English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ Y ] / Yazmıyor

Yazmıyor traduction Anglais

1,448 traduction parallèle
Hey Ryan. Raporda adamın Bay Coleman'ın cüzdanını istediği yazmıyor muydu?
Hey, Ryan, didn't the report say the carjacker demanded Mr. Coleman's wallet?
Evet, sal mültecisi demek. Ama bu telefon kaydında aramayı yapan şahsın kim olduğu yazmıyor.
Yes, the rafters, you see, but this phone record doesn't say who the individual was that made the call, right?
Doğru, yazmıyor.
- No. It doesn't.
Brooks'un onu ne yaptığı raporda yazmıyor.
The report doesn't say what Brooks did with it.
- Üzerinde adres yazmıyor.
But there's no address on it.
Tahtada hiçbiri yazmıyor.
Not one of which do I see on that board.
Aaa, üstünde yazmıyor.
Who are these from?
O da sürekli yazıyor, keza çok uzun zamandır yazmıyordu.
She's just been writing. She hasn't been in at all, huh?
Yazmıyor. Buyurun.
It's not working.
Orada "Azerbaycan" yazmıyor mu?
That doesn't say "Azerbaijan"?
Aslında kartta fotoğraf çektir yazmıyor.
The card doesn't say take a photo with a stranger in a photo booth.
Yazmıyor mu?
No?
Levhada "yaşayan köpekler yıkanır" yazmıyor.
Your sign doesn't say "live dog groomer."
Evraklarda öyle yazmıyor.
That's what the paperwork says.
Kimin oğlu olduğu yazmıyor.
It doesn't say whose son.
Başkanlar da kendi konuşmalarını yazmıyor.
Presidents don't write their speeches.
Listede bugün için teslimat yazmıyor.
I don't have any deliveries on my list today. This is the front gate, right?
İsmi yazmıyor.
There's no name.
Öyleyse neden yazmıyor?
Then why doesn't he?
- Defterlerde yazmıyor. Ona kaydetmeye paramız yok, yani teknisyen yok, CD'ler yok, yani NTL Plak yok.
Well, whatever we made off them, I can't find it in the books which means we can't afford to record her, which means no masters, which means no CDs, which sure as hell means no more NTL Records.
Frédéric senaryo yazmıyor mu?
Isn't Frédéric writing one?
Bu odunlarda kimsenin adı yazmıyor.
No name written on this wood!
- Ne? - Orada öyle bir şey yazmıyor!
That's not in there.
hiçbirşey yazmıyor.
Nothing at all.
Burada kaç kişi oldukları yazmıyor.
I mean, it doesn't... It doesn't say how many of them there were.
Üzerinde kız çantası olduğu yazmıyor.
There's no such thing as a girl's backpack.
- Bilmem. - Burada 18G yazmıyor mu?
- That says 18-6?
- Ulaştığım raporların hiçbirinde bu yazmıyor.
- Not on any record I've found.
Musluğun üstünde "NO DRl NK" falan yazmıyor.
It doesn't say "no drink" on it.
Gazete yazmıyor mu nasıl kaçtıklarını?
Didn't the newspapers say?
Kendi rızasıyla olup olmadığı yazmıyor, ama...
It doesn't say whether it was with or without her consent, but...
Ama... Tüm bunlar polise verdiği o raporda yazmıyor muydu?
But wasn't all that covered in the police report that she filed?
Ama burada yazmıyor.
Which doesn't seem to be here in your record.
Üzerinde yazmıyor. Böyle şeyler için endişelenmem gerekmiyor.
Well, I'm not supposed to worry about stuff like that.
Internet profilinde pek bir şey yazmıyor.
Yet. What about you?
Burada çocuğu olup olmadığı yazmıyor.
It isn't written here whether she had a child.
Kim görebilir kim göremez, kutsal kitapta yazmıyor ya.
It's not written in stone who can see and who can't
Günümüzde artık kimse mektup yazmıyor.
No one writes letter nowadays.
Hayatının aşkı için en iyi hediye olduğu yazmıyor ama... kesinlikle öyle.
Doesn't say it's the perfect gift for the love of your life, but obviously it is.
Baban sana hiç yazmıyor!
- who never writes or cares about you?
Hayır, öyle yazmıyor.
No, that is not what it says.
Üzgünüm, adınız yazmıyor.
Sorry. I'm not showing anything here.
Bahisleri yazmıyor mu?
He doesn't write down his bets? No.
Yukarıdan aşağı 7'de "kutsal vücut" yazıyor. Ama o "Uma Thurman" yazmış.
The clue for seven down is "celestial body".
Yukarıdan aşağı 7'de "kutsal vücut" yazıyor. Ama o "Uma Thurman" yazmış.
The clue for seven down is celestial body.
Hiçbir yerinde "yardakçı" yazmıyor.
It doesn't say "stooge" anywhere.
İçlerinden hatırladığım birisinde, bankerlerden biri "Enron bu anlaşmalara bayılıyor." yazmıştı.
Oh, for instance, one email I remember, where the banker writes,'Enron loves these deals.
İçlerinden hatırladığım birisinde bankerlerden biri "Enron bu anlaşmalara bayılıyor." yazmıştı.
Oh, for instance, one email I remember, where the banker writes,'Enron loves these deals.
Parça yazmıyor.
He's not writing any songs.
Tabi ki senin adın yazmıyor ama arkasına numaranı yaz cep telefonunu.
This is so Gotham City
Dördüncü bölümde "Luxmore'lar tropikal bitkileri araştırıyor," yazmışsın.
In Chapter Four, you wrote,'The Luxmores were researching tropical plants. "

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]