Yazılı traduction Anglais
12,425 traduction parallèle
Damon Boone'la ilgili yazılı bir açıklamada bulunup ona ne kadar saygı duyduğumu belirtmeliyim.
Release a statement about Damon Boone and how much I respected him.
Yazılı olsun.
In writing.
Yazılı ifadesi masanda duruyor.
Statement's there on your desk.
- Nasıl yazılıyor?
How do you spell that?
Tarih kalemle yazılır hakikat demir ağlarla boydan boya bu ülkeye çakıldı.
For history is written in pencil... And the truth is carved in steel across this nation.
Sanki yazılımı ilk durumuna getirilmiş gibi.
It's like her software's been reset.
Çünkü anlaşmanda, açıkça tüm değişikliklerin yazılı olarak onaylanması gerektiği yazıyor.
Because as your deal plainly states, any and all changes must be agreed to in writing.
- Bu, tarihin yazılışı.
This is history in the making.
Yazılı bir testi geçti, tıpkı diğer çavuşların yaptığı gibi.
He passed a written test, just like every other sergeant did.
İlla ki yazılı çıktı dosyalarda vardır.
There must be hard copies.
- Yazılı bir şey almayı düşünemedin mi?
You ever think about getting something in writing?
Tariq Aziz'den yazılı kağıt aldın mı?
Did you take it in writing from Tariq Aziz?
Yazılı bir belge almadı.
He didn't have anything in writing.
Saddam'dan yazılı kağıt mı istiyorsun?
You need me to get something in writing from Saddam?
Kendi hayatımı riske atma hakkım var mı, yoksa bunu da mı yazılı istiyorsun?
Do I have the right to risk my life... Or should I get that in writing too?
Emirlerin yazılı gelmesini istemiştim, Bay Kohli, ama elime geçmedi.
Mr. Kohli, I could've insisted for written orders... But I am not.
Boktan bilgisayarına casus yazılımı kurdum.
I installed spyware on Cuntress'laptop.
Doktorum, içinde "umut" yazılı lens takmamı tavsiye etti.
My doctor actually recommended I get new contact lenses with "hope" printed on the insides.
Tabii ki biyometrik yazılım düşman teması tanımlamadığı sürece.
Unless biometric software identifies enemy contact.
Yeni 92F modeli rollover sensör ve modifiye kontrol yazılımı içeriyor.
The new 92F model contains a rollover sensor and modified control software.
- Trump nasıl yazılıyor?
How do you spell Trump?
- Bir iş adamı. Bilgisayar yazılımı satıyor.
He's a businessman in computer software.
- Nasıl yazılımlar?
What sort?
Bilmesi gereken her şeyin burada yazılı olduğunu söyler.
Says everything he needs to know is right here.
Acaba müzikte, yazılış biçimde garip bir şeyler var mı?
Wondering... if there was something odd about the music. The way it's written.
Rudolph Valentino tarafından yazılıp, imzalanmış bir mektup.
It's a letter written and signed by Rudolph Valentino.
- Valentino mektubuydu, çok güzeldi Valentino tarafından yazılıp, imzalanmış bir mektup.
It was a Valentino letter, it was beautiful... it was a letter signed and written by Valentino.
Dosyada bir nedenle Peter Baldwin'e verilen yazılı bir ihtar da varmış.
He had reason to give Peter Baldwin a warning, a reprimand that stayed on file.
Hem de yasada yazılı olan en ciddi suçlarla.
I mean, the most serious crimes on the Statute Book.
Açıkçası, su özelliğinin yapılması ve içinde yaşayan hayvanlar için yazılı bir talep almamıştım. Ama eldeki yapılan işe baktığımızda hoşgörmeye hazırım. - Harika, o zaman hoşgörün.
Obviously, I received no written request for the insertion of a water feature and the keeping of livestock but I'm prepared to overlook it, given the estimated work on the table.
Film piyasaya sürüldüğünde'yatırımcılara'daha yüklü çekler yazılıyor.
The films come out, more big checks to "investors".
Fikrini değiştirdiğini söyle ancak yazılı güvence istediğini belirt.
Tell him you changed your mind, but you want it in writing about your record.
Ancak sadece yazılı güvence verilirse ona verebileceğini söyle.
And you'll give it to him, but only if he puts the deal in writing.
Bu destede üstünde adın yazılı bir kart var, değil mi?
There's a card in here with your name on it, right?
Sınavda hem çoktan seçmeli sorular hem de yazılı kısım olacak.
It will be multiple choice with an essay section.
Terry Ives. "Y" ile yazılıyor.
Terry Ives. That's with a "Y."
Arkadaşının isminin nasıl yazıldığını sorduğum kısmın bittiğini söyledim. Evet.
No, I'm talking about the part where I ask her to spell her best friend's name.
L.A. Times yazısını gördün mü?
Did you see the L.A. Times story?
Marcia Clark savcılıktan istifa etti, sonra tarihteki en büyük kitap anlaşmalarından birine imza attı. Gizem romanları yazıyor ve yorumculuk yapıyor.
_
Evet. 15 yıl önce bir yaz gezisi geçti.
Yes. It was a summer trip, 15 years ago.
Altı yıl önce yazın.
Six summers ago.
Karen, nasıl da yazık oldu sana.
Oh, Karen. What a shame.
Tıpkı kardeşmişiz gibi eksiksiz, dürüstçe tartışarak istihbaratımızı paylaşacağız ve ne yazık ki peşinde koşacağımız umutlarımız ve hayallerimiz değil olasılık sanatı olacak.
We will have a full and frank discussion, we will share our intelligence like brothers and sisters. And we will pursue, not our hopes and dreams, alas, but the art of the possible.
Bakıcılık yapmayı çok isterdim, ama ne yazık ki bu gece doluyum, Coopers'ların çocuklarına bakıcılık yapacağım.
I'd love to babysit, but unfortunately, I'm already booked with the Coopers tonight.
Bunlara "buluş" diyor ve gerçekten çok zekice şeyler ancak ne yazık ki müziği dayanılır türden değil.
He calls them "inventions," and they are really quite clever, but I'm afraid his music is not the sort to endure.
Daha da kötüsü, şuraya yazıyorum Tanrı'nın unuttuğu Polonya'da yaşamak zorunda bırakılırsam canıma kıyarım.
Or worse... Mark me, I will take my own life if I am forced to live in God-forsaken Poland.
Savunma ekipleri medyada yazılanlar hakkında ithamlarda bulunmayı sever özellikle de polisin sunduğu bilgiler yanlış aktarılırsa.
Defence teams love to make allegations about what's been said in the media, particularly when misquoting facts provided by the police.
Nasıl bir şerefsiz yazı tipinden sonra ismini koyar?
What kind of a fucking douchebag names their store after a font?
Film gösterime girdiğinde LA Times'ta çıkan yazıda, kış sezonuna, 87 yılı bayram sezonuna damgasını vurduğu yazıyordu.
You know, the "LA Times" came out with an article when that movie came out, and it was a hit the winter season, the holiday season of'87.
bu da sayılıyor bay yazıt getiricisi hayır!
too Mr. Scripture Fetcher! No!
Bütün bir yaz boyunca duyduğumuz, Thomas'ın birlikte çalıştığı bayanlara nasıl davrandığı konusundaki söylentiler vardı ya?
You know that thing we've been hearing all summer about how Thomas treated women who worked for him?