Wink traduction Anglais
898 traduction parallèle
Marketteki nine geldi, tüm gece uyuyamadım.
The grandmother from the supermarket came to visit me last night. So, I didn't sleep a wink.
Demek istediğim yani onlar bazı şeyleri görmezden geliyorlar.
What I mean is, they'ave to wink at some things.
Bütün gece uyumadı.
He didn't sleep a wink.
Akşam gözüme uyku girmedi.
Didn't sleep a wink.
Sam, ne yaptı dersiniz? Bana yan baktı, şeytanca göz kırptı ve kapıyı suratıma kapattı.
He leered at me, gave me an evil wink and slammed the door in my face.
Beni terk ettiğinden beri gözüme uyku girmedi.
I haven't slept a wink since you left me.
Herhangi bir sonuca varamadım ama bu şekilde bile, tüm gece gözümü bile kırpmadım.
I reached no conclusion... but even so, I didn't sleep a wink that night.
Yol serbestse bana selektör yapar.
If it's clear ahead, he'll wink back at me.
Goldez'le aynı odada kalıyorum, dün gece hiç uyumadı.
I room with Goldez, and last night he didn't sleep a wink.
Bana göz kırpma.
Don't you wink at me.
Benim hukuk anlayışıma gülüp ötekine göz kırpıyorsunuz.
I understand you laugh at my kind of law and wink at the other.
Kadınlar bana göz kırpardı.
Women would wink at me.
Ne kadar yorgun olsam da bu gece gözümü kırpacağımı sanmıyorum.
As tired as I am, I don't think I'll sleep a wink tonight.
Gözümü kırpmayacağım.
I won't sleep a wink.
Hem de hiç.
Not a wink.
Bu olay olduğundan beri gözüme hiç uyku girmedi.
I've hardly slept a wink since it happened.
- Gözümü bile kırpmadım.
- Not a wink.
Derhal.
In the wink of an eye.
Bu gece meraktan...
I won't sleep a wink tonight...
Dün gece seni düşünmekten gözüme uyku girmedi.
I didn't sleep a wink last night thinking about you.
Gözümü bile kırpamıyorum.
I can't sleep a wink.
- Sonuncuyu içine atabildin mi? - Attım.
- Have you tiddled your last wink?
Gözüme uyku girmedi.
I didn't sleep a wink.
Hatta çok neşeliyse sizlere göz kırpar
If the moon is still awake you'll see him wink his eye
Bir dakika bile uyku tutmuyor.
I can't sleep a wink.
Bütün gece, o gürültüde gözlerimize hiç uyku girmiyor.
We can't get a wink of sleep with all the noise!
Gözümü bile kırpmadım.
I couldn't sleep a wink.
Ben de gözümü kırpmadım.
I didn't sleep a wink either.
Biraz kestirdim.
I caught a wink or two.
Evde bu hayvan varken gözüme uyku girmez.
I won't sleep a wink with that brute in the house.
Burada inşa ettiğimiz bu küçük evde dallar, yapraklar ve çiçeklerle.. yumuşak rüzgarla yıldızlar bize göz kırpıyor.
Here, in the little house we build with branches and flowers and leaves, open to the soft wind and the stars that wink and blink.
Hayır, geri ödenecek tüm o para, gözümü uyku girmedi.
No, all that money to pay back, I wouldn't sleep a wink.
Seninle cennette bulusurum zamanin durdugu yerde.
But not so gloomily, my love. I'll meet you in Elysium... ... where an age of years is just a wink of time.
- Gözümü kırpmadım.
- I haven't slept a wink.
Gözüme uyku girmedi. Bir kurtarma timi oluşturdum.
I couldn't sleep a wink so I collected a rescue squad.
Gözümü kırpmadım.
Not a wink of sleep.
Elmalı pastayı göz açıp kapatıncaya kadar pişirebilirim.
I can bake an apple pie as quick as I can wink my eye
Çünkü bu olanlardan sonra bütün gece gözümü kırpmayacağım bile.
And, of course, with all this, I won't get a wink of sleep.
Bu yaşlı kadın bütün yaz gözünü kırpmadı.
This old woman has not slept a wink all summer.
Lily ben yatacaktım ama gözüme uyku girmedi.
I'm going to bed, Lily, but I shan't get a wink... and you know why.
Artık onu affetmeniz gerekir Yoksa hiçbirimizin gözüne uyku girmeyecek.
You'll have to forgive her or none of us will get a wink of sleep.
Geçtiğimiz hafta, birazcık bile uyumadım.
This last week, I haven't slept a wink.
Bir dakika dur, şu anda uyuyor.
I'm going to bed, too, but I'm afraid I won't sleep a wink.
Helen, bu dünyadaki her şey bir an için bizim, sonra yok.
Everything the earth is full of, Helen. Everything on it that's ours for a wink.
Gözümü bile kırpamadım.
I didn't sleep a wink.
Az kalsın kalbim duracaktı. O gece nasıl uyudum sormayın.
I didn't sleep a wink.
Böylece size daha kolay gelmiş olabilir, ama ben sonra uyuyamadım.
It might be easy for you to forget, but I didn't sleep a wink after you left.
Göz kırpın.
You wink.
Gece uyumadım.
I didn't sleep a wink.
Gözümü bile kırpmadım.
Couldn't sleep a wink.
Gözüme hiç uyku girmedi.
I thought about you all last night, couldn't sleep a wink.