Yok bişey traduction Anglais
707 traduction parallèle
- Yok bişey.
- Nothing.
Yok bişey!
Nothing, nothing
- Yok bişey dedim.
- I said it's nothing.
Yok bişey, dedim sana.
It's nothing, I tell you.
Yok bişey!
Nothing.
Yok bişey vermem.
No, I won't give you anything.
Yok bişey.Sadece oyun oynamak istiyor.
It's all right. I told you he likes to play around like this.
Yok, yok bişey.
Nothing.
Yok bişey
Nothing.
Yok bişey.
Nothing.
Hay, japonmuşlar! Yok bişey!
Nothing!
Yok bişey.
It's OK.
Yok bişey.
Don't be scared.
"Aptalca cesareti dışında bize gösterebileceği pek bişey yok... arenada ne yapacağı mücadeleden çok intihara benziyor.."
"He has nothing to recommend him but a certain stupid animal courage... which makes his work in the ring look more like suicide than battle."
Oh, Bişey yok.
Oh, it's — it's nothing.
Bişey yok, sadece araçlarımızdan birinin sigortası attı.
It was nothing, just a fuse on one of our instruments.
Hayır, bişey yok.
No, nothing.
Bakacak bişey yok.
There is nothing to look at.
Ayrıca zarar gören bişey yok, tatlım.
Besides, there's no real harm done, honey.
- Yok bişey, hava alacam....
I'll breathe a bit.
İyiyim, bişey yok!
I'm all right. Don't worry!
Bişey yok.
It was nothing.
Açıklanacak bişey yok.
There's nothing to explain.
Endişelenicek bişey yok.
there is nothing of which to be alarmed.
Bişey olduğu yok.
Nothing's happening.
Bozuk paradan başka bişey yok...
Nothing but small change...
Hepimiz oyuna getirildik hadi sakince oturup, konuşarak çözelim bunu konuşacak bişey yok
We all were set up in a trap. Let's sit down and talk this over. We're not interested.
Tümüyle dürüstlük diye bişey yok... Ereklerle bu olmaz.
There's no such thing as total honesty... not with men.
- Bişey yok.
- Nothin'.
Suçluluk diye bişey yok.
Don't feel guilty.
Gidelim, burda bişey yok!
Let's go, there's nothing!
Yok öyle bişey
Don't make fun of me
- Onun gibi diye bişey yok.
- Not "sorta".
- Yok öyle bişey.
- No, we didn't.
Çok bişey istediğimiz yok Sadece dünyaya hükmetmek isteriz
We have nothing much on our minds, we just want to rule the martial arts world.
Bişey yok.
It's okay.
Bişey yok.
No problem.
Eh, onlar öğrenci yapacak bişey yok.
- Well, they're students. Goodnight.
çok iyi bişey, Ona şüphe yok böyle cihazlar yüzünden herkes yasak fotoğraflar çekebilecek.
There's no doubt about it, it will be successful. Everyone will be able to take forbidden photographs.
yanlış bişey yok endişelenme.
Nothing's wrong, don't worry.
Utanacak bişey yok ki Hepsi onların suçu!
There's nothing to be ashamed of
Burada saldıracak bişey yok.
There's nothing to attack there!
- Söyleyecek bişey yok Charlie.
There is nothing to tell, Charlie.
- Söyleyecek bişey yok ha?
Nothing to tell, huh?
Bişey yok, Mr. Mushnik!
Very little, Mr. Mushnik!
Hadi ama, korkacak bişey yok.
Come on, cool out, will you?
Um, Evet bişey yok!
Um, yes. It's okay.
Hayır, uyumak için geri dönmek diye bişey yok.
No, just go back to sleep.
Henüz olmuş bişey yok, H.
Nothings even happened yet, H.
On ultimatom verdim, ve yapabilecek bişey yok. Hepsi kayıtlı.
I gave her an ultimatum, and there's nothing I can do. lt's a machine.
Burada bişey yok.
There's nothing here