Yucky traduction Anglais
149 traduction parallèle
El boyaması dizaynlı iğrenç bir turkuaz.
A real yucky turquoise with a hand painted design. Oh, my goodness!
Ama üstüm başım batacak.
It'll be all yucky.
Bayat salataya ne dersin?
How about some yucky old lettuce?
- İğrenç.
- lt's yucky.
İğrenç değil, Billy.
It is not yucky, Billy.
Pislik içindesin. "
You made a mess, yucky, icky.
Kampı beğendin mi? - Hayır.
It's yucky.
Sadece gözlemelere, ve tadı gerçekten iğrenç oldu.
Only on pancakes, and it tastes pretty yucky.
Saçlarım kir pas içinde, kendimi iğrenç hissediyorum. Bir duş alacağım.
I'm gonna skip lunch cos I feel yucky and I wanna take a shower.
Bak, Alçak Donna ve iğrenç kuzeni orda.
Look, there's that snot Donna and her yucky little cousin.
Bıyık iğrenç olur.
Moustaches are yucky.
İğrenç.
It's yucky.
Her yağmurda saha batıyor.
EVERY TIME IT RAINS, IT GETS ALL YUCKY.
Pekala, midem berbat durumda ve sık sık midem bulanıyor.
What's wrong is my stomach's been yucky and I've been getting sick a lot.
Bu iğrenç.Tuhaf hissetmeme neden oluyor.
It's yucky, and it makes me feel weird.
Sadece içimde bu berbat duygu var, ve yokolmasını sağlayan tek şey televizyon izlemek.
It's just that I get this yucky feeling inside, and the only thing that'll make it go away is television.
Vurulursa iğrenç olacak.
It's gonna be really yucky if he catches any lead.
Çok vahşi ve acımasız ve - ve iğrenç.
He's so wild and mean and - and yucky.
Bu iğrenç!
It's yucky!
"Ne berbat bir oturma odası böyle."
"What a yucky living room".
Keşlerle doludur ve berbattır.
It's full of junkies and it's yucky.
İğrenç.
Yucky.
Tatları çok berbattı, öleceğimi sandım!
They were so ( ulp ) yucky, I thought I was going to die!
- Ew-lezzet.
- It tastes yucky.
Çok iğrenç.
Yucky fuckin'yuck.
Sen ve iğrenç sevgi sözleri.
You and that yucky love stuff.
Burda konu rahat hissetmek iğrenç sevgi sözleri ile.
This is about being comfortable with the yucky love stuff.
- Rachel, birgün büyüdüğünde çok hoşlandığın biriyle tanışacaksın ve öpüşmenin iğrenç olduğunu düşünmeyeceksin.
Rachel, someday when you grow up and you meet someone you really like, you won't think kissing is so yucky
Buruşup berbat olmadan önce açan tatlı güller gibi konuşmalar yapıyorlar.
They make speeches that sound like sweet roses in bloom... before they die and get all crinkly and yucky.
Çince "merhaba" demek.
Yucky doo. That's Chinese for "hello."
Dairemin yakınından bile geçemez. Burası iğrenç.
My apartment is nowhere near this yucky.
- Evet, şu iğrenç "ben cennetteyim" tarzında.
Yeah, in that yucky "I'm-in-paradise" kind of way.
Kızlar iğrenç.
Girls are yucky!
Barda çalışıp bazı iğrenç içkiler hazırlayabilirsin bazı eski ponpon kızlar için.
You can work the bar and make some yucky drinks for some ex-cheerleaders.
Hayır baba, "tiskinçler".
No, Dad, they're yucky.
Bu bir kaç dakika için bir yanma duygusu verebilir dostum.
This is going to make you feel yucky for a few minutes, buddy.
Kaşlarımızın arasındaki, iğrenç kırışıklıkların çıktığı yerde mi?
Between our eyebrows where we get those yucky little lines?
- Iyyy.
- Yucky, yucky.
İğrenç yaratık.
Yucky creature.
Ayrıca iğrenç kokuyorlar.
And smell yucky.
Yucky!
Yucky!
- İğrenç.
- Yucky.
- İğrenç mi?
- Yucky?
Umarım bütün bu olanlar senin için iğrenç değildir.
Hope this whole thing wasn't too yucky for you.
İnsanlar tatlı, lezzetli çileği ısıracaklarını sanırken ağızlarına iğrenç kokuşmuş mayonez tadı gelecek.
People will think that they are going to get a bite of a sweet, delicious cherry, but instead they'll get a mouthful of yucky, sticky mayonnaise!
- Kötü pizza. - Oh.
Yucky, yucky pizza.
- Kötü pizza.
- Yucky pizza.
İğrenç! " der.
Boys. Yucky! "
Bu rezil, ufak adam neden öyle dedi?
Why did the small, yucky man say that?
- İğrenç.
Yucky!
lyy!
Oh, yucky!