English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ Y ] / Yukon

Yukon traduction Anglais

138 traduction parallèle
Yukon nehri.
The Yukon
İki mezar da hazır. Tabii Yukon onları alıp götürmezse.
The two graves are ready - if the Yukon doesn't flood them.
Fırtına sonrası, donmuş Yukon'un tepesi suyla kaplı bir şekilde bırakıldı.
After the storm the top of the frozen Yukon was left covered with water.
Yukon'un buzları çözülmeye başladı.
The ice on the Yukon began to break
Iki adam Yukon'daki küçük bir kulübede, kisi birlikte geçirmislerse ilkbaharda ya iyi arkadas olmuslar ve birbirlerini iyi taniyordurlar...
When two men have been snowbound in a Yukon shack all winter they walk out come spring either good friends and knowing'each other...
"İnşaat tecrübesi olan işçiler aranıyor." Yukon.
Venezuela oil fields. "Wanted, man with construction experience."
"Mühendislik tecrübesi olan eleman."
Here's the Yukon, right here. "Wanted, man with engineering experience."
Belki Yukon'a doğru gidip kendimize arazi bulur ve işaretleriz.
Maybe we'll just push on up the Yukon and stake us out a claim.
Hanımefendi, Adım Yukon Sam.
Ma'am, I'm Yukon Sam.
En azından Yukon bölgesinde öyle.
At least, I represent the law in Yukon Territory.
Hayır, ne yazık ki Yukon benim idaremde değil.
No. Yukon ain't under my jurisdiction, I'm sorry to say.
Yukon Bay Gannon'un karşısına dikilmez.
Yukon can't stand up to Mr. Gannon.
Bunu yapmana izin vermem, Yukon.
I won't let you do it, Yukon.
Yukon yolunu göster şunlara.
Show them the trail, Yukon.
"Onlar Yukon nehrini geçtiler"
♪ They crossed the Yukon River
Yukon'da tavşan yetiştiriyor.
He breeds rabbits up in the yukon.
Yukon.
The yukon.
Yukon da gitti. Ne kaldı?
Okay, that's the yukon, what's left?
Yukon'dan Çavuş Preston, pekala.
Sergeant Preston of the Yukon, all right.
Yukon'da alev aldı. Uçak ve uzay mekiği yok oldu.
Yes, which crashed somewhere in the Yukon, aircraft and shuttle totally destroyed, correct?
Randolph Scott, 1944'te International Pictures'ın çektiği Yukon Güzeli filminde söylemişti.
That's Randolph Scott, last reel... Belle of the Yukon, International Pictures, 1944.
Kansas City'den gidebileceğimiz bir yer var mı? Yukon'a mı, Tahiti'ye mi?
To Yukon, to Tahiti?
- Hikaye Yukon'da geçiyor.
It takes place in the Yukon.
Sid, bize üç adet kara Yukon enayi yumruğu hazırlar mısın?
Sid, can you fix us up with three black Yukon sucker punches?
Üstü açık bir arabayla Yukon'a hapisten çıkmış kardeşi Francis'i görmeye giderken traktörle çarpışıp kafasını kaybetmişti.
He was on his way to the Yukon in a pink convertible... to see his brother who was an ex-con named Francis... when a tractor-trailer came along and decapitated him.
- Yukon'a hoş geldin.
- Welcome to the Yukon.
Teşekkür ederim, Yukon'lu Kaptan Bligh.
Thank you, Captain Bligh of the Yukon.
Bir uçakta 200 tane koltuk var Yukon'lu Jack ve onun köpeği Cujo'nun yanına düşüyorum.
Two hundred seats on a plane I gotta wind up next to Yukon Jack and his dog Cujo.
Ama bunu bir keresinde yapmıştım.
But, hell, I did it before at the Yukon.
Sadece birkaç gün sonra Mace ve adamları Yukon'a gittklerinde... Ben bir hayalet gördüğümü düşündüğüm.
It was only a few days after Mace and his boys lit out for the Yukon... that I saw what I thought was an apparition.
Central Park'ın ortasında, Yukon'da hayatlar kurtaran bir köpeğin heykelinin ne işi var diye düşünüyordum.
I was standing there trying to figure out why there was a statue of a dog... Who saved lives in the Yukon in the middle of central park.
Şimdi bir ara verelim de biraz da Yukon Lumber reklamlarıyla eğlenin.
Let's just go to commercial break so you all can chuckle through these words from Yukon Lumber.
Yukon'un bir yerinde sıkışıp kalmıştım. Uzun boylu ve sıska tavşanlar vardı. Ve fazla içki içmişlerdi...
I was stuck somewhere in the Yukon, and there were tall, skinny rabbits, and they were drinking heavily.
Yukon'un gedikli çavuşu gibi davranıyorsun.
This Sergeant-Niles-of-the-Yukon act.
1935'te Yucon Nehri tepelerinde çıkan büyük yangında.
Great fires of 1 935, up the Yukon River.
- Yukon nasıIdı?
- How was the Yukon?
Burası Federasyon Mekiği Yukon Berjorya sınırına giriş için izin istiyoruz.
This is the Federation Runabout Yukon requesting permission to enter Bajoran space.
Bejoryan kontrolden Yukon'a.
Bajoran Control to Yukon.
Bir 1996 Yukon kullanıyorlardı.
They we're driving a 1996 Yukon.
Mekik Yukon, kalkışa hazırlan.
Runabout Yukon, prepare for departure.
Yukon hazır.
Yukon ready.
İyi şanslar Yukon.
Good luck, Yukon.
Yukon'u bulup ne pahasına olursa olsun yok edin.
I want you to find the Yukon and destroy it at any cost.
Yukon doğruca Bajoran güneşine gidiyor.
The Yukon is headed straight for the Bajoran sun.
Anlaşılan biri Yukon'da bazı değişiklikler yapmış.
Looks like someone's been doing some modifications to the Yukon.
Yukon Bölgesi'ndeki bir alandan.
From a site in the Yukon Territory. - Why?
Lancaster... Öyleyse, kesinlikle Mammoth'a gidiyor... ve çok da uzağında değiliz.
Stillwater showed up in a bookstore and / or a bank in Lancaster... and then took off in the family Yukon, and / or a chromed-up red motorcycle.
İlk büyük grup, 1897'de Port Henry'yi geçip, Skagway, Chilkoot Pass ve Yukon altın yataklarına yol aldı.
In 1 897, the first wave of fortune seekers swept through Port Henry on their way to Skagway, the Chilkoot Pass and the Yukon gold fields.
- Ben Yukon'da doğdum.
- I was born in the Yukon.
Stillwater Lancaster'da bir kitapçıda ve / veya bir bankada görülmüş... ailesini ve / veya kırmızı kromlu motosikletini Yukon'da bırakmış.
Just picked up a weird police report on the uplink.
- Şimdi U. Conn Huskies var.
Now it's the Yukon Huskies.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]