English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ Y ] / Yumurta

Yumurta traduction Anglais

8,054 traduction parallèle
Bütün bildiğim yumurta kaybolduktan sonra sağlığını kaybetmeye başladığı.
All I know is when the egg disappeared, her health went downhill.
Çünkü yumurta onu geri getirdi.
Because that egg brought her back.
Yumurta Chester's Mill'de olmadan o ölecek ve biz de öleceğiz.
Without that here in Chester's Mill, she dies, and all of us die too.
Barbie, yumurta dışarıda olduğu için kızgın.
Barbie, the egg is upset being out there. If he gives it back,
O da yok, yumurta da yok. Hiçbir şey.
Not him, not the egg, nothing.
Yumurta ister misin?
Egg roll?
Yumurta.
Egg roll.
Seninki her zamanki gibi o zaman. Yumurta, lahana ve...
And it'll be your usual, then... eggs, cabbage, and...
TARDIS şu anda yumurta bile kaynatamaz.
The TARDIS couldn't boil an egg at the moment.
Bana şey sipariş edebilir misin uh... biliyorsun, pişmiş yumurta içinde vasabi yağı ve acı sosu?
Can you order me the, uh... you know, the poached eggs with wasabi oil and shiitake chutney?
Sağlam ve kararlı, yumurta zamanlayıcı gibi
Steady and precise, like an egg timer.
Yumurta pişirir misin, kardeşim?
You cook eggs, bro?
Savaştan sonra kadınlar 1 dakikada yumurta pişirecekler.
After the war, housewives will be boiling eggs in less than a minute.
Yumurta ve süt? Tamam.
Eggs and milk?
- Yumurta ister misin?
- You want some eggs?
Pardon, ben hala tavuk yumurta çıkmazındaydım da
Sorry. I'm in my old chicken-and-egg dilemma.
Ama, şimdi hastane kayıtları üzerinden gidiyorum, Seattleda evlenmemiş anneden doğan tek yumurta ikizlerini arıyorum.
But I'm going through hospital records right now, and searching for identical twins born to unwed Seattle mothers.
Pastırma ve yumurta yaptım.
I've made bacon and eggs.
- Max, istiyor musun yumurta?
Ah, Max.
Bunun % 50'si avokado ve kabuklu yemiş gibi iyi yağlardan, % 26'sı yumurta, et veya balık gibi proteinlerden, ve % 24'ü ise taze sebzeler gibi karbonhidratlardan geliyor.
With 50 % coming from good fats like avocado and nuts, 26 % from protein such as eggs, meat or fish, and 24 % from carbohydrates like fresh vegetables.
Mısır gevreği ve düşük yağlı yoğurdu domuz pastırması, yumurta ve ekmeksiz avokado ile değiştirdim.
I swapped cereal and low-fat yoghurt for bacon, eggs and avocado without toast.
Yumurta ister misin?
Do you want some eggs?
Bize yumurta yapacağım.
I'll make us some eggs.
Seninle anlaşmak yumurta kabuklarının üzerinde yürümek gibi imkansız.
You're impossible. It's like treading on eggshells.
Şimdi de bu moteldeyim, yatak örtüsündeki lekelere bakmamaya çalışıyorum, yüzümde yumurta olduğu gerçeğiyle boğuşuyorum ve üzgünüm.
So now I'm here at this motel, I'm trying not to look at the stains on the bedspread, and I'm wrestling with the fact that I have egg on my face, and I'm sorry.
Şimdi yüzümde yumurta var.
Now I got egg on my face.
Bir kişi için kaç yumurta olur bakabilirsin.
You can work out how many eggs for one person.
Normalde Kahvaltı Krallığı aylık dört yumurta karşılığında Çamur Krallığı'ndan bir çuval şeker alırdı fakat yumurta üretimimiz de durdu.
Historically, Breakfast Kingdom has traded one sack of sugar a month to Slime Kingdom in exchange for four eggs, but egg production has plummeted!
İçinde yumurta var işte.
You have an egg in you right now.
Bu konuda ne yapacaksın, Prenses yumurta nefesli.
What you gonna do about it, Princess Egg Breath?
Ağzı yumurta gibi kokuyor.
She does have egg breath.
Hayır, gidip kapıyı çaldım,... ve bir yumurta ödünç istedim.
No, I went and knocked on the door, asked if I can borrow an egg.
Sıcakken üzerinde yumurta pişirmek mi aklına geldi birden?
You just figured while it's on... You'll cook something, while it's this hot?
Radyatörde delik olursa,... yapmanız gereken yumurtayı kırıp içine atmak. Yumurta doğal olarak deliği tıkayacaktır.
When you get a hole in your radiator, what you do is you crack an egg, put it in there, and the egg will basically fill up the hole.
Peki yumurta mı krep mi?
Okay, eggs or pancakes?
Ama bir gün yumurtalar seni onlar ve krepler arasında bir seçim yapmaya zorlarsa ve sen de o hamur gibi ve lezzetsiz olan krepleri seçip bir daha hiç yumurta yemezsen eğer yumurtalar buna çok üzülürler.
Eggs forced you to choose between themselves and pancakes, and you chose the soggy, tasteless pancakes, and you never ate eggs again, I'm just saying eggs... eggs would be really sad.
Bir kaç yumurta kırmadan omlet yapamazsın.
You can't make an omelet without breaking a few eggs.
Hey, yine mi yumurta içtin?
Ḍaeyaī crow eggs.. been drinking dude?
Bu karga yumurta vermiyor, sadece pisliyor.
No grandmother there kaākakaeā Eggs puts fruit..
Şimdi hemen yukarı çıkacağız yoksa o yumurta beynini kabuğunun içinde pişiririm.
We go up now or I scramble your egg-brain inside the shell.
Sizin için yumurta pişiriyorum.
Yeah, I'll make you an egg.
Pastırma, yumurta, sucuk, fasulye, domates.
Bacon, eggs, sausage, beans, tomatoes.
Sabah cezveye bir yumurta koyunca anlıyorsun ikiden bir çıkınca bir kaldığını.
When you put one egg to boil you realize that two less one is one.
Evet, yumurta beyazı yiyeceğim.
Yeah, egg whites.
- Hatta yumurta satın almıyoruz!
- We don't even buy eggs!
Bir Amiş yapmak için birkaç yumurta kırmalısın.
You got to crack a few eggs to, uh... make an Amish.
Bu bir yumurta.
It's an egg.
Çilek, yumurta, süt ve mum alacağız.
We need strawberries, eggs, milk, and--ooh- - candles.
Oturun Yumurta yaptim..
Sit, sit.
Yumurta al.
Eggs.
Yumurta var mı canlarım benim?
Any eggs, my dears?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]