Willy traduction Anglais
2,299 traduction parallèle
Eşek şakası yapıyorsun.
You're making the willy chilly.
Pipi.
My... my willy.
Sırada başka aptal saptal bir miras videosu var.
That concludes another silly-willy video will.
- Buradakiler bana Willie der.
- The people here call me Willy.
Kurtar bizi, Willie!
Liberated us, Willy.
Ben Willy Wonka.
I'm Willy Wonka.
Kahretsin, kendimi Willy Wonka gibi hissediyorum. Bu güzel çikolatanın tamamını...
Damn, I feel like Willy Wonka, all this sweet chocolate up in this...
Öyleyse yan komşum Billy de çağırsam birlikte bu işi yapmayı planlıyorduk.
Is it good that my friend Willy search, he lives next door. We planned to do this together.
Onu dinlememize gerek yok.
I've been here five years, Willy.
Beş yıldır buradayım Willy.
I'm your supervisor.
- Bir stilin olmalı Willy.
You're gonna need to pick out a style, Willy.
- Öyle mi, nasıl?
- Like what? - Willy Beachum's office.
- Willy Beachum'un ofisi. - Bilmem, belki...
- Maybe... classic.
- Kol düğmeleri ve dizlikleri de olmalı.
Just makes sure it comes with cuff links and kneepads. - Willy.
- Willy.
- Oh.
Bu bir kemer Willy.
It's a cummerbund, Willy.
- Willy?
Willy?
Willy hadi aç şu telefonu.
Willy, come on. Pick up the phone.
Willy, hala fiilen burada çalışıyorsun değil mi? Doğru mu?
You do still actually work here- -
Haydi Willy.
Come on, Willy.
- Hey Willy, Flores.
- Hey Willy, it's Flores.
- Bu bir test Willy.
This is a test, Willy.
Seni yargılamıyorum, Willy.
Oh, no, I'm not- - I'm not judging you, Willy.
Burada hiçbir şey yok Willy.
- There's nothing in it, Willy.
Bak ne diyeceğim, sana Willy dememde bir sakınca var mı?
Tell me something. Does it bother you that I call you Willy?
Willy...
Willy.
Willy, avukatım olma konusunu bir düşünmeni isterim.
Willy, I'd like you to consider becoming my lawyer.
Ama endişelenme Willy.
But don't worry yourself, Willy.
- Hey Willy, yaşlı kurt.
- Hey, Willy, old sport.
Bir şeye ihtiyacın var mı Willy?
Have you got everything you need, Willy?
Ne oldu? Artık dost değil miyiz?
What's the matter, Willy, aren't we friends anymore?
Ama sanırım Jennifer gelemeyecek Willy, ne dersin?
But I don't think Jennifer's gonna make it, Willy. Do you?
Üzgünüm Willy.
I'm sorry, Willy.
Beyaz et mi siyah et mi istersin?
- White or dark meat this time, Willy? - I think Willy's already chosen... the dark side. - Oh, it doesn't matter, Your Honor...
Pekala, hepimizden daha avantajlı durumda olduğuna göre, Willy'ye yeteneklerini daha yüce değerler için kullanabileceğinden bahsetmemizin bir sakıncası yoktur umarım.
Well, since you have the advantage on all of us... surely it won't bother you if we just mention... to Willy that he could put his talents to more noble use.
Her neyse, Willy davadan ayrıldı yani...
Anyway, Willy's off the case, so...
Şimdi öyle görünmeyebilir Willy ama her şeyde bir hayır vardır.
Well, it may not seem like it now, Willy, but it's really a blessing in disguise.
Henüz bizimle işin garanti değil Willy.
You're not in yet, Willy. You pulled a stunt.
Elinde başka ne var Willy?
What else you got, Willy?
- Willy sen neden bahsediyorsun?
- What are you talking about?
Ve senin kaçırdığın nokta şu Willy bu, kaset kayıtlarını yakaladığımız bir sapık.
And the point is, that you're missing, Willy... he's a psycho we just caught on tape.
Willy?
Willy?
O da neydi?
What was that? Willy?
Hadi Willy, biraz keyfini çıkarmama izin ver yaşlı kurt.
Oh, come on, Willy. You gotta let me enjoy this just a little bit, old sport.
Bana gerçekten iyi davranman gerekiyor Willy.
You really need to be nice to me now, Willy.
Sana yardım etmeyi gerçekten denedim Willy.
- I really tried, Willy. - Hey, hey, hey.
Hepimiz zaman zaman kaybederiz Willy.
We all lose, Willy.
Willy, orada mısın?
Willy, can you hear me?
- Willy.
- That's what I'm saying.
- Sen bir kazanansın, Willy.
You're a winner, Willy.
Willy Beachum.
This is Willy Beachum.