English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ Z ] / Zararları

Zararları traduction Anglais

638 traduction parallèle
O yarasaya zararları dokunmaz.
They cannot harm that bat.
Kontratım var. Zararlarım için dava açarım.
But I have a contract and I sue for damages.
Hisse sahiplerinin paralarını, zararlarımı telafi etmek için ödünç almıştım.
I've borrowed some of the stockholder's money trying to recoup my losses.
Seni tanıdığımdan beri oluşan zararları telafi etmek için New York'a dönüyorum.
I'm going back to New York... if only to repair the damage that's been done since I've known you.
Zararların derecesine yol açan...
The measure of the damages is caused by...
Size zararları dokunmadı.
They've done no harm.
Eğer araziyi verip zararlarını karşılarsan temyize itiraz etmezler.
If you turn over the land and make financial restitution, they won't contest the appeal.
Zararlarına karşılık ufak bir yardım.
A little help in return for some of your losses.
Her pazar sıska, yaşlı bir çatlak gelip.. .. sigaranın vücuda zararlarını falan anlatırdı.
Every Sunday, some skinny old crack used to come around... and go on about what cigarettes will do to your insides and... things.
Aunt'un parmaklarını doğradığı adamotu ve diğer zararları. Hayaletler?
Aunt with her mandrake and sliced fingers and other mischief.
Zararlarını karşılamaktan memnun olacaktır.
He will be very happy to make up your losses.
Zararlarımı karşılayacağım.
I'll make up my own losses.
Sana ne zararları oldu ki?
What they ever do to you?
Bir zararları yok.
They don't destroy anything.
Uğradığınız tüm zararların telafisi için tam yetkim var.
I've been authorised to compensate you for any damage done.
Anlamazlarsa, bize zararları olmaz.
Look, if they don't understand, they can't hurt us at all.
Belediye, kiracıların, mülk sahiplerinin, yani zarar görebilecek.. .. üçüncü şahısların zararlarını uzlaştırmayla çözüyor.
The city accords third-party rights to tenants, owners, anyone who might sustain damages.
Belki de bu verdiğiniz zararları topluma geri ödemek için bir şanstır.
Maybe this is your chance to pay society back for all the trouble you've caused it.
General De Gaulle'in askeri delegesine göre ayaklanmanın zararlarından kaçınmayı emretmelisin.
As General De Gaulle's military delegate, you are ordered to avoid an uprising at all costs.
Sana düşünme, okuma ve konuşma zamanı veriyor. Yarar ve zararları değerlendiriyorsun.
It gives you time to think, to read, to talk to weigh the pros and the cons.
Sayfa 235'de, sanığın savunmasında, Jorge del Carmen Valenzuela, işlenen cinayetlerin ve verilen zararların bir nedeninin bulunmaması, sanığın kişiliğini ve geçmişini araştırma gerekliliğini doğurmaktadır. Bu da göstermektedir ki sanık çocukluğundan itibaren... sefil bir hayat sürmüş ve kötü muamelelere maruz kalmıştır.
In Page 35, the prisoner's defense... sustains that the lack of motive for the crimes of homicide and grievous bodily harm, should be investigated, considering the prisoner's personality and background, which indicate that since childhood he has led a life of suffering and ill treatment.
Kaptan Kirk ve çok çekici kaptanının, zararlarından bizi sorumlu tutacaklarını düşünüyor musun?
Do you think that Captain Kirk and his very attractive officer will feel that we're responsible for their injuries?
Kimseye zararları yoktur.
Don't really harm nobody.
İçkinin Zararları
The Evils of Drink
"'Yani gerçekten kastettiğiniz, bu zararları ve tazminatı...
"'Surely you don't really mean, really and seriously now...
- Zararları yok.
- They're okay.
Bir sözleşmenin taraflarından biri hangi durumlarda... sözleşmenin kendine düşen şartlarını yerine getirmeyebilir... ve zararları ödemez?
What are the elements that can lead to a party... being excused from performing his part of a contract... and yet not paying damages?
Ne işin var senin bu çocuklarla yaw. Dikkat et sana bir zararları dokunmasın.
What have you got to do with her?
Ne zararları var ki?
What's wrong with them?
Bu donmadan meydana gelebilecek zararları ve hücre bozulmasını önleyecektir.
This reduced the freezing damage that would occur and prevent cell deterioration.
Bana bir zararları dokunmadı.
They did me no harm.
İnsana zararları var mı?
Are they safe?
Toparlan Bütün zararlarını ben karşılayacağım Bunları bir avukata anlatacağız
Pack up your brushes and polishes! I'll pay the damages. Whatever!
Yoldaş, ağır bedensel zararlar vermeyiniz.
Comrade chief, I held this citizen for grievous bodily harm.
Geri dönülmez zararlar verebilirler.
They can do endless mischief.
- Bana verdiğin zararlar canıma yetti.
Damn the time who came to this house.
Ayrıca size hatırlatmakla yükümlüyüm, böyle ezici büyüklükteki bir şahitler grubu... şan ve şerefinize büyük zararlar verebilir.
My orders are to remind you in the strongest terms... My orders are to remind you in the strongest terms... of the damage testimony like this could do to your name and reputation.
Bize ne zararlar verdiler...
How they abused us.
Verdiğiniz zararlar için.
For damages.
Bu tavırları onlara büyük ahlaki zararlar verdi. Onlar Alman kalesinin duvarlarının üzerindeymiş gibi görünmüyorlar.
They don't look like they could lead you up the walls of a German fortress.
Verdiğin manevi zararlar için alıyorum bunu.
I'll keep this for moral damages.
- Git buradan. - Ne zararları var ki?
- Get out of here.
Ayrıca kılıcın dengesiz gücünü tadan kişi kendisine ve çevresine büyük zararlar verebilir
Also he's afraid that no one will know of sword's... history could hurt others and themselves
Kimseye bir zararları dokunmuyor.
They don't hurt nobody.
Bizim askerlerimizden birine ciddi zararlar vermiş... Ulaştırma Teğmenimize... Geçen Salı gününden beri kayıptı.
He was found to be carrying the personal effects of one of our officers... our Communications Lieutenant... who has been missing since last Tuesday.
Güvenilmez bir adamdan asılsız bir ifade dinlemek ve buna dayanarak verilen kararı değiştirmek mahkemeye ve adalete ciddi zararlar verebilir.
It would be a groundless testimony from an unreliable man. To annul the verdict based on this type of evidence would seriously undermine truth and justice.
Muhtemelen gemiyi kurtardım, büyük zararlar verebilirdi.
- I probably saved the ship. That thing could have done some damage.
Sana söylemiştim, ona verdiğin zararlar.
I've told you, the harm you do her
Sen ve kaçık cücelerin 21 puan öne geçtiğinizde mahkûmlara mümkün olduğunca ağır zararlar vermenizi istiyorum.
When you and your mental midgets are 21 points ahead, I want you to inflict as much painful damage on the prisoners as possible.
Eğer zararlı gezegenler ters yörüngedeyse, ki Saturn de zararlı bir gezegen, bu gezegenlerin zararları daha da artar. Şu Reader's Digest dergisinin makalelerini çok mu okuyorsun sen?
Have you been doing that Reader's Digest worth our...
Ona ne zararları var? - Kimin?
Who?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]