Yaratık traduction Anglais
7,893 traduction parallèle
Bana itaat et yaratık.
Obey me, creature.
Şunu ölü bir yaratık haline getireyim.
Make that a dead freak.
Supernatural'ın ilk bölümleri, her hafta bir yaratık formülü ile ilerliyordu.
The early days of "Supernatural" followed a simple monster-of-the-week formula.
Bundan sonra dizinin haftalık yaratık dizisinden daha fazlası olduğunu gördük.
For all those reasons, we realized the show could be a lot more than just a weekly monster show.
Sadece ormana dalıp yaratık arıyorlardı.
There were no turns. It was just walking through the woods and looking for a monster.
Ayrıca güzel bir yaratık yapacak kadar paramız da yoktu.
And we didn't have the money to pull off a really cool monster.
Garip, kauçuk kostümlü alevler içinde bir yaratık vardı.
It was a bizarre kind of a character in a latex costume, and he catches on fire.
Buradaki her ruh bir yaratık.
Every soul here is a monster.
Bazen klasik yaratık dizisi oldu.
It's been a classic monster movie.
Kahraman kızı kapar, yaratık pabuçları diker.
The hero gets the girl, monster gets the gank.
Burada ben kalmalıyım yaratık!
I shall stay, beast!
Ne tarz bir yaratık olayının içine girdim ben?
What kind of Creature Feature did I sign up for?
Normalde genelleme yapmam fakat Phylicia Rashad hariç kendisiyle O'hare havalimanında beklerken konuşmuştum tüm kadınlar çok duygusal ve derinden kıskanç yaratıklardır.
Now, I typically don't like to generalize, but I will say, with the exception of Phylicia Rashad, whom I once chatted with on a layover at O'Hare airport, all women are highly emotional and deeply jealous creatures.
Kısa süreli talep, tehdit edilmeden yaratıkların uzun süreli kurtuluşu ile tanışabilir.
The short-term demand can be met without threatening the long-term survival of the species.
Bana itaat et aptal yaratık!
( groans ) Obey me, fool beast!
Bugün Asgardian yemeyeceksin, çirkin yaratık!
You'll not feed on asgardian today, beast!
Büyük mavi yaratık. Tüylü boynuzları var.
Big, blue creature, furry horns, you know?
Kaybol, yaratık!
Begone, beast!
.. tek yaratık.
.. and ponder our place within it.
Dağların tepelerinde, kökenimize göz atmamızı sağlayan bir yaratık yaşıyor.
High in the mountains lives a creature that allows us to glimpse our origins.
Beyin ve kastan oluşan üstün bir yaratık.
A superior creation of brain and brawn.
Hulk "muhteşem yaratık" değil mi?
Isn't hulk "ultimate creation"?
Ne şeker bir yaratık bu ya.
Oh, what a cute little critter!
Minik yaratıkların uçakları kemirdiğine dair eski bir havacılık batıl inancı.
Old air force lore, little creeps who rip up the insides of planes.
Kafesin içinde eli kolu bağlı tutulmayı hayal edebilir misiniz? Sonunda salınırsınız, buz büyüleriyle ve... efsanevi yaratık kartlarıyla kahrolmak şartıyla.
Can you imagine being kept in a small cage, barely able to turn around, and then finally let out, only to be blasted by Arctic ice spells and legendary creature cards?
Dünyaca ünlü Gadnuk, yaratık kartı oynuyor.
Gadnuk, Breaker of Worlds, plays a creature card.
Şimdi Gadnuk'un oynadığı her kırmızı yaratık kartı, fazladan bir atak yapacak.
Now every red creature Gadnuk plays will have a plus-one attack.
Paslı çivilerle, zincirlerle ve zillerle kaplı Krampus adlı yaratık.
Oh, and the creature-like Krampus with his rusty nails... and chains and bells.
Çünkü onun büyüttüğü bu yaratık bir guguk kuşu civcivi.
