Wounds traduction Anglais
5,363 traduction parallèle
- Uyumlu savaş yaralarım var artık.
I got, uh, matching war wounds. Ouch.
Yaralar olay yerinde bulunan uzun bıçakla eşleşiyor.
Wounds are consistent with the stiletto knife found at the crime scene.
Eğer aynı yara onlarda da varsa, neyle öldürüldüklerini buluruz belki.
If they have the same wounds on the back of their neck, maybe he can find out what killed them.
Yaraların bazıları derin.
Some of the wounds are deep.
Kurbanların ikisi önemli insan ısırığı izleri taşıyor ve diş kayıtları o ısırıkların diğer kurbanlardan geldiğini doğruluyor.
Two of the victims sustained significant human bite wounds, and dental records confirm that those bite wounds came from other victims.
Tanrım...
God's wounds.
Ölüm sebepleri çoklu kurşun yarası.
C.O.D.'s multiple gunshot wounds.
Kurbanların hepsinde çoklu kurşun yarası var.
All victims have multiple gunshot wounds.
Hastaneye boynunda şüpheli yaralar bulunan iki çocuk getirilmiş.
Two kids were admitted to the hospital with suspicious wounds on their necks.
Ah, askeri cerrahlar blast yaraların üzerine kullanmaya başladım Afgan savaşı sırasında...
Uh, military surgeons started using it on blast wounds during the Afghan war...
O patlamada ise Peki, o şarapnel yaraları açıklıyor.
What if she actually survived that attack? Well, if she was in that explosion, that would explain the shrapnel wounds.
Savunma kaynaklı hiçbir yara bulamadım, yani eğer burada bir kavga olduysa bu adamın o kavgayla bir ilgisi olduğunu sanmıyorum.
I didn't find any defensive wounds. So, if there was a fight out there, I don't think this guy was in it.
Bu, neden savunmaya bağlı bir yarası olmadığını açıklar.
It would explain the lack of defensive wounds.
Hala savunmaya bağlı yara izi bulamadım ama DNA için tırnaklarına bakınca bunu buldum.
Still no indication of defensive wounds, but I did find this when I checked his nails for DNA.
Ajan Coulson'a bu enjekte edilmiş ve tam anlamıyla birkaç dakika sonra yaraları hücresel yenilenme belirtileri göstermiş.
Agent Coulson was injected with that, and literally minutes later, his wounds showed signs of cellular regeneration.
Tamam, poponda 2 tane kurşun yarası olduğunu biliyorum ama onlara "kıç deliklerim" demeyi kesmelisin.
Okay, I know you have two bullet wounds in your butt, But you've gotta stop calling them your "buttholes."
Bıçaklama yaralarını unutuyorsun.
You're forgetting about the stab wounds.
Hiç bıçaklama yarası görmedik.
We didn't see any stab wounds.
Aslında Dan McLane'in karnında iki küçük bıçaklama yarası var.
There actually are two small stab wounds to Dan McLane's abdomen.
Bıçaklama yaraları rapor edilmemiş çünkü aniden alınmadan önce cesedi muayene edemedim.
Stab wounds couldn't have been reported because I hadn't examined the body before he was snatched away.
Karın bölgesindeki iki yara, boğazı kesen bir kesici tarafından izleniyor.
Two wounds to the midsection followed by a Ripper-like throat-slashing.
Karnında iki bıçaklanma yarası var ve boğazı kesilmiş. Aynı yöntem.
Two puncture wounds to her abdomen and her throat was cut- - same M.O.
Anne ve oğlunun cesedi yukarıda, pek çok bıçak yarası var.
Bodies of the mother and son, they're upstairs, multiple stab wounds.
Daha çok delinmiş gibi.
Looks like puncture wounds.
Görünüşe göre, kurban birden fazla silah yarası yüzünden ölmüş.
So it looks like our victim was killed by multiple gunshot wounds.
Ne nefsi müdafaa, ne de boğuşma izleri vardı.
No defensive wounds, no sign of struggle.
Kurşun yaraları hatırladığımdan farklı şekilde vücuda etki etmiyorsa tabii.
Unless gunshots wounds spread differently than I recall.
Yaralar yüzünden ateşim de vardı.
And I had fever from the wounds.
Hasta Rikers'tan dört bıçak yarasıyla geldi, tüm yaralar göğüs bölgesinden.
Patient's coming out of Rikers with four stab wounds, all punctures to the thoracic region.
Kesinlikle Toby'nin yaralarından sıçramamış.
That definitely didn't come from Toby's wounds.
Göğsünde 4'lü gruplar hâlinde 28 delik var.
28 puncture wounds to the chest in groups of 4.
Yaralar arasındaki uzaklıkta mikroskobik farklar var.
There are microscopic differences in the distances between the wounds.
Göğüsteki izlerden haberi olan bir polis arada bağlantı kurmuş.
A cop that had heard about the chest wounds and made the connection.
- Ve bileklerindeki yaralar iyileşmiş.
And wounds on her wrists that have healed.
Aynı imza ama delikler diğerlerinkinden daha büyük ve aralıkları da aynı uzunlukta değil.
Same signature, but the puncture wounds are bigger than the other ones, and they aren't the same distance apart.
Yaralar da daha derin ve şiddetli görünüyor.
The wounds look deeper and more forceful, too.
- Demek işkence yaraları sokmalardan kopya edilmiş.
So those torture wounds copied the stings.
Tabii onu öldürmemiştin çünkü vücudunun dört bir yanında işkence yaralarıyla hastanede yatıyor şu an.
Except you didn't kill this one, because she's laying up in a hospital room with torture wounds all over her body.
Üzerindeki dikdörtgen kesik izleri Biftek bıçağı kullanıldığını gösteriyor.
These, uh, rectangular wounds exhibit a serration of a steak knife.
Şuna baksana. Bay Linder'ın bacağındaki yara Bu yaralarda kullanılan bıçağın bıraktığı izlerle aynı.
Look at this- - the wound on Mr. Linder's leg exhibits the same distinct blade flaw as these wounds.
Karnında bir düzine bıçak yarası izi var.
Dozen stab wounds centered around her stomach.
Size söyledikleri başka şey zamanın yaraları iyileştirdiği.
Another thing they tell you is that time heals all wounds.
Cesur koçun alnında yara eksik olmaz.
Brave ram can't be without wounds.
Sen taze kaybının yarasını iyileştirirken, ben Güney Amerika piyasasına giriyorum.
And while you nurse the wounds of your new loss, I'm already breaking in to the South American market.
- İki kurşun yarası mı?
Two bullet wounds?
Ancak götüm bu kadar sıkışıkken senin burada oturup yaralarını sarmanı kabul edemem.
But I can't afford you sitting here licking your wounds while I get my ass handed to me.
Yüzbaşı Sean Renard. Üç yarası var, sağ üst ve sol altta.
Police Captain Sean Renard... three wounds, right upper, left lower.
Başının arkasında dört tane yara vardı.
He had four wounds on the back of his head.
Başının arkasında dört tane yara var.
He's got four wounds to the back of his head.
Yaralara neyin yol açtığına dair bir fikriniz var mı?
You have any idea what made the wounds?
Karnında iki delik var.
Okay, two puncture wounds in the abdomen.