Zannetme traduction Anglais
201 traduction parallèle
Ama sakın kendimi koruyamayacağımı zannetme.
But don't think I won't protect myself.
- Beni aslında neşeli zannetme bu sadece, 20 yıla elveda demenin en az zor yolu.
Don't be too taken in by my happy air, Constance. It's the least difficult way of saying goodbye to 20 years.
Bundan bahsetmeyeceğimi zannetme.
Don't think i won't talk about this.
Zannetme ki benim çiftliğimi neden istediğini bilmiyorum, Campbell. Çünkü biliyorum.
And don't think I don't know why you want my ranch in particular, Campbell, because I do.
Seni kınadığımı zannetme sakın, ama hasta numarası yapanlar olabilir.
It's no reflection on you, but there are always a few malingerers.
20 yıldır yaptığın kaçak avcılığı bilmediğimizi zannetme.
I've been buying game from you, out of season, for 20 years.
Seni görmedim zannetme.
Don't think I haven't seen you.
Şaka yapıyorum zannetme.
I know it sounds incredible.
Senden korktuğumu zannetme.
Think I was scared of you?
Hadi ama hayatım. Ellerini onun üzerinde gezdirdiğini fark etmediğimi zannetme sakın.
Don't think I didn't notice you putting your hands all over her.
Beni gaddar bir geri zekalı zannetme!
Don't take me for a bloody idiot!
Düşünmediğimi zannetme.
Don't think I don't.
Yüzbaşısın diye buranın patronu olduğunu zannetme.
Just because you're a captain, don't think you run the joint.
Beni kırdığını zannetme.
Never think that you have hurt me.
Aklımı kaçırdığımı zannetme.
Just don't think that I've lost my mind.
Yarattığımız bu kopyaların boktan robotlar olduğunu zannetme sakın.
Look, don't imagine that these duplicates we've created are mere robots.
Sakın kendini samimi zannetme ya da dürüst.
Oh, I don't think you're particularly truthful. Or honest.
Kendini bir bok zannetme.
You do not have the gold key to the crapper.
Daha iyi biri olduğunu zannetme.
Don't think you are any better.
Aklından geçenleri bilmediğimi zannetme.
Don't think I didn't know what was going on in your mind.
Direklere tırmanıp senin kıçını kurtarmaktan başka... yapacak işim yok zannetme.
It's not like I don't have better things to do than climb towers and drag your hairy ass down.
Adi bir çift küpe göndererek bir şeyler yapabileceğini de zannetme. Fakir bir kızın kulaklarına bir çift küpe.
Don't think that you can do anything be sending me a pair of poor earring
Bunu o kadar zor zannetme.
Don't take it so hard.
Onunla beraber Tanrı'yı bulacağını zannetme.
Don't think you're going to find the Lord with him.
Duymadım zannetme.
I heard that shit.
Bak, evime gelip, bana kendimi kötü hissettirmeye çalışacağını zannetme.
Now, don't think you gonna come live in my house... and make me feel bad.
Kendini bir şey zannetme.
Don't flatter yourself.
Bitti zannetme.
You're talking like it's over.
Annemle bir kez bademcik tenisi yaptın diye onu tanıdığını zannetme.
Just because you played tonsil tennis with my mom doesn't mean you know her.
Sakın o feminist boklarından olduğumu zannetme ama...
So... you won't think I sound all feminist and shit.
Aslında kim olduğunu herkese söylemeliyim. Ve velayet davası açmalıyım. Kazanamayacağımı zannetme.
I should let everybody know who he really is and sue for custody.
Donnie! Sakın kendini bir bok zannetme Donnie!
Don't get on your fucking high horse, Donnie.
Sırf bugün sarayında yatmayacaksın diye kötü olmadığını zannetme.
Just'cause you don't have to sleep in your one-room palace tonight... don't start thinkin'you're bad.
Zannetme ki bunları İsa veya Mahler gibi acındırmak için söylüyorum,... ya da o duygusal şarapçı Strindberg gibi!
Don't think I'm asking for pity, like Jesus or Mahler or for that matter Strindberg, that sentimental old whiner!
Korktuğumu zannetme.
Just don't think I'm afraid.
Hey. Beni kandırdığını zannetme.
Hey, don't think you're fooling me.
Neler yapmaya hazır olduğumu bildiğini zannetme.
Don't presume to know what I'm prepared to do.
Bu yazıyı yazıyorum çünkü sinirliyim... ve ailelerinize bir şeyler söylemek istiyorum, çocuklarınızı hetoroseksüel zannetmeniz... onlara acı verebilir.''zannetme'de iki tane n kullanmamış mı?
I am writing this article because I'm angry, and because I want to impress on all of you parents... that your assumption that your children are heterosexual... may be causing them pain., Arent there two Ss in'assumption'?
Sadece hamile oldugun icin son sözü senin söyleyecegini zannetme.
Just because you're pregnant, don't think you're gonna get the last word.
Şaka zannetme, John.
Don't get me worng, John.
Sırf birkaç madalyan var diye, kendini bir şey zannetme... Kibirli adi herif!
Just because you have a few medals, don't let it go to your head, you arrogant bastard.
Aşkı dünyadaki tek önemli şey zannetme.
Don't bet everything on love.
Bölgende iki üç kişi öldü diye kendini bir şey zannetme.
Don't get righteous because you have two dead bodies in your backyard.
Bu konuyu dusunmedigimi zannetme.
Don't think I haven't thunk about that one.
Ve buraya senin için geldiğimi zannetme, hayır!
And don't be under the illusion that I came here for you... no!
Zannetme, beynini kullan.
Think less, use your brains.
Birlikte 150 yıl geçirdik diye, beni tanıdığını zannetme.
We had 150 years together, but you don't know me.
Bu yüzden, onları lanetlediğini bilmediğimi zannetme!
I shot a 1 10, so don't think I don't know you didn't put a curse on them.
Öyle olduğunu zannetme.
Don't flatter yourself.
Beni Johnny zannetme ihtimalleri var.
They may take me for Johnny.
Zannetme.
Don't think.