That is because she is raising an alien... the chick of a cuckoo.
Bu adı su aygırı olan efsanevi bir yaratık.
This is a mythical creature called a hippo.
Işık sihrini, onunla bütünleşmiş olan kişiden söküp almak amacıyla yaratıldı. Ama etkisi kalıcı olacaktır.
It's designed to take away light magic from those who choose to part with it, but the effect would be permanent.
Görüyor musun? Bir şey eğlenceli olduğu için bağımlılık yaratıyorsa, bir yere kadar.
No, see, if something's addictive because it's fun, that's one thing.
Kaçak avcıları... İnsanları değil vahşi ve nesli tükenmekte olan yaratıların kırımından sorumlu olanları.
Poachers... not people, responsible for the decimation of hundreds of wild and endangered species.
Onlar yaratıcılık eserleri.
They're state-of-the-art.
Kış Askerinin yaratıldığı HYDRA üssü.
Location of the HYDRA base where Winter Soldier was created.
Sence bu dünyada tek başına, sadece yaratıcılık ve yeteneğinle hayatta kalmayı başarabilir misin?
I mean, do you really believe that you can still succeed out here in the real world based solely on your own, uh, ingenuity and... And talent?
Dev yaratık!
Woman :
Ve beni rahatsız eden asıl şey sonuncudaki yaratıcılık.
You know, it's the lack of effort on that last one that really gets me.
Bu yaratığa "Hiçlik" diyorlar, yaşayan karanlık.
It is a creature known as null, The living darkness.
Tek bir kırık pencere bile antisosyal davranış için ortam yaratır.
Even one broken window creates the condition for antisocial behavior.
Tüm yaratılanlar arasındaki en önemli varlık olduğumuz inancından insanlığın evrendeki gerçek yerini ortaya çıkarıp en eski köklerimize göz attık.
From believing we were the most important creatures in all creation we have uncovered humanity's true place in the cosmos and glimpsed our earliest origins.
"Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı ve yer boştu, yeryüzü şekilleri yoktu her yer engin karanlıklarla kaplıydı ve Tanrının Ruhu suların üzerinde dalgalanıyordu ve Tanrı," Işık olsun. "diye buyurdu ve ışık oldu." Yaratılış Bölümü, Eski Ahit
.. and the earth was without form and void and darkness was upon the face of the deep. " And the spirit of God moved upon the face of the water and God said, Let there be light'..." .. and there was light.
Bir şeye gönül verip her şeyinizi ortaya koyduğunuzda insanların önemsememesi biraz hayal kırıklığı yaratıyor.
You know, when you put your all into something, it's kind of a bummer when people don't seem to care.
Kanka, yaratık gibi.
Dude, he's, like, a beast.
Daha çok, hayal kırıklığı yaratıyor gibi hissediyorum.
I feel like I'm inspiring frustration more than anything.
Buralarda dayılık taslayanlar pek yaratıcı değiller.
Bullies around here aren't very imaginative.
Krampus hala yakalanamadı. Yaratıcı davranmak zorunda kaldık.
Krampus is still out there, so we're forced to be creative.
Hastane - Cenaze monotonluğunda farklılık yaratıyor herhalde.
Guess it breaks up the monotony of doctor visits and funerals.
Kara deliklerin devasa püskürtüleri bir yıldız fabrikası oluşturmak için gereken kıvılcımı yaratıyor.
THE BLACK HOLE'S COLOSSAL JET IS THE SPARK NEEDED TO CREATE A STAR FACTORY.
Benim kızım ne zaman böyle bir yaratığa dönüştü? Ve neden ben bu yaşımda kızıma kendine gelsin diye çorba veriyorum?
How it is that my daughter became such a beast and why it is that at my age, I have to serve hangover soup to my daughter?
Kuantum mekaniği, birlikte aynı olay içerisinde yaratıldıklarından dolanık olduklarını söyler.
Quantum mechanics says that, because they're created together, they're entangled.