Yaşın traduction Anglais
30,033 traduction parallèle
... 21 yaşını geçkin kişilere alkol satımı yapmasına ve aynı zamanda geçerli bir kimliği bulunmayanlara alkol satmama hakkını sağlar!
... Of the Williamsburg Diner to serve alcohol to those persons 21 and over, reserving the right to not serve those persons who do not supply valid ID!
Ama daha yaşın küçük.
but listen, you're young.
Gerçek Lindsay Dillon bu resimdeki 65 yaşında yaşlı siyahi kadın, Tallahassee'de yaşıyor
This is the real Lindsay Dillon, a 65-year-old black woman living in Tallahassee.
Sen nesin, 5 yaşında mısın?
What are you, 5 years old?
Ve bir gece bana on yaşındayken Güney Carolina'da amcanla geçirdiğin yaz tatilini ve hastalanıp eve dönmek zorunda kaldığın için nasıl üzüldüğünü anlatmıştın.
And one night you told me how, when you were ten, you spent a summer in South Carolina with your uncle and how sad you were when he got sick and you had to come home.
Kızlarınız kaç yaşında? Sekiz ve on mu?
You got- - your daughters are, what, eight and ten years old?
Şu anki duruma bakarsak içeri gireceksiniz ve kızlarınız 30 yaşına gelmeden de çıkamayacaksınız.
The way things look right now, you're probably gonna go away and not get out until the young one's about 30 years old, right?
37 yaşında, kadın.
Female, 37 years old.
- Hayır. - Bir çocuğun bakımını 50 yaşına kadar garanti ediyorlar.
- They have guaranteed childcare until a child is 50.
Bak, bunun olmasını tasvip etmiyorum ama oğlun 18 yaşının üzerinde ve onunla eşin bir karar vermişler.
Look, I didn't condone this happening, but your son is over 18, and he and your wife made a decision.
9 yaşında oğullarının ismi de Victor imiş.
They had a nine-year-old boy named Victor.
O sırada kaç yaşındaydın?
How old were you at the time?
Pekâlâ, birincisi yaşın küçük, bir barda çalışamazsın bile ve ikincisi, biz gerçek elemanlar almıyoruz.
Okay, A, you're underage. You can't even work in a bar. And, B, we don't have real employees.
Yani bütün hayatı boyunca istediği her şeyi yaptı. Hiçbir zaman bunun sonuçlarını düşünmedi sanki 7 yaşındaki bir çocuk gibi.
You know, he's just... his whole life, he's done whatever he wanted, just never really thinking about any consequences, like and eight-year-old.
Britney, Christina, Shakira imparatorlukları 12 yaşındaki çocukların kemikleri üzerine kurulu.
Like Britney, Christina, Shakira... their empires are built on the bones of 12-years-olds.
15 yaşındasın.
You're fifteen.
Eğer doğruyu söylemezsen, masum 17 yaşındaki bir çocuk hayatının geri kalanını hapiste geçirecek.
Look, an innocent 17-year-old kid is gonna spend the rest of his life in prison if you don't tell the truth.
Kaç yaşındasın Benjamin?
How old are you, Benjamin?
O zaman 14 yaşındaydın, değil mi?
So you were... you were 14 back then, right?
Asıl soruşturma 18 yaşındaki Daniel Lucas Holden'ı mahkum ettirmiş ve o, 20 yılını Georgia'daki ölüm hücresinde geçirmiştir.
The original investigation helped convict 18-year-old Daniel Lucas Holden of Ms. Dean's murder, and he spent the next almost two decades on Georgia's death row.
Kaç yaşındaydın?
How old were you?
Altı yaşında bir çocukla yaşamayı planlamadığınıza eminim.
I bet you never expected to be living with a 6-year-old.
- Sen 12 yaşında mısın?
Are you 12 years old?
Ben de aşağı yukarı onların yaşındaydım.
I was about their age when it happened.
Bilim insanları evrenin yaşının 14 milyar yıl civarı olduğunu söylüyor.
Scientists have dated the universe to about 14 billion years, best we can figure.
Mariella Franko 19 ay önce, 68 yaşındaki babasının da öldüğü zincirleme bir trafik kazasına karıştı.
Mariella Franko was 19 months post a multiple-vehicle road accident in which her 68-year-old father was killed.
