta Adams,
And in these circumstances, Carlotta Adams with her golden hair, with her voice, with her mannerisms, passed herself off very convincingly as Jane Wilkinson.
Sör Montague'nün yemeğinde karşılaştığı Jane Wilkinson tarih ve sanat konusunda çok bilgili biridir.
The Jane Wilkinson he had met at Si! Montague's dinner was quite conversant in history and art.
Kavrayamadığımız bir nedenle bu Jane Wilkinson ona garip görünür, farklı bir kadındır.
But for reasons he cannot comprehend, this Jane Wilkinson seems a stranger to him, a different woman.
Doğal olarak Jane Wilkinson'u görmek onun için sürpriz olur.
Naturally he is surprised to see Jane Wilkinson.
Anlattıklarım gerçeğe uygun mu, Matmazel Wilkinson?
ls my story accurate, Miss Wilkinson?
Bir imza verir misiniz, lütfen?
Miss Wilkinson, can I have your autograph, please?
- Darley Wilkinson'dan mı bahsediyorsun?
- The Darley Wilkinson thing?
Jane Wilkinson rolünü hiçbir hazırlığı olmadan inandırıcı bir biçimde oynar.
And even if she hadn't, there was provision for that.
- Bu sana.
Please, Miss Wilkinson, I got a tall one.