Yolla traduction Anglais
4,696 traduction parallèle
Sadece bu yolla kendimden kurtulabilirdim.
"This was the only way I could disengage myself."
Lütfen emeklerini yolla ve onu iyileştir.
Please send your angels to heal him.
Bu yolla Cass'i tehlikeden çıkarmış oluruz.
That way, we could help Cass steer clear of danger.
Kesin Senpai'lerim de savasmayi bu yolla ögrenmistir.
I'm sure that's how they all learned to fight.
Diğer hastalarımı bulduğum yolla.
The same way I find all my patients...
Bu yolla sırf Long Island'ı halletmemiz bir ay sürer.
- We work our way, it'd take us a month just to work through Long Island.
Bildiğin gibi tek ortak yanımız sanattı hâlâ bu yolla bağlantı kurabileceğimizi umuyorum.
As you know, art was the only thing we had in common, and I'm still hoping that's a way we can connect.
Dev halindeyken seni durdurmak için öldüreceğimi söylemiştim ama bu yolla sadece yaralanmış olacaksın.
I said I'd only be able to stop you as a Titan if I killed you. But this method would only badly wound you.
Doğal yolla bulaşan dozda ölüm çok daha yavaş ve çok daha acılı olacaktır.
In its natural form, death would be much slower and far more painful.
Madem Scottie bizi barışçıl yolla ayırmayacak biz de ona zorla yaptırırız.
Then if Scottie won't separate from us amicably, we'll make her do it forcibly.
Karımda da aynı sorun olacağından çok korkuyordum. O yüzden ben de onu koruyabileceğim tek yolla arkadaşım Simon Crcoker'la korumayı denedim.
And I was terrified that my wife was gonna get it, too, so I tried to protect her the only way I could, with my friend, Simon Crocker.
- Adresi telefonuma yolla.
Send that address to my phone.
- İçeri yolla.
Send him in.
O halde alt kata yolla.
Then send it downstairs.
Bu yolla Bartholomew'un adamları Boyle işini yapınca hemen bedenlere girebiliyor.
This way, Bartholomew's followers can jump in just as soon as Boyle does his thing.
- Onu evine yolla.
- Send him home then.
- Yolla bakalım, T.L.
Yo, hit me, T.L.
İsa Mesih ile ilişkimizi bu yolla koruyoruz.
It's how we maintain our personal relationship with our Lord Jesus Christ.
İçeri yolla.
Send him in.
Pekâlâ, hadi o zaman Marlowe, biraz buraya yolla.
Right, come on then, Marlowe, chuck a bit this way.
Eşine öylesine inandın ki sevdiğin insanlara yalan söyedin ve etrafındakileri olabilecek en dolambaçlı yolla kandırdın.
You believed in your husband so much that you lied to the people you love and manipulated everyone around you in the most convoluted way possible.
Pekâlâ, bunu başka bir yolla yapacağız.
All right, we are gonna go about this in a different way.
Bunu başka bir yolla deneyelim.
Let's try this another way.
Üniversite eğlencelidir ama 1. sınıftayken cinsel yolla bulaşan ciddi bir hastalık kapmıştım.
College is fun, but I got a mean case of the VD my freshman year.
Şehir dışındaki hizmetçi çiftliğine yolla onu.
Send her off to the housekeeper farm upstate.
Eğer bir şey bulursan ejderhan ile haber yolla.
Well, use your dragon call if you spot anything.
Temelsiz suçlamalarını yolla bakalım.
Hurl your baseless accusations.
- Bu ve bilgisayardaki tüm dosyaları derhal Maldonado'ya yolla.
Send this and all the files on this computer to Maldonado immediately.
Peki Garcia, Gulino ve ortağıyla ilgili elindekilerinin hepsini yolla.
All right, Garcia, send us everything you've got on Gulino and the partner.
Evet bebeğim, Gulino'nun ortağı, memur Scotman için son bilinen adresi yolla.
Yeah, baby girl, send us the last known address for Gulino's partner, officer Scotman.
- Belki de aynı yolla. - Neymiş o yol?
Maybe the exact same way.
Onu buraya yolla.
Send him back.
- Telefonuma yolla. - Tamam.
Send it to my phone.
Fiasco'yu yolla, temsil etsin.
Send Fiasco. Let him represent.
- Yolla.
- Oh, shoot.
Biliyorsun birkaç yıl sonra tüm New Directions üyeleri işsiz ve The Bachelorette'in 33. sezonunda küçük bir rol alabilmek için azgın bir oyuncu seçim asistanını cinsel yolla memnun etmeye çalışırlarken geriye dönüp bu yılları ve seni saygıyla anacaklar.
You know, in a few decades, when the New Directions are all on unemployment and sexually pleasing some horny old casting assistant just so they can be extras on season 33 of The Bachelorette, they'll look back on this time and remember you fondly.
Hesaptakinin hepsini yolla.
Send everything in there.
Yarın düğün davetiyeni yolla.
Send him a wedding invitation tomorrow.
Bu yolla, bizim zorlu çalışmamızdan kar sağlayamaz.
That way, he can never profit from our hard work.
Pekâlâ, tüm kampüslere kurbanın bir fotoğrafını yolla.
All right, send out a photo of the victim to all the campuses.
Peki, Rossi, Blake ve Morgan'a koordinatları yolla.
All right, send the coordinates to Rossi, Blake, and Morgan.
Sen bir gangster geri yolla.
You're a gangster from way back.
Ciddiyim, onu geri yolla.
Seriously, suck it back in.
Şüpheli bu yolla kolayca Taffertlar'ın motelde olduklarını bulmuş olabilir.
The unsub could have easily located the Tafferts at the motel through that.
Ve aynı zamanda, Delfino'nun aramalarını da yolla.
And in the meantime, forward Delfino's calls to us.
Ekipleri trafik kameralarını kontrol etmeye yolla!
Have uniforms go through traffic cam footage.
Ne olur yolla, o salakların bacaklarını kırmak çok hoşuma gider!
Let me do it, I'd love to break that schmucks legs.
Sorunumuzu farklı bir yolla çözmemiz gerekecek.
I'm afraid we're gonna have to come at the problem a different way.
- Evet o anda yolla.
Right away.
İçeri yolla.
Send her in.
İçeri yolla.
Send them in.