MJ. 42 yaşında, sağlak birkaç yıl üniversiteye gitmiş bir kadın.
M.J. is a 42-year-old right-handed female with several years of college education.
Jaclyn Blackstone 39 yaşında, Berkeley'de yaşayan çok yönlü bir kadın.
Jaclyn Blackstone is a 39-year-old ambidextrous woman living in Berkeley.
Bayan Franko'nun 68 yaşındaki babasının bir araba kazasında kafasının kesilmesinden 19 ay geçmiştir.
Miss Franko was 19 months post a head-on motor vehicle accident in which her 68-year-old father was decapitated.
Fakat onun yaşını... bulunduğu konumu gözardı etmedi... ve ona saldırdı.
But he didn't just ignore his age... but his stature too. And attacked him.
Kıyasın en az Toby'nin alüminyum top konuşması kadar kötü.
Your analogy is as heavy-handed as Toby's aluminum ball speech.
O LA'de yaşıyor, ben de bu tatlı barını açmakla meşgulüm.
He lives in LA and I was starting this dessert bar.
Evet, çünkü Bay Tyler 1942'de yaşıyor ve sen de beyaz saçlı bir ihtiyarsın.
Yeah, because Mr. Tyler is from 1942 and you're some old white dude.
Yaşı en az 80'e yakın olmalı.
He's gotta be in his late 70s at least.
Daha önce hiç göremediğiniz bir tehditle karşı karşıyasınız.
You're confronted with something, a threat that you've never seen before.
Birazcık satın alan müşterinin pişmanlığını yaşıyor gibisin.
You're suffering from a little buyer's remorse.
Bu mekânın sahibi Commack'de yaşıyor.
Now, the owner of this place lives out in Commack.
Hepimizin bir yarası var, utandırılma, yasını tutacağımız biri var.
We each have a wound, a humiliation, a death to mourn.
11 yaşımdayken babam bana arkadaşının eve geldiğini ve ne derse yapmamı söyledi yoksa dayak yiyeceğimi söyledi.
When I was 11, my dad told me that his friend was coming over and I should do what he said, otherwise I'd get hit.
Ryan, şu anda kim yaşıyor Von Eckland'ın dairesinde?
Ryan, who lives in Von Eckland's apartment now?
Bonnie, şansını değerlendiren bir adam olsaydım üniversitedeki ev arkadaşımın annesiyle evlenip Boca'da yaşıyor olurdum.
Look, Bonnie, if I was the kind of guy who took chances, I'd be married to my college roommate's mom and we'd be living in Boca right now.
İkimiz de yas tutarken birinin bize sarılmasını isteriz belki. Ama o biri bizim acımızı hissedecek biri olmalı bundan zevk alacak biri değil.
Maybe we both need to be held while we grieve, but it has to be someone who can feel pain for our pain,
Benim evimde yaşıyorsun. Kız kardeşimle beraber çocuklarımın bakımına yardım ediyorsun.
You are living in my house, helping to take care of my children with my sister.
Son olayda arkadaşların, polise karşı daha açık olsaydı baban hâlâ yaşıyor olabilirdi. Hadi ama.
If you kids had been a little bit more forthcoming with law enforcement last time, your father might still be alive.
Gerçekten de Amerikan rüyasını yaşıyorsunuz bayım.
[Chuckles] You really are living the American Dream, sir.
Rahmetli eşinin yasını tutuyor.
She's mourning her late husband.
Yaşım ilerlediğinde bilim insanlarının büyük patlamaya dair deliller bulduğunu duydum.
When I got older, I heard scientists had found evidence of the big bang.
Bu yaratılış hikayesinin parçaları katılma ayrıcalığını bulduğum bir törende hala yaşıyor.
Fragments of this creation story survive even to this day in a religious ritual in which I am privileged to take part.
Kovacs'ın büyük büyük büyükbabası Pierce'ın ortalıkta olduğu dönemde Budapeşte'de yaşıyormuş.
Kovacs'great-great-grandfather lived in Budapest around the time that Pierce rolled through.
Yaş günü kızı, bana barın yerini gösterir misin?
Birthday girl, show me where the bar is.
Karımın ölümü Hooters'larda yas seksi, sonraki yıkıntı.
My wife's death, the Hooter's grief sex, the subsequent rash.