Yönetmen traduction Anglais
3,122 traduction parallèle
Aktörlükten Yönetmen-Yapımcılığa Uzanan Yol George Valentin'in Meydan Okuyuşu
From Actor to Director-producer The George Valentin's challenge
YÖNETMEN :
DIRECTOR :
YÖNETMEN :
( DIRECTOR LAUGHS ) DIRECTOR : Wrong way, Kat.
Yönetmen Levan Gabriadze
Director Levan Gabriadze.
Otto paramı yönetmen konusunda beni ikna etmişti.
That was how Otto convinced me to invest my money with you.
Senden iyi yönetmen olurdu patron.
You would have made a great director, boss.
Yönetmen John Woo'ydu.
Directed by John Woo.
Burada bir yönetmen var.
There's one director now.
Yönetmen John Lenhardt gibi mi?
Like John Lenhardt, the director?
Kocam bir yönetmen ve Veda'ya bir rol vermeyi düşünüyordu.
My husband, of course, is a director, and he was considering Veta for a part.
Filmi başarılı yönetmen Rob Kaufmann'ın çekeceğine dair söylentiler var.
It has been rumored that the successful filmmaker Rob Kaufmann will be directing...
- Adam yönetmen.
He is the director.
Bu akşam, dünyaca ünlü yönetmen Rob Kaufmann'la buluşacağım.
Tonight, I'm meeting the world famous director Rob Kaufmann.
Yönetmen nedir?
What's a dissector?
Yönetmen, genellikle büyük ego sorunu olan kişilere denir.
A director is usually a person with a major ego problem.
Arayan cenaze yönetmen yardımcısı Bernie Tiede'di.
That was Bernie Tiede, the assistant funeral director.
- En sevdiğim yönetmen asistanı.
- My favourite director's assistant.
Söylemiştim burda hiç bi yönetmen olmaz diye
I told you there wouldn't be any producers here.
Biliyor musun, biz hala yönetmen'i harcamadık. Eğer bu katil intihar şeyine dönerse..
You know, we still need to waste the filmmaker if this is gonna look a murder-suicide thing.
Yönetmen bir patlama ile piyasa çıkmak istemiştir
A has-been filmmaker who wanted to go out with a bang.
İyi bir senaryo ve iyi bir yönetmen ile...
If you get a good script and a good director...
Yönetmen sen olacaktın, yani iyi yönetirsen ve birisi de güzel yazarsa, yanındaki köpek de süper olursa gözünü yükseklere dikebilirsin.
Well, you're directing, so if you direct it good and someone writes it good and you get a really charismatic dog, - the sky's the limit. - Wow.
Yönetmen : Noboru Iguchi
Directed by Noboru Iguchi
Dave, bunu senin yönetmen lazım.
Dave, you need to moderate this.
Benim bir arkadaşım, Ve Romalı bir yardımcı yönetmen.
A friend of mine, and assistant director based in Rome.
Yönetmen olarak ilk filmiydi.
It was his debut as director.
Oh, merhaba, yönetmen hanım.
Oh, hello Director.
Burada karışık bir durum ortaya çıkar ve bir yönetmen veya bir kitap yazarı olarak seyirciye neyin tarihi bir gerçek olduğunu ve tipik bir "gerçek kurgu" işinde neyin spekülasyon olduğunu gösterme zorunluluğun olur.
Where you've got a mix of fact and then something that you as a director, or an author writing a book, really has an obligation to indicate to the audience what is the historical fact and what is the speculation in a typical work of faction,
Yönetmen ile aklımdan geçen fikirleri paylaşıyordum,
I was going through all kinds of ideas with the manager and were like,
Bu herifin bir yönetmen olduğuna inanamıyorum.
I can't believe this guy is a director.
Sen bir aktrissin, yönetmen değil.
You're an actress, not a director.
Seksi kızlar konusunda, beni wii bowlingde yenmende ve futbol takımımı yönetmen konusunda güveniyorum.
It's like, I believe in you to pick up hot girls, or beat me at Wii bowling, or manage my fantasy football team.
Dönünce işte yönetmen mi olacaksın, fotoğrafçı mı olacaksın ne halt olacaksan olaydın. Allah Allah!
After it is over than you would be a director or photographer or whatever
O yönetmen benim işte.
I am that director.
Yönetmen ile beraber üzerinden geçmeliyim.
I need to go over it with the director.
Yönetmen Mark Flowers istediğini yapabilmek adına çocukların dikkatini şarkıyla çekmeye çalıştı.
So, to get the shots he wanted, director Mark Flowers tried to distract the children by singing a song.
Greenland'de, yönetmen Nic Brown derin sularda yaşayan yakalanması zor olan köpek balığını avlayan Inuitleri çekmek istedi.
In Greenland, director Nic Brown wanted to film the Inuit catching the elusive Greenland shark that lives in these deep waters.
Lakin Avustralya'da, yönetmen Susan McMillan 3 helikopteri koordine atmek zorundaydı.
But in Australia, director Susan McMillan had to co-ordinate three helicopters at once.
- O rolü alamamamın tek sebebi, ki yönetmen arayıp bizzat söyledi bunu, rolü alamamamdaki tek sebep gözlerimin rengi...
The only reason I didn't get it, and Dickie phoned me personally to tell me this, the only reason I did not get that role - eyes the wrong colour.
Yönetmen HUH Jong-ho
Directed by HUH Jong-ho
Yönetmen gülümsüyor ve bize el sallıyor.
The director's smiling and waving you over.
- Yönetmen, Bryan Singer.
Bryan Singer's directing.
Keith ve ekibi sonuçları incelemek için yönetmen Nic Brown'un yanına gidiyorlar.
Keith and the team head back to base, joining director Nic Brown to view the results.
Vijay Anand, yönetmen.
Vijay Anand, director.
Yönetmen : LEE, Yoon-ki
Directed by LEE, Yoon-ki
Kendisi yönetmen.
He is a director.
Curtiz yönetmen.
Curtiz is the director.
Afrika kraliçesi, Katharine Hepburn, ile oynuyor, yönetmen John Huston.
The African Queen with Katharine Hepburn, directed by John Huston.
Yönetmen benim.
I'm the director.
Kapat şunu, buradaki tek yönetmen benim.
Hey, turn it off, I'm the only documentarian here.
Yönetmen Philip Kaufman.
Directed by Philip Kaufman.