English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ X ] / Xerox

Xerox traduction Anglais

216 traduction parallèle
Bunları fotokopi yapmak servete mal olacak, Bell.
It's gonna cost you a fortune to Xerox that, Bell.
Belki de fotokopi yaptırmayacağım.
Maybe I'm not going to Xerox it.
"Belki fotokopi yaptırmayacağın..." ne anlama geliyor?
What does that mean... maybe you're not going to Xerox it?
Xerox biliyor olabilir.
I'll have to hand him the Xerox.
New York Times makalesinin baskısını çıkarmalıyım.
I gotta xerox that New York Times article.
Bir sayfayı al, fotokopisini çek, Eddie Johnson'a götür.
Take a page, Xerox it, get it to Eddie Johnson.
Xerox makinen olmaması ne kötü.
It's too bad you didn't have a Xerox machine.
Fotokopi odasını görmek için sabırsızlanıyorsundur.
I'll bet you can't wait to see the Xerox room.
Sonra da fotokopiciye.
Then to the Xerox shop.
Bu yılın denetim raporlarını inceleyip en kötü hataları bulabilir ve fotokopiyle çoğaltıp herkese dağıtabilirim.
I go through this year's audits, find the biggest mistakes, Xerox them and pass them around.
Yazıcımız arızalı...
The local Xerox machine is on the fritz...
Yazıcıyı tamir ettirmiş.
The Xerox has been mended.
Orijinali yazdırmayı düşündüm ama- -
I thought I'd Xerox the originals...
Yapmam gereken, sanırsam, birkaç kopya daha yazdırıp...
What I ought to do, I think, is just Xerox a few copies...
Bir fotokopinin kabul edilmesine itiraz ediyoruz.
We object to the admission of a Xerox photocopy.
Jüri Bayan Costello'nun fotokopi ile ilgili ifadesini dikkate almayacaktır.
The jury will not consider the testimony of Miss Costello regarding the Xerox form.
Hemen ilgilenip size benim kopyamın fotokopisini vereceğim Bay Perez.
I'll straighten that out and get you a xerox of my copy, Mr Perez.
Dinle, buralarda bir fotokopi makineniz yok mu? Evet.
Listen, you wouldn't have a Xerox machine around here?
Yazıcıdan mı?
On a Xerox?
Arkadaşın makineyle foto- -
He's been making Xerox cop...
Arkadaşın makineyle fotokopi alıyordu, herhalde çalıştığı yerdeki makinelerden.
He's been making Xerox copies, probably on a machine where he works.
Alt kattaki fotokopicide çalışıyorum.
Well, I work in the Xerox shop downstairs.
Fotokopicide müşterilerin benimle alay edişini duyuyorum.
I overhear the customers at the Xerox shop making fun of me.
Sen onu XEROX'a anlat.
TELL THAT TO XEROX.
Kişisel olarak IBM, Xerox, Dupont, Polaroid...
And I personally handle IBM, Xerox, DuPont, Polaroid... Excuse me.
Fotokopiye gitmeye vaktim yok.
I don't have time to Xerox it.
Fotokopiye gidiyordum çünkü bunlara beşe kadar ihtiyaçları varmış.
Um... I was, uh... I was going to the Xerox room cos they needed these by five o'clock.
Brendan'a Transit'in anahtarını, bir sözleşme fotokopisi kasadan da biraz mazot parası ver.
Give Brendan the keys to the Transit, a Xerox for the contract and some money from petty cash for petrol.
Kontrol ettim, fotokopide "2" düzgün çıkmamış, "3" gibi görünüyordu.
I looked it up. On the Xerox of the yellow sheet the "2" was smudged and it looked like a "3".
Orada bir fotokopi makinen var mı?
You got a Xerox machine over there?
Shirley, Gambini ve Rothenstein dosyasının Bay Gambini için fotokopisini çeker misin?
Shirley, can you Xerox all the files on the Gambini / Rothenstein case for Mr Gambini?
Fotokopi makinasıyla bir randevu kazandın.
You've got a date with the Xerox machine.
Bir kağıt parçasının fotokopisi.
It's a Xerox of a piece of paper.
Bir fotokopinin üzerinden geçmek gibi mi?
Like what - draw over the top of a Xerox or something? Well
Programımın fotokopileri için, sürekli fotokopi odasına gitmenin nedeni nedir?
Why are you running to the Xerox room for copies of my schedule?
Ama önce fotokopi odasında kağıt bulmalıyım.
- If I could just find the paper in the Xerox room.
- Hiç kağıt yok. Fotokopi kağıdımız, resim kağıdımız ve kurşun kalemimiz yok ama bol öğrencimiz var.
I mean, we're out of xerox paper and art paper and we're short on pencils.
Bu bir mönü fotokopisi.
- This is a Xerox of a menu.
- Fotokopi makinası nerede?
Where's the Xerox machine?
Şimdi de bunu çoğaltıp okulun her yerine asacağım.
All right then... I'll Xerox this and post it around the school!
Boyum fotokopiye yetiştiğinden beri onları yanımda taşıyorum.
I've had them since I was big enough to Xerox.
- İnsanları çoğaltıyorsun.
- You xerox people.
Bu fotokopi. Orijinali nerededir?
That's a Xerox, you know where the original might be?
Dava esnasında arama izninin fotokopisi vardı.
During the trial, there was a Xerox of the arrest warrant.
- Fotokopi mi çekmiş?
- He Xerox it?
Çıplak haliyle Xerox'daki kız mı yoksa büyük bir kavanoz reçel mi?
The girl from the Xerox place, buck naked or a big tub of jam?
Bir Xerox makina değil aldığınız!
You're not paying for a Xerox machine!
Planların kopyalarını alıp, sabaha geri getirirsin.
And then you xerox the plans and get them back by morning.
Fotokopi makinası çalışmaya başlamadı mı daha?
Fabulous. Is that, uh, Xerox still on the fritz?
Bir fotokopi makinesine ne dersin?
How about a Xerox machine?
Fotokopi makinesi yok.
No Xerox.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]